Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen gün bir radyo istasyo- nunda Ukrayna krizi üzerinde konuşan bir akademis- yenimiz, Rusya’nın çıkışı karşısında “Batı’nın bir şey yapmamasından” yakınıyor, birçok Avrupa ülkesinin de kendi çıkarlarını tehlikeye düşürmemek için Moskova’ya “dur” diyemediğini öne sürüyordu. Konuşmacı Batı’nın bu konudaki acizliğini 2008 Rus-Gürcistan savaşı karşısındaki zayıf tutumuna benzetiyor ve adeta kabahati Batılılara yüklüyordu...
Bu halk arasında yaygın bir fikir olduğu için üzerinde durulmaya değer.
Ukrayna krizinde Batı’nın “bir şey yapmadığı” söylenirken kastedilen nedir?
Çok kimsenin aklına ilk gelen şey Rusya’yı, Kırım’ı ve belki de Ukrayna’nın tümünü ele geçirmesini önlemek için, Batı’nın Rusya ile askeri bir çatışmayı göze alamamasıdır.
Söylenmesi kolay ama, açıkçası kimse böyle bir çatışma istemiyor. Ne Batı, ne bir başkası. Ukrayna meselesinin askeri yoldan çözümü imkânsız. Ankara da “askeri opsiyonu” düşünmüyor. Bu, Rusya ile bir savaş tehlikesini yaratır ki bu sonucu herkes için büyük felaket olur.

Batı’nın seçenekleri
Bu durumda geriye kalan, diplomatik ve ekonomik seçeneklerdir.
ABD, AB, NATO, Ukrayna krizi ortaya çıktığı andan beri bu alanlarda faaliyette. Başkan Obama başta olmak üzere Batılı liderler Rus devlet başkanı Vladimir Putin ile sürekli temas halindeler. Onu Ukrayna ve özellikle Kırım’da giriştiği agresif politikadan vazgeçirmeye çalışıyorlar, Rusya üzerinde her türlü diplomatik baskı araçlarını kullanıyorlar.
Şu ana kadar Rusya katı tutumunu değiştirmedi. Putin bu aşamada Kırım’ı Ukrayna’dan koparmak ve kendi güdümü altına almak için adım adım ilerliyor.
Batı’nın kullanmaya çalıştığı ve diplomasiden daha etkin olacağı düşünülen diğer seçenek, ekonomik yaptırımlardır. ABD uygulamak niyetinde olduğu bazı yaptırımları açıkladı. AB de bu alanda bazı tedbirler planlıyor. Kırım önümüzdeki pazar yapılacak referandum sonucunda Ukrayna’dan ayrılırsa, ekonomik yaptırımlar peyderpey uygulamaya konacak.
Ancak bu konuda birçok Avrupa ülkesinin çekingen davrandığı doğrudur. Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, doğalgazda Rusya’ya bağımlı durumda. İngiltere gibi ülkelerin de Rusya ile mali ve ticari alanda sıkı bağları var.
Rusya’ya karşı uygulanacak kısmi ambargo, Rus ekonomisine zarar verir elbet. Ama bu bir miktar geri teper ve Avrupa’yı da sarsar. Kaldı ki, Putin eğer Kırım’ı, Ukrayna’yı denetimi altına almayı aklına koymuşsa, kendi otoriter mizacı ile bu ekonomik yaptırımların sonuçlarına aldırış etmez.

Ankara’nın tercihi
Aslında yukarıda belirttiğimiz gibi, “Batı bir şey yapmıyor” demek kolay. Tabii ki yapılabilecek şeylerin sınırı var. Tabii ki her ülke kendi çıkarlarını da düşünmek zorunda.
Bu Türkiye için de söz konusu. Ankara Ukrayna’ya ve özellikle Kırım’a karşı Rusya’nın yaptıklarından çok rahatsız. Ama Türkiye’nin Rusya ile doğalgaz alanındaki bağımlılığı ve önemli ekonomik çıkarları var. Bu nedenle Ankara Rusya’ya karşı ekonomik yaptırım uygulamayı düşünmüyor bile.
Ankara da bu krizin diplomatik yoldan halledilmesini istiyor.
Başka çare var mı?