Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çalışmalarını yıllardan beri takdirle izlediğim Türkan Saylan’la ilk kez Milliyet gazetesinin “Baba Beni Okula Gönder” (BBOG) kampanyasını tartışmak üzere düzenlenen bir toplantıda tanışmıştım. O toplantıda  kesinlikle hiç boş laf etmeden, kendisini hiç öne çıkartmadan yapıcı önerilerini sıralamış ve bu yaklaşımıyla etkilemişti beni. 
Bir süre sonra, Arnavutköy’ün ara caddelerinden birinde yürürken Türkan Hanım’a rastladım. Hemen tanıdı beni, el sıkıştık ve ayaküstü birkaç dakika konuştuk. Beni semtte ilk kez gördüğünü söyledi ve az ötedeki evini gösterdi. Onunla vedalaştıktan sonra evinin önünden geçerken, bu şirin ve kendi halinde evin Türkan Saylan’ın öyküsüyle, yaşam tarzıyla, dünya görüşüyle nasıl örtüştüğünü düşündüm. 

Sihirli dokunuş
Birkaç hafta sonra Meral Tamer, elinde küçük bir kâğıt parçası ile gazetedeki odama geldi, “Türkan Hoca yolladı bunu sana”, dedi. Birlikte katıldıkları bir başka BBOG toplantısında Türkan Hoca bir ara Meral’i bir köşeye çekip, evinin önünde benimle karşılaştığını ve elimi sıkarken avucumdaki sertleşmeyi fark ettiğini belirterek, hiçbir yan etkisi olmayan, su ve yağ karışımı bir emülsiyonla bu sorunu çözebileceğimi söylemiş ve küçük bir kâğıda o karışımın adını yazarak bana vermesini istemiş.
Özellikle kış aylarında, derimin kuruması nedeniyle yaşadığım sorunu elimi sıkarken fark etmişti Türkan Hoca ve hemen sorunu çözecek reçeteyi yazıp bana ulaştırmıştı. İlk önce müthiş şaşırdım doğal olarak ve hemen önerdiği karışımı alıp kullanmaya başladım. Sonuç olumluydu. Daha önce denediğim çok daha karmaşık formüllü birçok merhemle elde edemediğim sonucu Türkan Hoca’nın basit formülü sayesinde elde etmiştim.
Bu olayı çok sıra dışı bulduğum için ve beni çok etkilediği için anlatıyorum. Düşünün bir kere, elimi sıkarken adeta sihirli bir dokunuşla teşhisini koyuyor, hemen sorunu gidermenin formülünü düşünüyor ve onca uğraşısı içinde bunu kendisine iş edinip, beni rahatlatacak formülü bana ulaştırmanın yolunu buluyor ve sorunumu çözüyor. Ve bunu neredeyse tanımadığı bir insan için yapıyor.

Yaşamanın amacı
Bu, Türkan Saylan’ın başka insanların mutluluğuna adanmış yaşamı boyunca herhalde binlerce defa yaşanmış olan, onun için gayet sıradan bir olay. Onun benzersiz duyarlılığı ve sihirli dokunuşuyla binlerce insana destek olurken, binlerce gence ve genç kıza ufuk açarken yaratmış olduğu mutluluğu rakamlarla ifade etmek ise herhalde olanaksız.
Hayatının son anına kadar bir yandan hastalığına, diğer yandan onu hedef haline getirmek isteyenlere karşı müthiş bir mücadele gücü de sergileyen Türkan Saylan’ın yaşamı, onun karşısında yer alanları tanımlama olanağını da veriyor bize. Onlar, Türkan Hoca’nın yaymaya çalıştığı mutluluğu karanlık örtülerle ve ilkel yöntemlerle boğmaya çalışan zavallı kullar.