Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kosova'da başlayan yeni kritik dönemde, Türkiye ne yapmayı, nasıl bir rol oynamayı planlıyor?
NATO bombardımanlarının başlamasından Sırp güçlerinin Kosova'dan ayrılmayı kabul etmesine kadar uzanan süre içinde, Türkiye'nin yeterince bir varlık göstermediğinden yakınanlar var.
Bunun tartışmasını bir yana bırakıp bugün varılan noktada, Türkiye'nin nasıl hareket etmesi gerektiğini düşünmek ve gerçekçi stratejiler üretmek daha doğru olur.
Kosova ve dolayısı ile Balkanlar, artık Avrupa'nın ve dünyanın en önemli ve hassas odak noktası haline gelmiştir. Önümüzdeki aylarda ve yıllarda, büyük devletler ve bölge ülkeleri burada barış ve güvenliği sağlamaya, yeni bir siyasal ve ekonomik yapı kurmaya çalışırken, diğer yandan da kendi etkinliklerini artırmaya da gayret edeceklerdir. Daha şimdiden bölgenin uluslararası "nüfuz kavgası"nın bir alanı haline geldiğini, bunun da ciddi bir "Balkanizasyon" ve tehlikeli bir sürtüşme ortamı yarattığı görülüyor...
Kuşkusuz Balkanlar'la coğrafi yakınlığı kadar tarihi bağları ve stratejik çıkarları olan Türkiye'nin bu yeni dönemde bölgedeki oluşumların içinde - ve gerekirse ön saflarında - bir varlık göstermesi gerekir. Ancak Türkiye'nin aktif ve atak davranma arzusu "reel politik" faktörlerini dikkate alan, akılcı ve gerçekçi stratejilerle uyum halinde olmak durumundadır.
* * *
BU yeni dönemde, Türkiye'nin Kosova'daki askeri, siyasal ve ekonomik rolünün ne olabileceği konusunda dün Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile söyleştik.
* Askeri alanda, Türkiye, Bosna'dan sonra Kosova'da da NATO çerçevesinde ve uluslararası barış gücünün içinde, görevini almaya hazırlanıyor. "Biz bu misyonun ciddi şekilde içindeyiz" diyen Bakan'a göre, bin kişilik Türk birliğinin Kosova'ya intikali, NATO planlarına göre önümüzdeki birkaç gün içinde gerçekleşecek. Birliğin Bulgaristan geçişi konusundaki teknik pürüzler, NATO ile Sofya arasında halledilecek. "Bu konuda Bulgarların muhatabı Türkiye değil, NATO'dur" diyor Bakan.
Aslında, Türk birliğinin sevkinde acele edilmemesi, askerlerimizin güvenliği açısından isabetli sayılabilir. Hele kuvvetlerin konuşlandırılması sırasında nahoş olayların cereyan ettiği bir sırada...
* Siyasal ve insancıl alanda, Cem'in açıkladığına göre, Türkiye önümüzdeki günlerde Kosova'ya bir heyet gönderecek ve iki noktada (Priştine ve Prizren'de) irtibat büroları kuracak. Bu misyonlar öncelikle Kosovalıların yardım ihtiyaçlarını belirleyecek. Ayrıca bir temas grubu olarak da çalışacak. Öte yandan Ankara, BM Genel Sekreteri'nin yeni Kosova özel temsilcisi ile temas halinde. NATO ile, zaten Konsey içinde devamlı dirsek temasında. Önümüzdeki karışık dönemde, herhalde Türkiye Kosova sorununun siyasal çözümünde de söz sahibi olacak ve etkinliğini gösterecek.
* Ekonomik alanda,
Bakan yeni dönemde Türkiye'ye de epey iş düşeceğini, daha doğrusu orada özel sektör için büyük işler yapmak olanığının doğacağını söylüyor. Geçen hafta Köln'de bu konu ile ilgili yapılan toplantıya katılan Cem'in belirttiği gibi, henüz Yugoslavya'nın yeniden inşası için gereken fon kurulmuş değil. Bu konuda projeler var. Türkiye buna katılmak kararında. Örneğin bu fona katılacağı oranda, bu para ile Türk şirketlerini çalıştıracak. Devlet Türk müteahhitlerinin "pastadan kendi payını" almasını sağlayacak... Cem bu konuda önümüzdeki cuma, Ankara'da çeşitli bakanlıkların katılımı ile bir toplantı yapılacağını söylüyor.
* Özetle, Kosova'da yeni açılan dönemde, Türkiye'nin varlığını ve etkinliğini sergilemesi için, birtakım fırsatlar - ve tabii bazı riskler ve sınırlamalar - var. Artık bu konu Türkiye'nin dış politika, güvenlik ve dış ekonomik ilişkiler gündeminin başındadır...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr