Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Irak konusunda Türkiye giderek artan bir zaman baskısı altında... Ankara bir yandan savaşı önlemeye yönelik diplomasi atağını sürdürüyor, Irak’taki silah denetçilerinin 27 Ocak’ta BM Güvenlik Konseyi’ne vereceği raporun beklenmesini, olası bir askeri harekat için de Konsey’den bir ikinci karar çıkartılmasını şart koşuyor... Ama öte yandan da, ABD’nin kuzeyden de bir cephe açılmasına ve bu amaçla Amerikan kara birliklerinin Türk topraklarını kullanmasına ilişkin taleplerine bir an önce net bir yanıt vermek durumu ile karşılaşıyor.
Diplomatik çabalar süredursun, Türkiye için Washington’un istekleri üzerinde kesin bir tavır almak zamanı, artık iyice yaklaşmış görünüyor. Bu zaman limiti de şimdi "önümüzdeki birkaç gün" şeklinde ifade ediliyor. Konu ile direkt ilgili bir diplomatın deyişi ile "bu kısa sürede Türkiye ABD’ye yanıtını verirse ne ala. Bunu daha da ertelerse, iş işten geçmiş sayılacaktır"...
Bunun anlamı, Bush yönetiminin "kuzey cephesi opsiyonu"nu gözden çıkaracağıdır. ABD’li analistler bu takdirde yönetimin - ve özellikle Kongre’nin - Türkiye’ye bakış açısının da değişeceğini açıkça söylüyorlar...
***
TÜRKİYE’nin tavrını belirlemesi bağlamında, önümüzdeki "kritik" tarih, 19 Ocak’tır. ABD Genelkurmay Başkanı General Richard Myers, pazar günü Ankara’ya geliyor. Kendisi Türk askeri liderleri ile görüşecek. Başbakan veya "siyasi liderlik" ile temas (en azından şu anda) programda yok.
Ancak ABD, çeşitli diplomatik yollardan Ankara’ya şöyle bir mesaj iletmiş bulunuyor: Gen. Myers’ın ziyareti sırasında, Türkiye "siyasi kararı"nı netleştirip bildirmelidir. Bu, kuzey opsiyonu ile ilgili meselelerin tartışılmasını sağlayacak bir "ön karar" da olabilir.
Bunun anlamı şudur: Özellikle Amerikan kara birliklerinin Türk topraklarını kullanmasına ilişkin pozisyon, artık geciktirilmeden net olarak ("evet" ya da "hayır" şeklinde) açıklanmalıdır. Eğer prensip olarak yanıt "evet" ise, bunun ayrıntıları ile ilgili müzakereler de hemen başlayacaktır. Örneğin asker sayısı, geçici konuşlandırma yerleri, lojistik destek, vs gibi...
Açıkçası şimdiye kadar Ankara böyle bir angajmana girmekten çekindiği için, ABD’nin isteklerine yanıt vermemiştir. Başbakan Gül’ün Ortadoğu turnesi, Güvenlik Konseyi şartına bağlanan pozisyon, Türk diplomasisine zaman da kazandırmıştır. Ama şimdi öyle görünüyor ki, bu zaman limitinin sonuna yaklaşılıyor ve Ankara herhalde önümüzdeki birkaç gün içinde, (Gen. Myers’ın ziyareti ile ilinti olarak da) kararını bir şekilde Amerikalılara bildirmek zorunda kalacak...
***
BUSH yönetiminin Ankara’ya ilettiği son mesajlarda, Kuzey Irak ile ilgili önemli unsurlar var.
Mesajın özü "gelin Kuzey Irak’ta tüm sorunlar üzerinde birlikte çalışalım" şeklindedir. Ayrıntıları da şöyle özetlenebilir:
-- Türkiye isterse Kuzey Irak’a Amerikan kara birlikleri ile birlikte "muharip güçler" gönderebilir. Bu onun tercihidir. Savaşa katılmak istemiyorsa Türkiye gene de Kuzey Irak’a kuvvet sevk edebilecektir. (Asker sayısı ve diğer birçok ayrıntılar müzakere edilecektir)...
-- Kürt bölgelerini Türk ve ABD birlikleri eşgüdümlü biçimde kontrol edecektir.
-- ABD Kerkük ve Musul petrollerinin Irak’a ait olduğu (yani Kürtlere devredilemeyeceği) konusundaki tavrını yinelemektedir. Kerkük - Musul bölgesinde kontrolü de ABD ve Türk kuvvetleri sağlayacaktır. Bu alandaki Türk - ABD işbirliği Kürt bölgesinde tatsız sürtüşmeleri önlemiş olacaktır...
ABD kaynakları bu konularda da ayrıntılı müzakerelerin yapılması için Ankara’nın bir an önce yanıtını beklediklerini söylüyorlar.
Amerikan yetkilileri yanıtın Türkiye’ye ekonomik destek paketinin bir an önce yaşama geçirilmesini "kolaylaştıracağını" söylüyorlar. Bu konudaki paket olası savaşın zararlarını karşılayacak bağış ve düşük faizli kredi programları öngörüyor. Yardım paketi üzerindeki çalışmalar Ankara’nın yanıtını vermesi ile hemen başlayacak.
Peki, yanıt gecikirse veya olumlu değilse ne olur? Verilen yanıt: "İşimiz çok zorlaşır..."