Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Gerçekten aday adaylarının belirlenmesi ve seçim kampanyası, genelde kasım başlarındaki seçim gününden aylar (neredeyse bir buçuk yıl önce) başlar.Aday adayları oraya çıktıktan sonra geleneksel "start" işareti, aslında ufak bir eyalet olan Iowa'da verilir.Iowa'da iki partiyi, yani Demokratlar ile Cumhuriyetçileri destekleyenler, ayrı ayrı kendi favorilerini seçerler. Tabii birinci olan Demokrat ve Cumhuriyetçi aday, kendi partisi ve taraftarları arasında daha avantajlı duruma gelir, yarışa morali daha yüksek girer. Ama bu, "uzun ve çetin yol"un sonunda galip geleceği anlamına gelmez.Bu bakımdan Iowa'daki ön seçimleri Demokratlardan Barack Obama'nın, Cumhuriyetçilerden de Mike Huckabee'nin kazanmasını, kasım ayındaki "final"e kalacaklarının garantisi olarak görmemeli...* * *Ama Iowa önseçimlerinde Demokrat cephede Hillary Clinton ve John Edwards, Cumhuriyetçi cephede de Mitt Romney, John McCain ve Rudy Giuliani gibi tanınmış aday adayları varken, Obama ve Huckabee gibi ulusal düzeyde politikaya yeni giren isimlerin öne geçmesi, üzerinde durulması gereken önemli bir gelişme.Bu önemi birkaç noktada özetleyelim: ABD'de Başkanlık seçimi, çok uzun ve çetin bir yoldur. Tevekkeli değil, Amerikalılar seçim mücadelesine "yarış" ("race") derler... Barack Obama zenci olduğu halde Iowa gibi siyah veya göçmen sayısı az olan bir eyalette geniş (yüzde 37.6 oranında) destek gördü. Daha 30-35 yıl öncesine kadar birçok eyalette ırk ayrımına karşı mücadele verilirken bugün bir zencinin ABD başkanı olarak düşünülmesi dahi gerçekten büyük bir zihniyet değişimi ve sosyal bir devrim...Obama'nın, şimdiki görevi olan senatörlük dışında, örneğin Hillary Clinton ile kıyaslandığında, fazla bir deneyimi yok. Hillary'nin, kocası Bill Clinton'un aktif desteğine rağmen (yüzde 29 oranındaki oyla), üçüncü duruma düşmesi oldukça anlamlıdır.Obama başarısını "değişim" sloganına ve programına borçlu. İşte bu sözcük, bir tılsım gibi, kamuoyu ve Demokrat Parti taraftarlarını etkiledi. Bu aynı zamanda, Amerikan halkının, siyasette (ve partilerde) statükodan bıktığını, yeni fikirler duymak ve yeni simalar görmek istediğini ortaya koydu...Obama şimdiye kadar yaptığı konuşmalarda, ABD'nin iç ve dış politikasında köklü değişiklikler yapacağını açıkladı. Bu değişim programı, onu Demokrat Parti'nin daha liberal (sosyal demokrat) kanadına taşıyor. Bu bakımdan Iowa'daki oylar, Amerikan toplumunun bir kesimindeki "merkez-sol" eğilimi yüzeye çıkarıyor.Cumhuriyetçi cephedeMike Huckabee, daha birkaç hafta öncesine kadar (ABD'de dahi) duyulmayan bir isim! Bu eski rahip koyu bir dinci ve konuşmalarında da muhafazakâr görüşleri savunuyor. Partide Giuliani ve McCain gibi önemli ve deneyimli isimler varken, Huckabee'nin bu kadar geniş destek görmesinde (yüzde 34) onun da siyasetteki statükoya karşı tavır almasının ve kendine göre "değişim" istemesinin büyük payı var. Diğer bir deyişle, Huckabee'ye verilen destek, Amerikan toplumunun bir kesiminde muhafazakârlık (ve bu arada Evanjelist) akımın güç kazandığını gösteriyor.* * *Iowa'daki "start" ile yola çıkan "yarışçılar"dan sonunda hangisinin öne geçeceği, "final"de kimin galip geleceği şu anda tabii ki belli değil. Ancak bir şey açık: Amerika "değişim" istiyor. Ama hangi yönde? Bunu anlamak için "yarış"ın sonunu beklemek gerekiyor. skohen@milliyet.com.tr Demokrat cephede