Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Osman ULAGAY

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği KOBİ'lere yatırım finansmanı sağlamak için özel sektöre döndü. TOBB, uluslararası yatırımcıların ana fon sahibi olduğu bir yatırım ortaklığı fonu kurma girişiminin son aşamasında

Candan YALÇIN

Risk sermayesi fırtınası tüm dünyada girişimcileri önüne katmış götürürken Türkiye'de hala 1.5 yıl önce kurulmuş olup bir tek girişimciyi desteklemeye çalışan bir tek risk sermayesi şirketinin gözünün içine bakılıyor. Ama kurtuluş yakında: KOBİ'lere ortaklık bazında yatırım iştiraki yapacak TOBB yatırım ortaklığı fonu yakında hizmetinizde.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanlık Danışmanı Prof. Dr. Halil Sarıaslan şirketin uluslararası bir finans kurumu tarafından finanse edileceğini söyledi. Prof. Sarıaslan şirketin fon yönetimi ve değerlendirmesinin de ortak olan yerli finans kurumu tarafından yapılacağını, bahsi geçen uluslararası ve yerli finans kurumlarıyla protokol anlaşmalarının geçtiğimiz haftalarda yapıldığını belirtti.
Şimdiden 50 milyon dolarlık fon elde etmiş olan şirket ilk aşamada en fazla 100 milyon dolarlık bir fon kullanmayı hedefliyor. Uluslararası finans kurumu, yerli finans kurumu ve TOBB'un biraraya gelerek oluşturdukları 20 milyon dolarlık kuruluş fonu yabancı fon bulunmasını sağladı.

Risk sermayesi sistemi şöyle işleyecek: Şirket girişimcinin projesine en fazla %30 - 35 oranında ortak olacak, bu hisselerin karşılığı olan fonu girişimciye verecek. Projenin gidişine göre en fazla 3 yıl sonra girişimcinin aşamalı olarak halka açılması sağlanacak. Bu aşamada şirket de girişimciye ait hisselerini satarak yatırdığı fonu geri alacak.
Prof. Sarıaslan risk sermayesinin ufku açık, ihracat potansiyeli olan mevcut işletmelere, yeni projeleri için verileceğini belirtti. Desteklenecek firmaların orta büyüklüğü (çalışan sayısı en fazla 150) geçmemesine dikkat edilecek.
Sarıaslan ABD'de 5 - 10 yıl olan risk sermayesi vadesinin daha çok yeni girişimler için gerekli olduğunu ifade ederek, "Biz ilk aşamada, var olan firmalara daha kısa vadeli destek vermeyi planlıyoruz. Ancak bu, yeni kurulacak bir firmanın başarı şansı yüksek bir projesi varsa bunun reddedileceği anlamına gelmiyor", diye konuştu.

İlk kez 1996 temmuzunun güneşli ve sıcak bir gününde yayınlanan KOBİ - VİZYON köşesi soğuk ve karlı bir günde okurlarına veda ediyor. Bu nedenle bir bilanço yapmanın uygun olacağını düşündük.
Bu köşeyi başlatırken Türkiye'nin KOBİ'lerinin dünya pazarlarını hedefleyen bir perspektife kavuşmalarının önemini vurgulamış ve amaçlarımızı şöyle sıralamıştık:
* Türkiye'deki KOBİ gerçeğini verilere dayanarak ortaya koymak
* KOBİ'lerin ve girişimci kesimin sorunlarını yansıtmak
* KOBİ'lerle ilgili gelişmeleri izlemek
* Dünyadaki KOBİ'lere yönelik uygulamalardan ve fırsatlardan örnekler vermek
* KOBİ'lerle ilgili yayın ve faaliyetleri duyurmak
* Uzman görüşlerine ve önerilerine yer vermek
Amaçlarımızı böylece sıraladıktan sonra "bu amaçlara varabilmemiz için bu köşeyi bir 'KOBİ forumu'na dönüştürebilmemiz gerekiyor", demiştik.
Amaçladığımız şeyleri mümkün mertebe yapmaya çalıştık ama bu köşeyi bir KOBİ forumuna dönüştüremediğimiz için hedefimize varamadık. Bunun başlıca nedeni herhalde bizim yaklaşımımızdaki eksiklikler ve yetersizliklerdi. KOBİ'lerin ve girişimcilerin bizimle ilişki kurup sorunlarını, önerilerini, taleplerini dile getirmelerini özendirecek bir ortam yaratamamıştık. KOBİ'lerin ve girişimci kesimin şu an bulunduğu noktada böyle bir diyaloğun yararına inanmamalarının da bu iletişimin yetersiz kalmasında bir payı vardı belki de.
Bu diyalog bir gün mutlaka kurulacak, bizim başaramadığımızı başaracak olan arkadaşların hazırlayacağı KOBİ'lerle ilgili köşeler ve sayfalar yoğunluk kazanacak. Bunu inanarak söylüyoruz çünkü Türkiye'nin KOBİ'leri henüz yolun başında ve büyük bir gelişme potansiyeline sahip. Bu potansiyelin kullanılması ise öncelikle iki şeye bağlı: (1) KOBİ yöneticilerinin ve girişimcilerin dünyayı izlemesine, bir dünya perspektifine kavuşmasına ve (2) Türkiye'deki politikacıların KOBİ'lerin önemini kavramasına. Her iki konuda da medyanın katkısı önemli olabilir diye düşünüyoruz.
Bu köşeyi kapatırken KOBİ - VİZYON'a ilgi gösteren ve katkıda bulunan herkese şükranlarımızı sunuyor ve tüm KOBİ camiasına esenlikler diliyoruz.

Esnek işgücü, bürokrasinin azlığı ve düşük vergiler ABD'yi girişimciler cenneti yaptı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) araştırmasına göre ABD, bu etkenler sonucu dünyanın en girişimci ekonomisi oldu.
OECD raporuna göre küçük işletmelerin başarısı pazarlama, organizasyon ya da dağıtım konusunda yaratıcı yaklaşımlarından kaynaklanıyor. Faaliyet alanları çok çeşitli olan girişimcilerin sadece üçte biri, yüksek teknoloji alanında etkin.
ABD'de her yıl 900,000 şirket kurulurken 800,000 şirket de kapanıyor. Amerikan girişimcilik kültürünün nedenlerinden bazıları şöyle:
* Şirket açma ve kapamanın kolaylığı
* Yatırım sermayesinin ulaşılabilirliği; halka açılmanın kolaylığı
* Patent korumasının ucuz ve kolayca işlemesi
* Vergilerin düşüklüğü
* İşgücü pazarının esnek ve dinamik olması
* Girişimciyi destekleyen kurumların da girişimcilerden oluşması
ABD'de risk sermayesiyle desteklenen şirket başına ortalama sermaye miktarı 6.6 milyon dolar (1.3 trilyon TL) iken bu rakamın Avrupa'da 1.1 milyon dolar (220 milyar TL) civarında olduğu dikkat çekiyor.

TES - AR Enstitüsü Müdürü Dr. İrfan Yazman'ın geçtiğimiz aylarda Almanya'ya yaptığı etüd gezisinde bu ülkedeki KOBİ finansman sistemi ile ilgili olarak aldığı notlar da daha değişik ve basit uygulamalı bir finansman sisteminin ayrıntılarını gösteriyor:
* Türkiye'nin risk sermayesi sisteminde etkilendiği Anglo - Amerikan sisteminin işlemesi için desteklenen şirketin anonim şirket olması, piyasaya hisse senetleri sürülmesi, bunların değerlendirileceği pazarların işlemesi gerekli.
* Alman modelinde ise risk sermayesi şirketi, girişimci firmaya en çok %49 oranında ortak olur. Belli bir ödemesiz sürenin sonunda pay iadesi nominal değerden gerçekleşir.
* İlk 5 yıl sabit bir faiz (%6.5), kar yüzdesi (%1) ve bir kereye mahsus ücret (%2) alınır. 6. yıldan sonra yıllık %7.5 (faiz + ücret) ve kardan en fazla %2 alınır.
* Risk sermayesi sisteminin temeli, hemen hepsi birer risk sermayesi şirketi sahibi olan kredi garanti fonu (KGF) şirketleri. KGF'ler %65 (yeni eyaletlerde %85) oranında devlet tarafından destekleniyor; devletle özel sektör arasında köprü görevi görüyor.
* KGF'ler vergiden muaf. KGF onay komitesinde ehliyetli ve deneyimli meslek kuruluşu temsilcileri bulunması bu kurumları güvenilir kılıyor.

KOSGEB tarafından hazırlanan 5 projenin 1997 Avrupa Birliği Akdeniz Fonu'ndan desteklenmesi kabul edildi. AB tarafından onaylanan ve finansman taahhüdünde bulunulan KOSGEB projeleri şunlar: Otomotiv Sanayi Bölgesi Oluşturulması, Ayakkabı Sektörü Mesleki Eğitim Merkezi, Tekstil Endüstrisi Geliştirme, konfeksiyon Sektörü Geliştirme ve KOBİ'ler İçin Enformasyon Ağı Projeleri.
Mali portesi 6.470.000 ECU olan beş yeni projeyle birlikte AB onayı alan KOSGEB projelerinin sayısı altıya çıktı. AB daha önce de İş ve Yenilik Merkezleri Projesi'ni desteklemeyi kabul etmişti. Projelerin finansman anlaşmaları AB tarafından yollanıp Hazine ve KOSGEB tarafından imzalandıktan sonra yürürlüğe girecek ve projelerin uygulamasına başlanacak.

İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde yer alan İTÜ - KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi'nde yer alan ve KOSGEB desteğiyle faaliyetlerini sürdüren iki firma, "İstanbul Ticaret Odası Teknoloji Ödülü"nü aldı. Yeni ürün, üretim yöntemi ya da teknoloji geliştirmeyi hedefleyen merkezde gelişen firmalardan EKA Elektronik kontrol aleti üretimi alanında, Armas Makina ise hava kompresörü alanında ödüle layık bulundu.




Yazara Email O.Ulagay@milliyet.com.tr