Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami Kohen


ANKARA bu hafta, AB adaylığı konusunda, iki konuğun söyledikleri ile moral buldu. Özellikle iki hafta önce Alman Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'in umut kırıcı beyanlarından sonra, Fransa Dışişleri Bakanı Herve de Charette'in ve AB dönem Başkanı olan Hollandalı meslektaşı Hans Van Mierlo'nun Ankara'daki temasları sırasında verdikleri mesajlar, yüreklere su serpti...
De Charette'in çok açık ve gayet detaylı, Van Mierlo'nun daha kısa ama direkt olarak söylediklerini bir - iki cümle ile şöyle özetleyebiliriz: Türkiye'nin Avrupa'da yeri olmalıdır. Ankara, Avrupa projesinin - yani yarının genişletilmiş AB'sinin - dışında bırakılmamalıdır...
Bunlar - hoşa giden - genel ifadelerdir. Ama bu nasıl olacak? Açıkçası, Türkiye adayların üyelik başvurusunun ele alınması sürecinde, 11 Orta ve Doğu Avrupa ülkesi arasında yer alacak mı, almayacak mı?
Kinkel'in beyanları, Almanya'nın bunu pek istemediğini ortaya koydu. De Charette'in söyledikleri - ve bir ölçüde Van Mierlo'nun tavrı - ise en azından kendilerinin Türkiye'yi de bu sürece dahil etmek istedikleri izlenimini verdi. Ankara'da konuştuğumuz Türk yetkililerinin ve yabancı diplomatların kanısı da bu...
* * *
FRANSA Dışişleri Bakanı, Türk meslektaşına ve diğer üst düzey yetkililere söylediklerine paralel olarak basın toplantısında, Fransız diplomasisinin "Türkiye'nin Avrupa istidadının" (vocation) gerçekleşmesi için ne yapmak istediğini de açıklığa kavuşturdu.
Fransa "sürekli konferans" adını verdiği bir mekanizma kurmaya çalışıyor. Bir yandan AB üyelerini, diğer yandan da Türkiye ile birlikte 12 ülkeyi bir araya getirecek olan bir diyalog mekanizması... Bu grup, yılda bir, hükümet başkanları ve gene yılda bir, Dışişleri Bakanları düzeyinde toplanacak. Yani burada, 12 aday eşit sayılacak. Ancak görüşme sürecinde, hangi adayların daha önce, hangilerinin daha sonra üyeliğe kabul edileceği belirlenecek.
De Charette basın toplantısında uyardı: "Konferans mekanizmasına dahil olmak, bütün adaylar için üyelik müzakerelerinin hemen başladığı anlamına gelmez."
Yani açıkçası, Türkiye 12 "istidatlı" aday arasında yer alabilecek. Ama, "istidat" üyeliğin garantisi değil. Bu istidadın, AB kıstaslarına uygun şekilde geliştirilmesi gerekir. Türkiye o standartlara ulaşınca, tam üyelik müzakereleri başlayabilir.
Fransa bu "sürekli konferans" fikri ile, hiç olmazsa Türkiye'yi, bu uzun sürecin dışında bırakmak istemiyor. De Charette bunu da şöyle ifade etti: "Bu süreç, Türkiye'ye AB'nin kapısını devamlı olarak açık tutmuş olacaktır..."
* * *
İYİ de, bu Fransız girişiminin başarı şansı nedir?
De Charette "bu yönde çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz" diyor. Bu aşamada, iki Akdeniz ülkesine, yani İtalya ve İspanya'ya güveniyor. Dönem Başkanı Hollanda'nın da buna destek verdiği (hatta girişimi birlikte yürüttükleri) anlaşılıyor.
Bu konuda iki üyenin tutumu büyük önem taşıyor: Biri Almanya, diğeri Yunanistan.
Kohl'ün ardından Kinkel'in sergilediği tavır, doğrusu Bonn'un Paris'in bu fikrine pek sıcak bakmadığını ortaya koydu. Ama Fransızlar gene de, Almanları ikna edebileceklerini umuyorlar.
Yunanistan'ı ikna etmek daha da zor - veya belki de imkansız.
Gerçi Yunan hükümet yetkilileri son haftalarda Türkiye'nin AB adaylığı konusunda bazı güzel laflar ettiler. Ama Atina'nın bu "iyiniyet jesti"ni yerine getirmek için bir dizi şart öne sürdüğünü unutmayalım. Malum; bu şartlar da Ege sorunları ile ilgili. Yunan Dışişleri Bakanı Pangalos bu koşullar yerine getirilmedikçe, Atina'nın tutumunda bir değişiklik olmayacağını (yani Yunan vetosunun veya engelinin kalkmayacağını) açıkça söylüyor.
Buna bir de bazı ülkelerin iç politikasının, yansımasını da eklemek gerek. Örneğin İngiltere'de 1 Mayıs'ta yapılacak seçimleri İşçi Partisi'nin kazanması bekleniyor. Bu partinin "gölge" Dışişleri Bakanı Robin Cook açıkça Türkiye'yi, "onbirler"in arasında düşünmediğini söylüyor...
Evet; bu hafta Ankara'da bazı dostlarımızdan güzel laflar işittik ve sevindik.
Çabalarımızı sürdürelim, ama iyimserlikte de ihtiyatı elden bırakmayalım...

Yazara Email kohen@milliyet.com.tr