Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Kuşkusuz bu acı daha uzun zaman ölenlerin yakınlarının ve genelde Türk halkının yüreklerinde yaşayacak.Şu anda herkes bu dehşet verici olayın nedeninin saptanmasını sabırsızlıkla bekliyor. Bir Türk heyetinin katılımıyla da yürütülen soruşturmanın ilk bulgularının yarın Alman makamları tarafından açıklanması söz konusu. Bu nihai rapor olmasa da, herhalde olayın cereyan ediş şekli konusunda bir fikir verebilecek.Ludwigshafen'deki Türkler ve -genelde Almanya'daki Türk toplumu- olay hakkında duydukları şüphe ve endişelere rağmen, sükûnet ve soğukkanlılıklarını korudular. Ludwigshafen'de önceki gün yapılan ve Alman toplumunun çeşitli kesimlerinin ve farklı dinlerin temsil edildiği cenaze töreni, bu acı olay etrafındaki beraberliğin bir tablosunu yansıttı.Soruşturmadan çıkacak olan sonucun (Türk toplumunda duyulan kuşkuları doğrulayacak yönde olması halinde dahi) bu tabloyu bozmaması temenni edilir... Almanya'da Ludwigshafen kentindeki faciada can veren 5'i çocuk 9 vatandaşımızın cenazeleri dün Gaziantep'te, derin acıyı yansıtan bir törenle toprağa verildi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gerek olay yerinde, gerekse daha sonra Köln'deki Türklere hitap ederken verdiği mesajların sakinleştirici ve düşündürücü bir etki yaptığı kuşkusuz.Başbakan'ın ziyaretinin, facianın ardından Almanya'daki Türklerin büyük bir öfke ve infiale kapıldıkları bir sırada gerçekleşmesi, aslında isabetli oldu. Erdoğan onlara soğukkanlı davranmalarını tavsiye etti, kin ve nefret yerine sevgi ve dostluk sergilemeleri çağrısında bulundu.Böyle kritik anlarda liderlerden beklenen de yapıcı telkinlerde bulunmalarıdır.Ne var ki, bazı Alman gazeteleri Türkiye Başbakanı'nın bu olaydan sonra gelip Türklere hitap etmesinden rahatsız olmuşa benziyorlar. "Westdeutsche Zeitung" gazetesi, "çenesi düşük" diye nitelendirdiği Başbakan'ın "sahne almak için bugünleri kullandığını" öne sürdü. "Flensburger Tageblat" da, Erdoğan'ın "Türkiye'de yaşanan sorunları da dikkati başka bir yöne çekmek için Almanya'da güçlü adam rolünü oynamaya kalkıştığını" iddia etti...Diyelim ki Türk siyaset liderlerinin (CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da buna dahil) Almanya'da olay yerine gidip Türklere seslenmelerinde, bazı "iç politika hesapları" rol oynamıştır. Onlara ve Almanlara soğukkanlılık, sevgi ve dostluk telkin etmeleri, onları sakinleştirmeleri doğru ve yararlı bir davranış değil mi? Yerinde mesajlar Başbakan bu konuşmaların birinde, Almanya'daki Türklerin "entegrasyon"undan söz etti, onlara Almancayı iyi öğrenmelerini, ülke insanlarıyla kaynaşmalarını tavsiye etti.Entegrasyon sorununun bu vesileyle gündeme getirilmesi de iyi olmuştur. Bu, Almanya'daki gurbetçilerin yıllardan beri karşılaştığı önemli bir sorundur. Belki yeni kuşak (üçüncü jenerasyon) entegre olmuştur veya olmaktadır. İyi eğitim görmüş, iyi yetişmiş Türkler için de bu fazla sıkıntı veren bir problem olmayabilir. Ama genelde Almanya'daki Türk toplumunun bir "uyum meselesi" vardır.Bunun halledilmesi için gerek Türklerin gerekse Almanların, eğitimden sosyal ilişkilere kadar çeşitli alanlarda yapması gereken çok şey vardır. Aynı şekilde Ankara'nın ve Berlin'in de buna yön ve destek vermesi gerekmektedir.Umarız, Ludwigshafen'deki facianın ardından Erdoğan'ın ve de Merkel'in bu konuda söyledikleri, yeni uyum politikalarının geliştirilmesine vesile olur... skohen@milliyet.com.tr Kaynaşmanın yolu