Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD’de Donald Trump Başkan seçildiğinde, buna en çok sevinenlerden biri de Avrupa’daki aşırı sağcı-milliyetçi partilerdi. Nitekim seçim sonucu ilan edilir edilmez yeni Başkanı tebrik edenlerin ön safında bu partilerin liderleri geliyordu.

Fransa’daki Ulusal Cephe partisinin lideri Mariane Le Pen bunlardan biriydi.

48 yaşındaki Le Pen, Trump’ın görüşlerini paylaşıyor ve hatta onu bir ilham kaynağı sayıyor... Tıpkı yakında yapılacak seçimlere hazırlanan Hollande ve Almanya’daki sağcı parti liderleri gibi...

Haberin Devamı

Fransa şu anda 23 Nisan ve 7 Mayıs’ta gerçekleşecek iki turlu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hazırlık aşamasında. Kamuoyu araştırmaları Le Pen’in birinci turda muzaffer çıkacağını gösteriyor. Eğer ikinci turu da kazanırsa Fransa’da ilk kez aşırı sağcı bir cumhurbaşkanı işbaşına gelmiş olacak...

Avrupa’da sağcı-milliyetçi akımın son zamanlarda çok güçlendiği dikkate alınırsa, ABD’de Trump’ın zaferinin Atlantik’in bu yakasına da yansıdığı ve bunun yaşlı kıtada bir “domino etkisi” yapabileceği öne sürülebilir...

“Önce Fransa”

Kuşkusuz Trump’ın savunduğu bütün fikirler, kullandığı üslup ve davranış tarzı, Avrupalı sağcı liderler tarafından aynen benimsenmiyor. Ama onlar da “Trumpizm”den esinlenecek ve benimsenecek birtakım unsurlar buluyorlar.

Bu Avrupalı liderler arasında halen en öne çıkan isim, Mariane Le Pen’dir. Onun son konuşmaları bu izlenimi güçlendiriyor.

Özetlersek, Le Pen milliyetçiliği, vatanperverliği savunuyor ve “önce Fransa” diyor. Bunu söylerken de Fransa’nın yabancı göçmenlere, özellikle Müslümanlara kapılarını kapatmasını istiyor. Din, ırk ayrımı gözetirken de Fransızların haklarını ve çıkarlarını savunduğunu öne sürüyor... Karşı çıktığı şeylerin başında “küreselleşme” geliyor ve daha “milli” ve içe dönük politikalar savunuyor... Fransa’nın Avrupa Birliği’nden çıkmasını istiyor ve iktidara gelirse
6 ay içinde bu konuda bir referandum
vaat ediyor... Bu arada Rusya ile iyi geçinmek gerektiğine inanıyor...

Seçim yatırımı

Le Pen “vatan-millet edebiyatı” ile popülist bir tavır sergiliyor ve bu kendi açısından yararlı bir “seçim yatırımı” oluyor. (ABD’de Trump da seçim sırasında öyle yapmamış mıydı?)

Haberin Devamı

Bu yaklaşım ve üslup toplumun çeşitli kesimlerinin ona yeni bir umut kaynağı olarak bakmalarına ve destek vermelerine yol açıyor.

İlginç olan husus, destekçilerinin arasında eski askerlerin ve bürokratların yanı sıra işçilerin ve işsiz gençlerin bulunmasıdır.

Le Pen ve benzerlerinin sıra dışı sözleri ve köklü değişik vaatleri, mevcut düzene karşı tepki duyan kitlelerin kulağına hoş geliyor.

Mesele, bu değişikliklerin gerçekten doğru ve yararlı sonuçları verip vermeyeceğidir.