Dalış ve İnsan Psikolojisi

20 Temmuz 2017

DALIŞ VE İNSAN PSİKOLOJİSİ

Herkese merhabalar. Umuyorum keyifli, huzurlu bir hafa geçirmektesinizdir.

Geçen haftadanda belirtmiş olduğum gibi, yavaş yavaş dalış konuları hakkındaki bilgi, birikim ve tecrübelerimi paylaşmaya çalışıcam. Bugün sizlere, dalışın insan psikolojisini nasıl etkilediğini, artıları ve eksileriyle anlatmaya çalışıcam.

Bilindiği üzere, insan bedenin yüzde %65-70 i sudur. Her ne kadar suya adapte olabilen canlılarda olsak, su ortamı aslında bizim için bir misafirhanedir. Balıkadam olarak, asla orda misafir olduğunuzu ve oranın dinamiklerine, fizik ve matematiğine göre hareket etmemiz gerektiğini unutmamalıyız.

Peki, dalış yapmak bize ne gibi artıları yada insan psikolojisinde, ne gibi etkileri olabilir?

Şahsen dalış yapmak, denizlerin,okyanusların,göllerin... sadece tatlı yada tuzlu su birikintilerinden oluşmadığını bizlere öğretir. Orada bir ekosistemin döndüğünü, bu doğrultuda yaşadığımız kara hayatından daha düzenli bir şekilde, bu döngünün hareket halinde olduğunu görürüz. Tabi bunu fark etmek zaman almaktadır. Ancak ve ancak kendinizi, ruh halinizi oraya entegre etmeye başladığınızda daha net bir şekilde ruhunuzda hisseder ve sorgulamaya

Yazının Devamı

Dalışın Altın Kuralları

13 Temmuz 2017

Dalışın Altın Kuralları

Tekrar Merhabalar. Umuyorum herkes çok iyi bir hafta geçiriyordur. Hayatımızın en önceliği sağlık olmalıdır. Gerek ruh ve beden sağlığı olmadan hiç bir şey olamıyor.

Bugün yavaş yavaş dalış konusuna ve dalışın vazgeçilmez bazı kuralları hakkında bilgilerimi, düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalışıcam. Kısaca bu kurallardan bahsedicek olursam.

· ASLA YALNIZ DALMA

Asla yalnız dalma kuralı aslında dalışın ciddi ve dikkate alınması gereken kurallarından biridir, neden derseniz ?

Dalış ekipman bazlı bir aktivitedir, ve ne kadar özenli olursanız olun her şeyin bir yıpranma payı olduğundan dipte oluşabilecek bir ekipman sorununda eğer yanınızda biri yok ise sıkıntı yaşıyabilirsiniz. Buddy sistemi olarakta bilinen, yanınızda bir dalış eşi mutlaka olmalı ve dalış eşlerinin gerek seviyesi ve yapacakları dalış türüde önemlidir. Yani seviyeler birbirine yakın olmalıdır ki, oluşabilecek bir sorunda iki kişiden biri sorunu anlıyıp, kavrayıp ona göre çözüm üretebilsin. Solo dalışı dediğimiz dalış türleride vardır, ama bunların eğitimi ve tecrübesi farklıdır ve farklı bir disiplin gerektirir. Bu yüzden bir buddy sistemi ile dalmak daha güvenlidir. Bir

Yazının Devamı

Türkiye'deki Sualtı Canlılığı

6 Temmuz 2017

Türkiyede’ki Sualtı Canlılığı

Herkese tekrar merhabalar !!!

Umuyorum günlerinizi, hayatınızı sağlıklı ve istediğiniz doğrultuda geçiriyorsunuzdur. Bugün sizlerle, ülkemizdeki sualtı canlılığı hakkında bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili olup, bir iç denizde olan Marmara deniziyle yurdumuzu sarmaktadır. Denizlerimize şöyle bir baktığımızda, hepsinin bir birinden farklı sualtı yaşamı olduğunu görmekteyiz. Bu zenginliği, geçmiş yıllardan bugüne doğru takip ettiğimizde malesef ki azaldığını görmekteyiz. Bunun en büyük etkeni, İnsan nüfusunun artması, düzensiz yaşam, betonarme ve yanlış avlanmadan ötürü denizlerimizdeki canlılık ve popülasyon çeşitliliği günden güne azalmaktadır. Marmaranın aşırı kirlenmesi, buna Karadenizin’de karışması doğrultusunda, canlılık günden güne yok olmaktadır. Bu içler acısı tabloya rağmen, yapmış olduğum bir çok Marmara dalışlarında, Marmaranın halen yaşamaya çalıştığı ve mevcut kalmış canlılık popülasyonunu artırmaya çalıştığını görmekteyim. Bu sevindirici bir tablo olsada, biz insanoğlu'nun denizlerimize daha özen göstermemiz, çocuklarımıza onların sadece bir su birikintisi değilde, bir ekosistemin orda

Yazının Devamı

Türkiye'de Dalış Turizmi

29 Haziran 2017

Türkiye'de Dalış Turizmi

Tekrar Merhabalar...

Bugün sizlerle, Türkiye'deki dalış turizmi hakkında ve dalış konusunda hangi noktada olduğumuzu anlatmaya çalışıcam. Öncelikle, bana göre çok özel ve şanslı bir coğrafyada yaşadığımızı düşünüyorum, ama bunun değerini binlerce sene geçmişte olsa anlamış değiliz ve anlıyabileceğimizide sanmıyorum. Üç tarafı denizlerle çevrili, hatta bir iç deniz olan Marmara Denizini’de katarsak dört tarafı denizlerle çevrili, gerek yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile dolup taşan bir coğrafyada yaşamaktayız. Benim konum olan, ve daha çok beni ilgilendiren, denizlerimize baktığımızda, umut olsada bir çok bölgede durumun içler acısı olduğunu görmekteyim. Bu durum beni inanılmaz derecede rahatsız eden ve üzen bir durum. Nedenini açıklayayım. ( Kime sorsanız üzülüyor, ama palavradan üzüldüğünü görmekteyim. Bir konuda üzülmeniz için bazı dinamikleri bilmeniz ve bu dinamiklerin nasıl döndüğünü araştırmanız,ögrenmeniz gerekir, aksi takdirde üzgün görünmekten başka bir şey yapamazsınız ) .

Denizlerimiz, insan yaşamı ve sürdürülebilirlıği açısından çok önemlidir. İnsanoğlu, hayati oksijenimizin %70 inden fazlasını dünya denizlerinden sağlamaktadır, bunuda

Yazının Devamı

İçimizdeki Telefon Virüsü

22 Haziran 2017

Tekrar Merhabalar !!!

Bugün, belkide bir çok insan için önemsiz, güncel dışı bir konu olabileceğini düşündüğü ama, benim için biraz rahatsız edici bir konuyu sizlerle paylaşmaya çalışıcam. Bunun adı İÇİMİZDEKİ TELEFON VİRÜSÜ.

Peki, nedir bu ? Son yıllarda bizi saran bu görgüsüzce ve bilinçsizce kullandığımız teknoloji çöplüğü.. bunların en başında çorap değiştirir ( belkide bu kadar sık çorap değiştirmeyenlerde vardır ) gibi telefon değiştirmek. İyide neden ?

Mevcut telefonumuz yada son model çıkan modelle konuşurken, sesi 10 boyutlu yada hologramik bir görüntüylemi iletiyor karşıya. Temel yapılan iş aynı değilmi ? .. Alo Alo... Bunu, ilk çıkan şimdinin tabiriyle en eski, en demode model de bile, yapılan eylem aynıydı. Şimdi ne değişti peki ? Hiçbirşey...

Değişen, bizler daha görgüsüzleştik ve büyük devleride zengin etmeye devam ediyoruz, başkada bir şey yaptığımız yok. Sakın yanlış anlamayın ben Amstrad, Sinclair yıllarından gelmiş, Commodore 64 lerde kafa ayarları ile uğraşmış ve günümüz teknolojisine kadar gelmiş biriyim. Yaşı elveren zaten bu anlatığım teknolojileri çok iyi bilir.Toplumumuzun en büyük sıkıntılarından biri, bilinçsiz teknoloji tüketimi,

Yazının Devamı

İnsan’ın İklimler üstünde etkisi

15 Haziran 2017

İnsan’ın İklimler üstünde etkisi

Merhabalar !!! Merhabalar !!!

Umuyorum hepiniz güzel ve istediğiniz doğrultuda bir hafta geçiriyorsunuzdur.

Bugün doğa ve insan ilişkilerinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğüm insanın iklim üstünde etkisi hakkındaki düşüncelerimi paylaşmaya çalışıcam...

İnsan denilen tür, kendini öyle yukarda görüyorki, etrafına verdiği tahribatlardan bir haber olduğu gibi , bu faturanın ona nasıl kesileceğini de kestiremiyor. Çünkü gözünü para hırsı bürümüş. Aslında ne yaptığını da bilmeyen garip bir türüz. İnsanlığın ilk evrelerine bakacak olursak , avlanan ve bulunduğu ortama ayak uydurmaya çalışan, temel ihtiyaçları yerine getirmeye ( yeme, uyku ve üreme ) çalışan bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğayı bozmadan kullanmaya çalışan ve tecrübe doğrultusunda, hatalarda yaparak neyin ne olduğunu ögrenen bir türdü. Zaman içinde, evrim süreci doğrultusunda mevcut zamanımıza kadar insanoğlu bir çok evrimsel ve çevresel değişikliklerden de geçerek, günümüz formasyonunu aldı. Bana göre bundan sonra da büyük bir kırılma noktası yaşanacaktır.

Neden derseniz ?

Çünkü insanoğlunun en büyük hatası doğanın , evrendeki her şeyin kendi hizmetinde

Yazının Devamı

İnsan-Yaşam-Mutluluk ve Para

8 Haziran 2017

Merhabalar…!

Bugün sizlere “Doğa ve İnsan “ yazımın devamı olarak kabul edilebilecek” İnsan, yaşam ve para” üçlemesi ile ilgili gözlem ve düşüncelerimi paylaşmaya çalışacağım.

Öncelikle insan hayatında sizce para denen kağıt , değerli madenlerden oluşan güç ya da kavram olmalı mıydı? Olmazsa olmaz mıydı sizce?

Bana göre olmasaydı insanlar çok daha iyi , daha mutlu olurdu. Neden derseniz, şöyle bir etrafınıza bakın gerçekten mutlu kaç kişi gösterebilirsiniz? Bitmeyen istekler ve doyumsuzluk mevcut… Zalimlik, zorbalık, savaş, bütün bunların insanoğlunda toplandığını görmekteyiz. İyide neden böyleyiz yada neden böyle olduk ?

Birinci ve en büyük sebeplerden biri, doğadan kendimizi soyutluyarak yaşamaya başlamiş olmamız ve zaman içinde de teknolojinin ilerlemesiyle iyice doğadan kopuk hale gelmemiz. Doğanın ve diğer bizim dışımızdaki bütün canlıların bize itaat etmesi düşüncesiyle doğayı katletmemiz. Bu yapmış olduğumuz en büyük hatalardan biri olduğunu düşünmekteyim. Kendimizi doğadan uzaklaştırıp yaratmış olduğumuz yapay, suni bir dünyanın içine sıkıştırıp, herşeyin insanoğlu için yaratıldığını sanıp ve hırslarımızın esiri olup, hunharca kullanarak, her şeyi elde

Yazının Devamı

DOĞA VE İNSAN UYUMU

31 Mayıs 2017

DOĞA VE İNSAN UYUMU

Herkese tekrar merhabalar…

Bugün sizlere doğa ve insan ilişkisi hakkında görüşlerimi ve insan ırkının bu noktada bana göre nerede olduğunu anlatmaya çalışacağım. 4.5 Milyar yaşındaki gezegenimizde, insan ırkı bilinen piramidin en son ve en üst noktasındadır ki , ben aynı zamanda da yok edici ve bir kemirgenden bile hızlı tüketip yok eden bir canlı türü olduğumuzu düşünüyorum.

Peki ,ama eden böyleyiz? İlk insan böyle miydi? Açıkçası öyle olduğunu düşünmüyorum. Tamamen doğanın içinde entegre olmuş, doğanın sunmuş olduğu bütün nimetleri kulanarak yaşamayı öğrenmeye çalışan ve zaman içinde alet geliştiren %97 Şempanze geni taşıyan ve evrim süreci bu doğrultuda evrilmiş ve evrilmeye devam eden bir tür olarak dünyaya tohumlarımız atılmış. İlk canlı bakteri olmakla beraber hayatın ve evrilmenin suda başladığı, daha sonraları sudan karaya ya da karadan suya veya iki türlüde yaşam döngüsünün başladığını görmekteyiz. Bugün uzaya yaptığımız büyük harcamaları denizlerimize ve dünya sularına yapmış olsaydık daha çok şey keşfetmiş olacaktık. Dünya sularının %90‘ı halen gizemini korumaktadır. Ortaya çıkmamış keşfedilmemiş bir sürü tür olduğunu bilmekteyiz. Bu canlılar daha

Yazının Devamı