BİR ADAM İKİ TORUN...
Biri “Geldikleri gibi giderler”, “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen adamdı,
Ötekisi, “Avrupa ile başa çıkmayı hangi Asya kavmi başardı ki?” diyebilen adamdı.
Biri, Kurtuluş Savaşı’nı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni örgütledi,
Diğeri İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurucularından biri olmayı seçti.
Biri, ülkenin dört yanına bağımsızlık mücadelesi için, diğeri, İçişleri Bakanı olarak valilere “İşgal kuvvetlerini kızdırmayın” diye telgraflar çekti.
Biri, ülkenin bağımsızlığı için savaştı, diğeri bağımsızlık için savaşanlarla savaşmayı tercih etti.
Biri önce Anadolu’yu, sonra İzmir’i kurtardı, ötekisi İzmir kurtarıldıktan sonra “Gayemiz birdi ve birdir” diye manşet atabildi hiç utanmadan.
İngiltere’nin yeni başbakanı Boris Johnson’ın dedesinin babası Ali Kemal bu anlattığım adam sizlere.
Ali Kemal öğrencilik yıllarında Cenevre’de evlendi, İngiliz asıllı eşinden iki çocuğu oldu.
Eşi hayatını kaybedince, iki çocuğunu anneannelerine bıraktı, Türkiye’ye döndü, çocuklarını bir daha da görmedi.
Anneanne, bir İngiliz gibi yetiştirdi çocukları, isimlerini de İngiliz ismi yaptı.
Ali Kemal’in oğlu 2. Dünya Savaşı’nda kahramanlık gösteren bir pilot oldu, onun oğlu, Stanley Johnson, Muhafazakâr Parti’nin önde gelen isimlerinden biriydi. Boris de onun oğlu işte...
“İngiltere Başbakanı, Türk kanı” falan diye sevinenlerin haberi olsun diye yazıyorum bunları. Eğer illa gurur duyacaksanız, Ali Kemal’in ikinci evliliğinden olan oğlu Zeki Kuneralp’i tanımanızı öneririm size.
Yıllarca bu ülke için büyükelçilik yaptı. Eşi, 1978’te Asala’nın makam aracına düzenlediği saldırıda şehit oldu.
Annesi şehit olan Selim Kuneralp var bir de, Ali Kemal’in torunu.
Bu ülke için çok uğraş veren bir büyükelçi olarak hatırlıyoruz hepimiz onu.
Selim Kuneralp, şimdi İngiltere Başbakanı olan Boris Johnson Türklerin AB pozisyonuna hakaret ettiğinde en sert tepkiyi gösteren isim olmuştu.
Ali Kemal’in memleketinden olanlar, illa bir torun ağırlayacaksanız, Erdoğan’a hakaret konulu şiir yarışmalarında birinci olan Boris’i değil, bu ülke için bedel ödeyen Kuneralp kanadını ağırlamanızı öneririm..
MAÇAKIZI ENFLASYONU...
Maçakızı 2015’te tek bir lahmacunu 39 liraya satıyordu.
Fiyat 2017’de 44 lira, 2018’de de 55 lira olmuştu.
Bu sene fazla muhabbeti olmadı ama 72 liraya yükselmiş tek bir lahmacunun fiyatı.
Neyse ki ev sahipleri kiracılara lahmacun enflasyonuna göre zam yapmıyorlar...
BÜYÜK DEVLET VURUR...
Kuzey Irak’ta bir diplomatımızın şehit edilmesi işinde rol alan tüm sorumlular, MİT ve Silahlı Kuvvetler operasyonuyla etkisiz hale getirildi.
Sosyal medya meseleye “Şehidimizin kanı yerde kalmadı” diye baktı çoğunlukla.
Bu, sonuçlardan sadece bir tanesi ve daha sembolik olanı aslında.
Büyük devletseniz, diplomatlarınıza bir daha silah çekilememesi için bu tür operasyonları yapmak zorundasınız.
Yani ortada bir intikam değil, “Bir daha aklınıza dahi getirmeyin” operasyonu var.
VAY ARKADAŞ
Netflix, yapanların bile Türklere karşı ırkçı bir film olduğunu kabul ettiği Gece Yarısı Ekspresi’ni yayınlıyor diye medyada tek yazan ben olmuştum.
Bu hafta senaryosunda eşcinsel öğeler barındıran diziler yüzünden iki ayrı haber ve yazı çıktı medyada.
Anlamadım, bu ülkede yaşayan tüm vatandaşlara hakaret eden bir filmden daha mı önemli acaba bu “düz” erkek olma durumu...
