Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Referandum sonuçları saat 20:30, 21.00 gibi üç aşağı beş yukarı belli olacak. Haber kanalları daha çok “Bundan sonra ne olacak?” yayını yapacak.

Sonuçların belli olmasının ardından savunduğu görüş kaybeden hiçbir siyasi parti genel başkanı “Halkı ikna etmekte başarılı olamadım” deyip istifa etmeyecek. Kaybeden bir süre ortada görünmemeyi tercih edecek.

15 Nisan günü, ekonomide, dış politikada bizi meşgul eden konular neyse, 17 Nisan günü de aynı konular karşımızda olacak.

Sandıktan evet de çıksa, hayır da çıksa Ak Parti ülkeyi yönetmeye devam edecek, Anayasa değişikliğinin gerektirdiği uyum yasalarını çıkarmaya başlayacak. Refarandumun ardından erken seçime gidilirse, “bugün seçim olsa” anket sonuçlarına göre seçimlerden yine Ak Parti birinci çıkacak. Eğer bir fark olursa o da oy oranı farkı olacak.

Haberin Devamı

Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler dolayısıyla ABD ile yaşanan gerilim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başkan Trump ile yapacağı görüşmenin ardından ya çözüm yoluna girecek ya da daha da keskinleşecek. Washington’dan gelecek randevu tarihi de Trump Yönetimi’nin Obama’dan ne kadar farklı olup olmadığı konusunda işaret fişeği olacak.

Avrupa Birliği’nin Haziran Zirvesi öncesinde, “Türkiye ile müzakereler dursun” diyenlerle, “devam etsin” diyenler yine karşı karşıya gelecek. Herkes Almanya Başbakanı Merkel’in ağzından çıkacaklara bakacak.

Tercihi sandıktan çıkmayanlar ülkeyi terk etmeyecek. Herkes yine birlikte yaşayacak, aynı ofiste çalışıp, aynı otobüse binip, aynı kahvehanede oturmaya devam edecek.

Sandıktan çıkan sonuca göre sosyal medyanın azgın azınlığı linç kampanyalarına hemen başlayacak.

REFERANDUM VE KİMLİK KARTLARI...

Nüfus kağıdımı kaybettiğim için ocak sonunda başvurduğum yeni kimlik kartım nisan ayı oldu hâlâ gelmedi.

Yeni ehliyet için şubat ortasında müracaat ettim, en yakın randevu tarihi 28 Nisan’a randevu verdiler.

Benzer durumda olan bir sürü insan var ve herkesin aklında referandumda oy kullanıp kullanamayacağı var.

Yüksek Seçim Kurulu, üzerinde vatandaşlık numarası olan tüm resmi kimlikler ve geçici kimlik belgesiyle de oy kullanılabileceğini açıkladı.

Haberin Devamı

Hatta avukat ve noter kartları ya da askeri kimliklerle de oy kullanılabilecek.

Garip olan, belirli meslek gruplarına oranla çok daha az sayıda kişinin taşıdığı Sarı Basın Kartları’nı kimsenin takmaması.

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca, umarım bu durumun sebebini Yüksek Seçim Kurulu’na sorar.

BİLİM NELERİ ARAŞTIRIYOR?

Adil Gür’ün yaptığı son araştırma gösterdi ki eğitim bizim sorunlar listemizde belirli seviyenin üzerine çıkmıyor, ilk 3’e asla girmiyor. Oysa eğitim ve bilime harcanan para bir sürü ülkenin ve çoğu zaman dünyanın kaderini değiştiriyor. Mesela:

Bacak bacak üstüne atmak insanlarda tansiyonu yükseltiyor. Sağlığı normal olan insanlarda geçici olan bu durum, kan pıhtılaşması riski olanların hayatını tehlikeye atıyor.

Kuzey yarı kürede hava sıcaklığının daha yüksek seyrettiği yıllarda daha fazla erkek çocuk doğuyor. Bilim dünyası bu değişimin sebebini bulmaya çalışıyor.

Gerçekten ağladığımızda gözlerimizden akan yaştaki protein oranı soğan doğrarken gözümüzden akan yaşta olandan daha fazla. Yani gerçekten ağladığımızda işin içine beynimiz de giriyor.

Haberin Devamı

Eğer pirinci hindistan cevizi yağıyla pişirip yarım gün buzdolabında tutarsanız içerdiği kalori yüzde 60 azalıyor.

ÜLKER REKLAM KRİZİNİN ÖĞRETTİKLERİ

Komplo teorilerinin çok iş yaptığı, “Abi” ve “Abla” operasyonlarının sürdüğü, sabaha karşı yeni bir darbe girişiminin olacağına dair cümlelerin kurulduğu, birilerinin hesaplaşma hayalleri kurduğu, subliminal mesaj lafının herkes tarafından bilindiği bir ülkede, farklı olmak için önce farkında olmak gerektiğini unutmayacak, her tarafa çekilebilecek, gerilim filmi gibi bir reklam yapmayacaksın.

Plaza kültüründen çıkan bir kampanyayı kabul ederken, Neşet Ertaş’ın Beyonce kadar tanınmadığını, İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki şehirlerin Paris kadar bilinmediğini unutmayacaksın. Gerekirse fokus gruplarla çalışıp, onların tepkilerini ölçüp, kampanyaya ona göre başlayacaksın...

Ya yaptığın reklama sahip çıkacak, komplo teorisi üretenleri suçlayacak ve reklamı geri çekmeyeceksin ya da reklamda sorun olduğunu kabul edip, “Komplo mu var diye araştırıyoruz” diyeceksin. İkisini aynı anda söylediğinde inandırıcı olmak zorlaşıyor.