ÜÇ KADIN BİN TURNA

17 Şubat 2015

Hint mitolojisinde anlatılana göre, Tanrı toprağın hafifliğini, ceylanın bakışını, sisin gözyaşını aldı. Rüzgarın kararsızlığını, tavşanın ürkekliğini buna ekledi. Üzerine kıymetli taşların sertliğini, balın tadını, kaplanın yırtıcılığını, ateşin yakıcılığını, kışın soğuğunu, kumrunun sevgisini kattı. Tüm bunları karıştırdı, eritti ve kadın yaptı.
Masalsı ve yüzlerde tatlı bir tebessüm oluşturan bu tanımı okuyan her kadın, eminim kendini ayrıcalıklı hissedecektir. Ancak hiçbir şey masallardaki gibi değil. Kadının yükü hep daha ağır ve işi hep daha çok.
Dünyanın daha güzel ve daha yaşanabilir bir yer olmasında, hayatın her bakımdan kolaylaşmasında, kadınların çabası ve emeği asla yadsınamaz. Ama sadece doğurganlık özelliğiyle kutsanmış olması bile kadını farklı kılan başlı başına bir nedenken, günümüzde ona verilen değer ortada.

Her gün bir haber
Bu konuda kurulabilecek binlerce cümle var ama her gün, neredeyse her gazetenin üçüncü sayfasına düşen bir kadın cinayeti haberi tüm sözcükleri anlamsız kılıyor. Tecavüz, kaçırılma, şiddet derken kadına dair tüm güzelliklerin üzeri örtülüyor. Toplumumuzda kadın, günden güne tabu haline gelse de iyi ki tiyatro var;

Yazının Devamı

ŞiiRLERiN ADAMI

10 Şubat 2015

Dünyanın en güzel aşk şiirlerini yazan şairlerin erkek olmasına hayıflansam da o şiirlerin çoğunun ilham kaynağının kadınlar olduğunu bilmek beni hep mutlu etmiştir. Yahya Kemal’in ‘Celile’si, Nazım Hikmet’in ‘Piraye’si, Turgut Uyar’ın ‘Tomris’i, Ahmed Arif’in ‘Lüsyen’i ve daha niceleri… Şiir yazdıran kadınlar olmalarından çok, o şiirlerin içinde hâlâ yaşıyor olmalarıyla tanıdığımız kadınlar…
Birine “Üşüyorum kapama gözlerini”yi diğerine “Ben sende imkansızlığı seviyorum fakat asla umutsuzluğu değil”i yazdıran kadınlar…
Orhan Veli haklı. Kırık kaldırım taşlarına bakıp ışıklı bir asfalt düşünmek yalnızca şairlere mahsus. İyi ki de öyle.
Cihangir sokaklarında aylak aylak gezerken akşamı edince, Esen Yapım’ın Bo Sahne’deki ‘Aldırma Gönül’ünü de aradan çıkarayım dedim.
Özgür Akçay’ın, ünlü şairlerin şiirlerinden ördüğü oyunun, Arda Esen’in üzerine çok yakıştığını söylemeliyim. ‘Aldırma Gönül’, onun ustalıklı sahne performansı sayesinde şiir sanatının iyileştirici gücünü hissettirerek keyifli bir seyir sağlıyor. Şiiri ve tiyatroyu aynı anda solumak isteyenler için biçilmiş kaftan.

Anılarla selamlaşıyorsunuz

Yazının Devamı