Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün şimdiki ABD ziyareti bu temaslar zincirinin bir halkası. Son olarak Savunma Bakanı Vecdi Gönül Washington'daydı. Türk parlamenterlerinden oluşan bir heyet de ABD'den yeni döndü. Haftaya Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt Washington'a gidiyor...Bu ara yapılan bu görüşmelere bir "sağırlar diyaloğu" olarak bakanlar var. Gerçekten kamuoyuna yansıdığı kadarıyla şimdiye kadar bu görüşmelerden -en azından Türkiye'nin beklentilerini karşılayacak- "gözle görülen" bir sonuç çıkmış değil. Türk tarafı Amerikalı muhataplarına isteklerini, beklentilerini, şikâyetlerini iletiyorlar... Amerikan tarafı da aynı şekilde Türk muhataplarına durumlarını, sıkıntılarını aktarıyorlar.Bunun ötesine gidilebiliyor mu?Dışişleri Bakanı Gül, "Bu kez Washington'da geçen yıl görmediğimiz dikkati gördüm" diyor. "Bazı şeyler yapmak mecburiyetini hissediyorlar. Bu konuda daha fazla konuşamam, ama bir kararlılık var"... TÜRKİYE ile ABD arasında, özellikle Kuzey Irak, PKK ve Ermeni sorunları üzerindeki görüş ayrılıklarını gidermeye yönelik görüşmeler giderek yoğunlaşıyor. Dün İstanbul'da bir grup köşe yazarıyla görüşen ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson'dan duyduklarımız da bu doğrultuda.Kendisiyle özellikle iki "kritik sorun" üzerinde söyleştik. Bunlardan biri, Kuzey Irak'taki durum, PKK varlığı, Kerkük'ün geleceğiyle ilgili.Kendisine bir süredir bu konuda yapılmakta olan Türk-ABD görüşmelerinin bir "sağırlar diyaloğu"na dönüştüğünü hatırlattığımızda, Wilson buna itiraz etti. "Toplantıların çoğuna katılan biri olarak diyebilirim ki, bu bir 'sağırlar diyaloğu' değildir" dedi. Ama Türkiye'deki beklentilerin ve düş kırıklıklarının da farkında olduğunu belirtti. Buna rağmen, çabaların devam ettiğini ve yakında da daha "gözle görülür sonuçlar"ın alınacağını vurguladı.Ne zaman ve ne gibi sonuçlar? Büyükelçi Wilson, Dışişleri Bakanı Gül gibi, bu bağlamda "daha fazla konuşamayacağını" söyledi ve ekledi: "Terörle mücadelede neler planladığınızı önceden açıklamazsınız"...Bununla beraber, Wilson terörle mücadele özel temsilciliğinin çabaları sonunda bazı sonuçların elde edilmekte olduğunu belirtti ve bu arada son olarak Fransa'da ve Belçika'da PKK'ya karşı baskınların gerçekleştirilip bazı tutuklamaların yapılmasını bu çabalara bağladı.Büyükelçi'ye şunu da sorduk: Türkiye bir sınır ötesi harekâta girişirse ABD ne tavır alacak? Washington'da bazı resmi ağızların böyle bir olasılığa karşı olumsuz tepki gösterdiğini biliyoruz. Wilson bu soruyu yanıtsız bırakmayı yeğledi...Aslında Türkiye, Kuzey Irak'taki PKK varlığının sona erdirilmesi çabalarını şimdiye kadar hep ABD'den bekledi. Bu acaba "eksik bir adres" mi? Bunun bir de Bağdat ve hatta Kuzey Irak ayağı yok mu? Ne var ki, Ankara bu işi "münhasıran Washington üzerinden" halletmeye çalışıyor... Ne zaman? ABD Büyükelçisi ile söyleşinin ikinci önemli konusu Temsilciler Meclisi'ne sunulan "Ermeni soykırım tasarısı" ile ilgili.Wilson söz konusu olan şeyin bir "yasa" değil, sadece bir "karar" olduğunu, bunun da Başkan Bush'u ve yönetimini "bağlamayacağını" vurguladı.Açıkçası, Amerikan yetkilileri ve diplomatları da bu kez kararın meclisten geçeceğinden korkuyor. Hatta Wilson "lobi yapmak" için önümüzdeki ay Washington'a gitmeyi planlıyor.Kendisi de bu kararın çıkması halinde Türk-ABD ilişkilerinin bundan çok olumsuz etkileneceğinin farkında. Ama buna rağmen şöyle diyor: "Ortada Irak, PKK, Kıbrıs, AB, İran, Ortadoğu gibi o kadar mesele var ki, bunlar üzerinde beraber çalışmamız gerekiyor. İlişkilerin bozulması iki tarafın da zararına olur. Birbirimize her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var". skohen@milliyet.com.tr Ya geçerse?..