Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen ayın sonlarında Kerkük’te resmi binalara Irak milli bayrağının yanına Kürt bayrağının çekilmesi sürpriz yaratmış, içte ve dışta tepkilere yol açmıştı... Çok geçmeden, statüsü çok tartışılan bu kentte ikinci bir sürpriz gerçekleşti. Bu kez Kerkük İl Meclisi, kentin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlanması için bir referandumun yapılmasına karar verdi...
Peş peşe cereyan eden bu iki olay, Kerkük’e hâkim olan Talabani yanlısı Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve bölge Valisi Necmettin Kerim’in eseri.
Aslında bu iki gelişme dışarıdan sürpriz olarak görünse de kentte yaşayanlar ve Irak’ı yakından izleyenler bu olanlara
fazla şaşırmış değiller.
Kendisini KYB’nin lideri ve Kerkük’ün hâkimi sayan Necmettin Kerim’in neyin peşinde olduğunu ve o yönde adım adım nasıl ilerlediğini bilen biliyor...
Amaç ne?
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (ORSAM) Irak uzmanı Bilgay Duman’ın deyişiyle, Kerkük’te resmi binalara Kürt bayrağının çekilmesi basit bir olay değil. Bu Kerim’in -ve KYB’nin- esas amaçlarına varmak için giriştiği bir hamledir. Bunun zamanlaması da ilginçtir.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi lideri Mesud Barzani geçenlerde Türkiye’yi ziyaretinde, kendi bölgesinin bayrağıyla karşılanmıştı. Kerim, Kerkük’e Kürt bayrağını çektirerek karşılık vererek varlığını göstermeye çalışıyor.
Bu sembolik gösteri, ikisi arasında öteden beri mevcut olan rekabeti gözlerin önüne seriyor.
Yani bir bakıma Barzani ile Kerim ve başında bulundukları partiler (KDP ve KYB), aynı safta görünmekle beraber ayrı amaçlar ve stratejiler güdüyorlar.
Kimden yana?
Vali Kerim’in bu hamlelerinin Barzani yönetimini zor durumda bıraktığı açık.
Barzani’nin bu konuda kendi tabanına ters düşecek bir tavır alması onun aleyhinde olabilir. Kaldı ki kendisi de son olarak bağımsızlık için bir referandum planladığını açıkladı.
Bütün bunlar ters tepkilere yol açan gelişmeler. Irak Başbakanı Haydar İbadi gerek Bölgesel Yönetim’in bağımsızlık planına, gerekse Kerkük’ün bu bölgeye katılması fikrine şiddetle karşı çıkıyor.
Ankara’nın tutumu da aynı doğrultuda. Cumhurbaşkanı Erdoğan iki konuda da
sert uyarılarda bulundu.
Bu uyarıların gereği yerine getirilecek, Kerkük’te bayraklar indirilecek, referandumdan vazgeçilecek mi? Bu konuda Barzani’nin nasıl bir tutum alacağı önemli. Onun da müşkül durumda olduğu belli. Bir yandan rakibini ve kendi tabanını -ayrıca öteden beri gönlünde yaşattığı bağımsızlık tutkusunu- dikkate almak, diğer yandan da özellikle Türkiye’nin baskı enstrümanlarını hesaba katmak durumunda. Unutmamalı ki Barzani’nin başında bulunduğu özerk bölgenin ekonomik
ve siyasal bekası, geniş oranda Ankara’nın desteğine bağlı.
Dolayısıyla, Barzani’nin yapacağı tercih, bundan sonraki niyetleri için belirleyici bir test olacak.