Lige Bursa ayarı

24 Mart 2010

Bursaspor’un Belediye maçından da üç puan çıkarması hem derbinin, hem de Beşiktaş-Eskişehir maçının stratejisini etkileyecek. Puan farkı açılacak, herkes strese kapılacak, kaybedenler havlu atacak...

Pazartesi akşamı saat 20.00’den önce herkes kendini şampiyon adayı olarak görüyordu. Ne Beşiktaş cephesi Eskişehirspor maçı, ne de Galatasaray ile Fenerbahçe oynayacakları derbi öncesi Bursaspor’un iki maç yapacağını hesapladı.
Bursaspor saat 22.00 itibariyle üç puanı cebine koydu, en yakın rakibi ile puan farkını beşe çıkardı. Ve önümüzdeki haftanın ilk maçını yine onlar oynayacak. Şayet İstanbul Büyükşehir Belediye maçını da kazanırlarsa fark daha da büyüyecek. İşte bu durum hem Beşiktaş-Eskişehir maçına, hem de Galatasaray -Fenerbahçe derbisine direkt etki yapacak. Tüm stratejilerin değişmesine, oyuncuların morallerinin bozulmasına neden olacak. Hele derbide ne şiş yandı, ne kebap durumu çıkarsa hem Galatasaray, hem de Fenerbahçe birlikte havlu atar. Kaybeden zaten gidecek, kazanan ise sadece ümidini devam ettirecek. Yani Bursaspor kadar şansı bulunmayacak. Aynı şeyler Beşiktaş için de geçerli. Sonuçta herkes sıfır kredi ile devam ediyor.
Fenerbahçe, Gaziantepspor karşısında

Yazının Devamı

Tek kelimeyle şahane

22 Mart 2010

İnanın gündüz İngiltere’de oynanan Manchester United - Liverpool ve Blackburn - Chelsea maçlarından daha tempolu bir oyun vardı sahada

Son yıllarda hep şu yorumu duyarız; “Premier Lig’deki maçı izledin mi? Nerede Türk futbolu, nerede Avrupalılar.”
Bunu diyenlere “İşte size futbol” derim ben de...
Şahane bir maç izledik... İnanın gündüz İngiltere’de oynanan Manchester United - Liverpool ve Blackburn - Chelsea maçlarından daha tempolu bir oyun vardı sahada...
İki takım da doğru mu oynadı, tartışılır. Ama doksan dakika bir basketbol maçı gibi geçti. Oyunun her anında sanki maç 0-0 gidiyormuş gibi gol kovaladılar. Trabzonspor öne geçmesine rağmen skoru korumaya hiç yeltenmedi. Galatasaray Baros girdikten sonra Dörtlü forvet bile oldu. Şenol Güneş maçın sonunda Alanzinho’yu çıkarırken, sahaya santrfor soktu.
Galatasaray yine klasik 4-3-3 sistemiyle mücadele etti. Ben sezon başından beri bu dizilişin deplasmanlarda zor galibiyet getireceğini ısrarla söylüyorum. Ama Rijkaard vazgeçmiyor. Takımda eksik mi var, hiç bakmıyor. Yeni bir şey denemiyor.

Yazının Devamı

Aynı Antalya

21 Mart 2010

Aslında iki hafta önce oynanan Antalyaspor maçının yazısını koysak bir şey farketmezdi. Birbirine bu kadar benzer iki doksan dakika kolay kolay olmaz herhalde...
Fenerbahçe, Gençlerbirliği’ni yenmiş olsa dün gece biraz daha fazla hücum yapabilirdi. Ancak puan kaybetme korkusu dün takımı olumsuz etkiledi. Antalyaspor maçındaki gibi oyuna hızlı başladılar. Beklendiği gibi değil beklenmedik bir gol buldular. Şık goller atabilen bir oyuncu olan Daniel Güiza’dan böyle bir gol ilk kez gördük.
Karşılaşma boyunca Fenerbahçeli oyuncular çok fazla koştu. Özellikle de top rakipteyken... Aynı Antalya ve Gençlerbirliği maçlarındaki gibi rakibe pozisyon vermediler. Zaten Lugano ile Bilica ikilisi birlikte oynadıklarında ligin en az gol yiyen takımlarından biri Fenerbahçe.
Evet rakibe pozisyon vermemek güzel ama kendi adına pozisyon üretememesi de büyük dezavantaj. Emre devre arasında sanırım kendi isteğiyle çıktı. Ya hastaydı, ya sakatlandı, ya da sarı kartı olduğu için oynamadı. Ancak sarı kartı olan bir oyuncu skor iki farka gelince oyundan alınır. Daum’un böyle bir hata yapacağına inanmıyorum. Emre’nin yokluğunda Selçuk ve Deniz ikilisi olunca doğal olarak hücum girişimleri kısıtlı

Yazının Devamı

Kaldı 720 dakika

17 Mart 2010

Derbiler oynanırken, Bursaspor eğer puan kaybetmezse Kayserispor maçı sonrası tur atabilirler. Olur mu olmaz mı bilemem ama Ertuğrul Sağlam’ı hayranlıkla izliyorum


Bursaspor için uzatmalar hariç kaldı 720 dakika. Bu maçlar 270 dakikası dışında hep Bursa’da olacak. Yani önemli bir fırsat yakaladılar. Şans futbolda bir tek kale seçiminde vardır. Takımlar, oyuncular, hocalar, yönetimler şanslarını kendileri yaratır. Bursaspor’da da yönetim, hoca, futbolcu ve taraftar şansı kendi yarattı. Bundan sonra kendileri kaybederse kaybeder.
Şu an en avantajlı takım Bursaspor. Bursaspor şampiyonluğu hak etmiyor mu, fazlasıyla hak ediyor. Zirve yarışındaki rakipleri Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’yi yenmeyi başardı. Tabii ki kalan haftalarda artık kolay maç yok. Ancak bu işi ne kadar ciddiye aldıklarını Manisaspor maçında kontrollü oynayarak gösterdiler. Telaşa hiç kapılmadan rakibin açık vermesini beklediler.

Taraftar da görevini yapıyor
Taraftar da iştahlıydı ama önce asıl görevini yaptı. Sabırlı davrandı. Sahadaki oyuncuların telaşa kapılmasını önledi. Derbiler oynanırken Bursaspor puan kaybetmezse Kayserispor maçı sonrası tur atabilirler. Bu uzak bir ihtimal değil. Olur mu,

Yazının Devamı

Ümitler tükeniyor

14 Mart 2010

Fenerbahçe’nin artık işi çok zor. İşin açıkcası sahaya baktığınızda oyuncular da bu şampiyonluk yarışında ileriye gitmeye niyetli gözükmüyor

Antalyaspor maçında alınan galibiyetin bir anlam kazanması için Fenerbahçe’nin Gençlerbirliği deplasmanından da üç puan çıkarması gerekiyordu.
Gençlerbirliği son haftalarda kazanamamasına rağmen pozitif futbol oynuyordu. Teknik Direktör Doll’un hafta içinde yaptığı açıklamalar da oyuna yansıdı. Doll hücum silahlarından birkaç tanesini oynatmadı, beraberliğe razı bir takımla çıktı.
Buna karşılık Fenerbahçe aylardır bir tartışma vardı; Semih mi, Güiza mı diye? Alex, Semih, Güiza üçlüsü bir arada oynar mı diye? Daum bu kez üçünü de oynatmadı. Santrforda görev verdiği Gökhan Ünal aslında kötü değildi. Ancak Fenerbahçe’nin maçın başında Deivid ve sonlara doğru Gökhan Ünal ve Lugano’nun dışında net pozisyonu yok. Gençlerbirliği’nin direnci her dakika artarken oyunun sonlarına doğru Doll kazanmak adına santrforu Kahe’yi de soktu.
Şahsen ben Fenerbahçe’nin şansının az olduğunu düşünüyorum. Işık gözükmüyordu, öyle de oldu zaten. Takımda mücadele var ama üretkenlik sıfır. Pozitif futbolu uzun zamandır sahaya yansıtamıyorlar. Mücadele ile ancak

Yazının Devamı

Emre’ler çoğalmalı

12 Mart 2010

Fenerbahçe’nin bu sezon en istikrarlı ve en formda oyuncusu tartışmasız Emre Belözoğlu. Takımın kalan haftalarda kazanma olasılığının hep yüksek olması için Emre’ye diğer arkadaşları da katılmalı

Fenerbahçe bu kadar kötü giderken Lille, Bursa, Büyükşehir Belediye ve Antalya maçlarını 150 bine yakın seyirci izledi. Takım iyi oynamazken, sürekli puan kaybederken gelen bu destek çok önemli ve anlamlıydı. Bu takım sezon başında 8’de 8 yapan bir takımdı. Seyirci 7’de sıfır yapan takımı değil 8’de 8 yapanı sahiplendi. Özellikle Antalya maçında büyük itici güç oldular.
Futbolcular öyle bir maç öncesi yaşadılar ki, stres inanılmazdı. Puan kaybetme lüksleri yoktu ve sahaya gergin çıktılar. Heyecanla başladılar, öne geçene kadar da tek kale oynadılar. 1-0’lık skor oyuncuları rahatlattı ama oyun hücum yönünde eksildi.
Devreye psikolojik faktörler girdi. Daum da gidişattan etkilenmiş olacak ki, bu kez skoru koruma adına değişiklikler yaptı. Uzun süredir her maç pozisyon veren takım, bu kez yarım pozisyonla maçı bitirdi. Yani mücadele çok iyi, oyun iyi değildi.
Bu maçlık hoşgörüyle karşılanabilir ama Gençlerbirliği maçının önemi daha da arttı. Yine kazanıp psikolojik olarak da rahatlaması

Yazının Devamı

Pres...

11 Mart 2010

Beşiktaş, futbolda çok önemli olan presi yani rakibi oynatmamak düşüncesini, bu ligde en iyi yapan takım. Oyuncu kadrosu ve sistemi de zaten bunu gerektiriyor

İyi futbol oynamak için neler gerekli? En başta çok mücadele edeceksiniz, iyi pas yapacaksınız, top rakipteyken iyi pres yapacaksınız. Eğer rakip kapanıyorsa, kanatlardan çizgiye gidecekseniz, bol şut atacaksınız. Bunlara başka aksiyonlar da eklenebilir.
Beşiktaş bunların kaç tanesini iyi yaptı diye düşündüğümüzde, hepsini diyemeyiz. Hatta yarısını bile söyleyemeyebiliriz. Fakat Beşiktaş, futbolda çok önemli olan presi yani rakibi oynatmamak düşüncesini, bu ligde en iyi yapan takım. Oyuncu kadrosu ve sistemi de zaten bunu gerektiriyor.
Belediye takımının 2-0’a kadar tek pozisyonu yok. Ancak doğaldır. Belediye’nin topladığı puan, büyük handikaplara, hiçbir avantajı olmamasına rağmen başarıdır. 2-0’dan sonra Rüştü’nün yaptığı müthiş kurtarış, Belediye’nin oyuna ortak olmasını da engelledi.
Futbol adına Beşiktaş belki çok iyi işler yapmadı, ama hep öne oynadı, hep aradı. Hata yapmadı mı? Çok yaptı. Ama daha fazlasını rakibine yaptırdı. Belediye baskı altında kalınca bunaldı. İlk yarının son anlarında gelen Beşiktaş golü

Yazının Devamı

Seyirci ve Emre!

8 Mart 2010

Fenerbahçe takımı şimdi yarın ve çarşamba gününü bekleyecek. Galatasaray ve Bursaspor puan kaybederse yeniden ümitlenecek

Öncelikle Fenerbahçe taraftarına helal olsun. Üst üste kötü sonuçlar alacaksınız, Avrupa defterini kapatacaksınız, buna rağmen Olimpiyat Stadı’nda seyirciyi yanınızda bulacaksınız. Yine yenileceksiniz, Kadıköy’e döneceksiniz. Tribünler tamamen dolu. Ve doksan dakika boyunca hep takımlar birlikte, sürekli destek halinde... Fenerbahçe seyircisi gerçekten zor günlerinde takımına sahip çıkarak örnek oldu, görevini fazlasıyla yerine getirdi.
Fenerbahçeli oyuncular da dün oyun olarak değil ama mücadele olarak taraftarın ve giydiği formanın hakkını verdi. Rakibine hemen hemen hiç pozisyon şansı tanımadı. Kendi adına da en az 4-5 net fırsat yakaladı. Bu kadar iştahlı oyunun karşılığında ikinciyi de bulması gerekiyordu ancak psikolojik faktörler devreye girdi. Haftalardır kazanamamanın verdiği stres skoru koruma içgüdüsü yarattı. Aslında bu içgüdü Teknik Direktör Daum ile başladı. Önce Selçuk’u, ardından Deniz’i soktu. Rakip kaleye giden bütün oyuncuları tek tek çıkardı. Oyun son bölümde Fenerbahçe yarı alanına yıkıldı.
Tam bu sırada sahneye BİLİCA - LUGANO

Yazının Devamı