Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Kimine göre, AB büyük bir "başarı öyküsü", kimine göre ise "gerçekleşememiş bir hayal"...Bizim çıkardığımız bilançoda AB'nin "aktif"i, "pasif"inden daha ağır basıyor. Yani bizce bardağın dolu tarafı, boş kısmından daha fazla...Kuşkusuz AB'nin 50 yıllık performansını ve bugünkü halini eleştirmek için İngiliz "Independent" gazetesinin manşetini tersinden ele alırsak, "50 neden" bulmak mümkün.Siyasal alanda AB tökezliyor, bir anayasa üzerinde bile anlaşamıyor, kendi iç meselelerinde olduğu gibi dış konularda da gerçek bir "birlik" sağlayamıyor...Ekonomik alanda da AB'nin halen çok kimseyi tatmin etmediği gözleniyor. İşsizlik, durgunluk, ayrıca göçten kaynaklanan sorunlar, azınlıklarla sürtüşmeler, Birliğin yeni "kronik rahatsızlıkları"nın başında yer alıyor... ÖNÜMÜZDEKİ pazar 50'nci kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan AB konusunda, son günlerde yapılan değerlendirmeler, "bardağın boş veya dolu kısmı" tartışmalarına yol açıyor. Bunların hepsi doğru. Ama AB'yi sadece bu açıdan değerlendirmek yanlış...AB 20'nci yüzyılın en büyük projelerinden biridir ve bunun -bütün aksamalara rağmen- yaşama geçirilmiş olması, tarihi bir olaydır.Fransa ve Almanya'nın savaş dönemini geride bırakıp "barışmak" için başta sadece "Demir-Çelik Birliği" olarak gördükleri bir fikirden doğan Avrupa Birliği, bugün geniş bir Avrupa coğrafyasında 27 üyeli, 500 milyon nüfuslu bir güç haline gelmiş bulunuyor.AB geçmişte birbirleriyle çatışan ülkeler arasında barış, istikrar ve işbirliği sağlamakla Avrupa tarihinde rastlanmayan geniş bir beraberlik getirmiştir. Bu arada Avrupa'da ilk kez hudut anlayışında adeta bir devrim olmuş, insanların ve malların serbest dolaşımı, günlük yaşama da yansıyan bir yeni düzen yaratmıştır.Bugün AB, ekonomide ve teknolojide, ABD ile yarışan, bazı alanlarda önüne geçen bir güç olmuştur. Birliğin önemli bir özelliği de demokrasi, insan hakları, sosyal güvenlik gibi değerlere büyük önem vermesidir. "Newsweek" dergisindeki bir analizde, AB'nin bu nitelikleriyle, dünyanın gözünde ABD'den daha cazip bir model oluşturduğu belirtiliyor.Kısacası, AB, bir "Avrupa rüyası"dır... Ellinci yaş gününde tam olarak gerçekleşmemiş görünse de... Tarihi proje Bugün AB'nin yetersizlikleri, eksikleri, zaafları çok tartışılıyor. Birliğin henüz gerçek bir siyasal birlik sağlayamaması, uluslararası platformda sözü geçen siyasal bir güç olamaması bu yetersizlikler arasında sayılıyor.Aslında AB'nin 50'nci yıldönümünde bundan sonraki işlevini ve rolünü belirleyecek yeni bir vizyona ihtiyacı var. Önümüzdeki pazar günü Berlin'deki törende yayımlanacak deklarasyonun ne ölçüde böyle bir vizyonun habercisi olacağını göreceğiz.Daha açık bir deyişle AB'nin bugün yanıtlaması gereken soru şu: AB sadece ekonomik ağırlıklı bir topluluk olarak mı kalacak, yoksa siyasal, stratejik vs. nitelikli bir güç ve hatta dünyada -ABD'nin yanı sıra- "ikinci bir kutup" mu olacak?Eğer ikinci şıkkı seçecekse, AB'nin daha "genişlemesi", daha etkin küresel roller üstlenmesi gerekecek.Bu, Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir husustur. Çünkü Türkiye'nin üyeliğinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği AB'nin bu konudaki tercihine bağlıdır... skohen@milliyet.com.tr Yeni vizyon