Özlem Akarsu Çelik

Özlem Akarsu Çelik

ozlemakarsucelik@gmail.com

Tüm Yazıları

İki üniversite öğrencisi, “Geleceğe Işık Tut” adlı projeleriyle pek çok okulun ve yüzlerce öğrencinin ihtiyaçlarının karşılanmasına sosyal medya üzerinden aracılık ediyor

Henüz 20’li yaşların başında iki genç kız olağanüstü bir işe imza attılar. İkiside üniversite öğrencisi olan Çiğdem Kaplan ile Ezgi Dilan Yüksel, Instagram’da açtıkları hesapla onlarca okulun, yüzlerce öğrencinin ihtiyaçlarının karşılanmasına aracılık ettiler, etmeye devam ediyorlar. Sosyal medyanın gücünü bir kez daha ispatlayan, gönüllü olarak gerçekleştirdikleri projenin adını “Geleceğe Işık Tut” koydular.

Haberin Devamı

Sistem şöyle işliyor: İhtiyaç sahibi okulların/ öğrencilerin öğretmenleri, Ezgi ile Çiğdem’in profillerinde verdikleri e-posta adresine taleplerini yazıyorlar. Ezgi ile Çiğdem, takipçilerine bu talepleri duyuruyor. Yardım etmek isteyenler, ihtiyaçları bu adreslere gönderiyorlar.

Şimdiye kadar yapılanları bilseniz dudağınız uçuklar. Kitap, defter, kalemden öğrencilerin çıplak ayaklarını sokacakları ayakkabıya kadar
pek çok temel ihtiyacın karşılanması bir yana,
bir okula tuvalet bile yaptırmışlar!

“Fotoğraflar bizi ağlattı”

Instagram’daki “gelecegeisiktut” isimli hesabın binlerce takipçisi arasında Bergüzar Korel’den Çağan Irmak’a çok sayıda ünlü de var. “Türkiye’nin dört bir yanından öğretmenlerin paylaştığı yoksulluk karşısında şaşırdınız mı?” diye soruyorum Çiğdem’e. “İlk gördüğümüz fotoğraflar bizi günlerce ağlattı. Karda terlikle okula giden çocukların fotoğraflarıydı. Ezgi ile ne yapabiliriz diye düşünürken öğretmenlerin taleplerine aracı olabileceğimizi fark ettik. Zaten en çok öğretmenler yardım etmek istiyor. Dernekleşmek istemiyoruz ama iş büyüyünce bir sistem oturtmamız gerekti, şimdi buna kafa yoruyoruz. İnsanlar bizim samimiyetimize inandığı için yardım ediyorlar. Biz de bunu bozmak istemiyoruz” diyor.

Buradayız Ahparig!

Meslektaşımız, ağabeyimiz, kardeşimiz, Hrant Dink’in öldürülüşünün 8’inci yılı yarın. Bir kez daha “Buradayız Ahparig (Buradayız Kardeşim)” diyeceğiz. Saat 13.30’da Taksim’de, 15.00’te katledildiği yer olan AGOS gazetesinin önünde anacağız Hrant Dink’i. Peki suikastın 8’inci yılında katiller nerede? Devletin derinliklerinde saklandıklarını biliyoruz. Davayla ilgili bir gelişme yaşandı geçtiğimiz hafta. “Kamu görevlilerinin ihmali” olduğu gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında polis memurları Muhittin Zenit ile Özkan Mumcu tutuklandı. Ama onları cesaretlendiren, yönlendiren isimler ortaya çıkmadıkça, “Biz bitti demeden bu dava bitmez”!

Haberin Devamı

Charlie Hebdo saldırısına yönelik en aklıselim açıklama

CharlIe Hebdo’ya yönelik saldırıya ilişkin Fransa’dan en aklıselim açıklama, Anarşist Federasyon’un Regard Noir Grubu’ndan geldi. Altına imzamı atıyorum!

“Bir zamanların özgürlükçü ortamında, özellikle kendi örgütümüz, mirasçısı olduklarını söyledikleri Hara Kiri’ye (Charlie Hebdo’nun öncülü mizah dergisi) çok daha yakın durmuş olsa da Charlie Hebdo’nun uzunca zamandır bizi güldüremediğini söylemeliyiz.

Biz ırkçı ‘sol’un köktenci ve baskıcı grupları arasında bir seçim yapmadık, yapmayacağız. Mezhepleri ne olursa olsun amellerini çok iyi bildiğimiz dinci gericilerle, laiklik ya da ifade özgürlüğüne ilişkin mücadele kisvesi altında İslamofobiye yol açan bir gazete arasında seçim yapmayacağız. Örgütümüz, başlangıcından itibaren tüm dinlere ve kaynağı ne olursa olsun onların köktenci varoluşlarına karşı mücadele etmektedir. Ulusal birliğin ortak düşman yaratmaya yönelik bariz tuzağına düşmeyeceğiz. Dayanışmamızın içine bu budalaca saldırının olumsuz etkilerine maruz kalan kişiler de giriyor.”

Haberin Devamı

“Soğukkanlı olmalıyız”

“Radikal sağın son dönemlerde kendisini temel olarak ‘İslamlaşma’ istilasına yönelik duyarlılık üzerinden yapılandırdığını görüyoruz. Şüphesiz ki, Charlie Hebdo’ya karşı gerçekleştirilen bu silahlı saldırıya tepki olarak İslamofobi olgusu güçlenecektir ve temel sorunun etnik çatışma, çözümün ise millileşme olduğunu savunan FN (faşist Ulusal Cephe partisi) ile uydularına çok daha büyük bir meşruluk kazandıracaktır. Bu sıkıntılı zamanda, biz anarşistlerin soğukkanlı olmamız, kendimiz ve düşmanlarımızla -her cenahtan gericiler, solun ve sağın yabancı düşmanları, her görüşten cinsiyetçilerin yanı sıra, ulusal ve sınıflararası uzlaşmaya meyleden sözde komünistlerle- aramızdaki kesin sınır hattını korumamız gerekiyor.”

Eleştirilere cevap

Her fırsatta “çok inançlı bir inançsız” olduğumu ifade etmeme rağmen nasıl olurmuş da Charlie Hebdo’ya yönelik saldırının ardından sosyal medyada boy göstermezmişim? Zannedersiniz Twitter cenk alanı, ben de vatan hainiyim. Sevgili sinirli okurlar, takipçiler... Sosyal medyanın haberleşmek gibi çok önemli işlevi olan bir mecra olduğunun farkındayım -nitekim bugün yazdım- ama orada birilerine söverek devrim yapılacağına inanmıyorum. Sizin gibi oralardan, ramazan, paskalya, hanuka vb. dini bayramları da kutlamıyorum. İnançlılara her fırsatta şunu söylüyorum, siz benim inançsızlığıma ne kadar saygı duyuyorsanız ben de size o kadar saygı duyuyorum. Oldu mu?