Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gazeteye göre İngiltere'den Fransa'ya, Almanya'dan İtalya'ya, İspanya'dan Hollanda'ya kadar AB üyesi birçok ülkede son zamanlarda uluslararası terörizme karşı savaş çerçevesinde, olağanüstü güvenlik önlemleri alındı, yeni yasalar çıkarıldı, ilgili makamlara özel yetkiler verildi.Bu gelişme Batı demokrasilerinde "güvenlik ile temel özgürlükler" arasındaki hassas dengenin nasıl korunması gerektiği konusundaki tartışmaları da beraberinde getirmiş bulunuyor...Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi...Son haftalarda tırmanan terör eylemleri, Türkiye'de de güvenlik önlemlerinin artırılması zorunluğunu gündeme getirdi. Nitekim hükümet, Terörle Mücadele Yasası'nda yaptığı bazı değişiklikleri şimdi Meclis'e getiriyor. NEW York Times gazetesinin araştırması, teröre karşı mücadele için alınan güvenlik önlemleri alanında, Türkiye'nin birçok Avrupa ülkesinin adeta "gerisinde" olduğunu gösteriyor. Yıllardan beri terör tehdidiyle karşı karşıya kalan ve bu yüzden çok insanını yitiren Türkiye'nin, şiddetin son zamanlarda tırmanması karşısında daha etkin güvenlik önlemleri alması doğal. Demokrasiye ve özgürlüklere büyük önem veren AB ülkeleri, Türkiye'ye nazaran daha "hafif" sayılabilecek bir tehditle karşılaştığı halde, Türkiye'ninkinden çok daha "sıkı" güvenlik önlemleri alıyor ve bu yönde yasalar çıkarıyor.İngiltere bunun en canlı örneği. Geçen perşembe günü yürürlüğe giren yeni terör yasası, polise zanlıları 28 güne kadar gözaltında bulundurmak, tutuklama emri olmadan şüpheli saydığı kişileri yakalamak ve "kontrol emri" çerçevesinde "kısmi ev hapsi"nde tutmak yetkisini veriyor. Yasa ayrıca terörist örgütler lehinde sözlü veya yazılı övgü, mali destek, afiş ve benzeri yayınlar için de oldukça ağır hapis cezaları öngörüyor. Türkiye bu tür yasalar ve uygulamalar alanında İngiltere'nin nerede ise "gerisinde" kalıyor! İspanya'dan İtalya'ya kadar başka AB üyeleriyle kıyaslamalardan da benzer bir sonuç çıkıyor...Ne var ki Avrupa'da "kısıtlayıcı önlemler"in alınması, hararetli tartışmalara yol açmış bulunuyor. İngiltere'de muhalefetteki Muhafazakârlar ve Liberaller kadar, Tony Blair'in İşçi Partisi içinde de buna karşı çıkanlar var. İngiliz Yüksek Mahkemesi de yeni terör yasasını "adalete karşı hakaret" sayıyor.Ancak, İngiltere'de olduğu gibi diğer AB ülkelerinde de sorumlu mevkilerde bulunanlar terörle baş edebilmek için etkin güvenlik önlemleri almaktan başka çaresinin bulunmadığını, aksi halde meydanın teröristlere kalacağını belirtiyorlar. Farkımız yok... Önceki hafta İstanbul'da yapılan Dünya Demokrasi Kongresi'nde görüştüğümüz Avrupalı yetkililer, terörle mücadelede bazı olağanüstü önlemlerin alınmasını demokrasiye darbe olarak saymanın "yanlış ve aldatıcı" olduğunu belirttiler. Bu önlemler gerekli olabilir, ancak iki hususu göz önünde tutmak şartıyla: Birincisi, uygulama yasal çerçevede, ölçülü olmalı. İkincisi, bu önlemler geçici sayılmalı, tehdit azalınca tam özgürlük düzenine dönülmeli...Terörle mücadelede şu sırada Avrupalılar da Türkiye ile "aynı gemideler." Şimdi bu tehdidi kendi içlerinde hisseden AB ülkelerinin Türkiye'ye daha yakın anlayış göstermesi gerekmez mi? skohen@milliyet.com.tr Aynı gemideyiz!