Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Avrupa’nın “hasta adamı” durumundaki Yunanistan, ölümcül bir tehlikeyi -şimdilik kaydıyla- atlatmış görünüyor.
Hafta sonu yapılan acil müdahale, komşunun hasta ekonomisinin yeniden sağlığa kavuşması umudunu veriyor.
Ancak bunun gerçekleşmesi, her şeyden önce hastanın kendisine yazılan acı -hem de çok acı- reçeteye harfiyen uymasına ve uzun tedavi süresince gerekenleri yerine getirmesine bağlı...
Bu Yunanistan’ın belki de yakın tarihinin en sıkıntılı ve zor dönemi olacak.
Aslında Yunan ekonomisi bir süre önce çöküntünün eşiğine gelmişti.
O zaman yapılan yardımlara rağmen, önerilen şartlar tam yerine getirilmediği için, durum düzelmemiş, bütçe açığı, dış ve iç borçlar artmış, hatta memur maaşlarının ödenememesi tehlikesi baş göstermişti.
Bir ara, Yunanistan’ın ihtiyacı olan yeni kredileri -yani dış mali desteği- sağlayamayacağı, hatta ülkenin euro bölgesinden çıkacağı ve sonuçta iflas bayrağını çekeceği haberleri dolaşmıştı. Neyse ki sonradan AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’den oluşan “troika”nın devreye girmesiyle, bu tehlike bertaraf edildi.
* * *
Şimdi Yunanistan geçen yıl kararlaştırılan 110 milyar euro’luk “kurtarma paketi”nin beşinci dilimini alacak, ayrıca miktarı henüz açıklanmayan yeni bir kredi daha (Katimerini gazetesine göre 85 milyar euro) sağlayacak.
Bu konuda gerçekleşen prensip mutabakatının şimdi hem AB liderleri, hem de Yunan kabinesi ve parlamentosu tarafından onaylanması gerekecek. Bu dahi zor bir iş. Ama asıl daha zor olanı, Yunanistan’ın -hükümeti ve halkı ile- bu anlaşmayı yaşama geçirme kararlılığını göstermesidir.
Bu gerçekten Yunanlıları çok zorlayacak bir anlaşma.
Atina’nın bu yardım paketiyle ekonomisini sağlığa kavuşturması için çok ciddi “kemer sıkma tedbirleri” alması gerekecek.
Örneğin kamu sektörüne yeni bir çeki düzen vermesi, çok sayıda memurun ve işçinin işine son vermesi, yeni ağır vergiler getirmesi, 50 milyar euro hedefli geniş bir özelleştirme programı uygulaması vs. söz konusu...
Yunan ekonomisi öyle bir noktada ki, eğer bu tedbirler uygulanmazsa, ülke batar. Ama bunları uygulamak için de hükümetin güçlü bir irade ve cesaret, halkın da büyük fedakârlık ve sabır göstermesi şart.
Açıkçası daha önceki deneyim, pek iyi olmadı. O “acı reçete” kısmen uygulandı. Sonuç ortada...
* * *
Şimdi Yunanlılar bu kararlılığı ve fedakârlığı gösterecekler mi?
Başbakan Papandreu kararlı ama, iş onunla bitmiyor. Kendi partisi PASOK’ta bu konuda çatlaklar var. Hatta bazı bakanları ve milletvekilleri de, böyle bir acı reçeteye razı değil. Papandreu, varılan mutabakatı bakanlarına ve parlamentoya onaylatmakta epey zorlanacak.
Halka gelince, o da bölünmüş durumda. Ama geniş kesim bu mutabakatın getireceği yeni sıkıntılara katlanmaya hiç hazır görünmüyor. Günlerdir Atina ve diğer kentlerde çeşitli eğilimli Yunanlılar sokaklara dökülüyor ve yeni tedbirlere karşı direniyor.
Atina’nın bu amaçla Sintağma meydanında pazar günü yüz bin protestocu toplandı...
Atina muhabirimiz Taki Berberakis’e göre ülkede şimdiden öyle öfkeli ve gergin bir hava esiyor ki, hem iktidara, hem muhaliflere mensup politikacılar, sokağa çıkmaktan, halkın arasında dolaşmaktan korkuyorlar.
Eğer bu hava tırmanırsa, Yunanistan’da daha yeni “acı reçete” uygulanmadan, “acı olaylar” cereyan edebilir. (Halk-polis çatışmaları gibi).
Hasılı Yunanistan risk ve belirsizliklerle dolu bir döneme giriyor. Gözleri ondan ayırmamak gerek...