Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünya televizyonlarına ve gazetelerine yansıyan görüntüler yürek paralayıcı... Aşırı kuraklık ve açlık nedeniyle Somali’deki köy ve kasabalardan kaçan on binlerce kadın, erkek ve çocuk, komşu Kenya’daki bir mülteci kampına ulaşmak için, günlerce, hatta haftalarca çöllerde yürüyorlar. Yaşlıların, hamile kadınların, çocukların bir kısmı aç ve susuz kat etmeye çalıştıkları bu “ölüm yolları”nda can veriyor. Bazı anneler, artık yürüyemeyen küçük çocuklarını çöllerde veya yollarda terk etmek zorunda kalıyorlar. Bir kısmı yolda ölen bebeklerini oralarda gömüyor...
Bu cefaya tahammül edebilenler, bitap halde mülteci kampına ulaşabiliyor. Aralarında daha fazla dayanamayıp kampta ölenler var.
Sağ kalabilenler ise, 90 bin kişi kapasiteli kampın 380 bin mültecisi arasında bir köşeye sinip bir lokma yemek yiyerek hayata tutunma mücadelesini sürdürüyorlar...
* * *
Bu insanlık trajedisinin nedeni, Somali’nin 60 yıldan beri görülmemiş derecede korkunç bir kuraklıkla karşılaşmasıdır. Bu kuraklıktan Kenya ve Etiyopya da nasibini alıyor.
Somali Dışişleri Bakanı Muhammed İbrahim’e göre ülke nüfusunun 3.5 milyonu aç. Onlara süratle yardım eli uzatılmazsa, yüz binlerce insan ölecek...
Bakan bu açıklamayı ve çağrıyı önceki gün Roma’da toplanan BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) olağanüstü toplantısında yaptı. Tolantıdan “uçakla acil gıda yardımı” kararı çıktı.
Bugün de Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Somali’ye yardım yapan “donatör ülkeler” konferansı yapılacak. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, açlıkla karşılaşan Doğu Afrika ülkeleri için 1.6 milyar dolarlık bir yardım çağrısında bulundu. Bakalım küresel mali kriz, bu yardım çağrısını nasıl etkileyecek...
* * *
Kuşkusuz Somali’deki bu drama son vermek için öncelikle yapılması gereken şey, para toplayıp bu aç insanlara yiyecek, içecek ve barınma olanaklarını sağlamaktır.
Ama iş bununla bitmiyor. Toplanacak olan yardım malzemesinin yerine ulaşması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması önemli.
İşte Somali’de bu, büyük mesele. Nedeni: İşe siyaset karışıyor...
Somali’de 1990’larda çıkan iç savaştan sonra temsili bir hükümet ve devlet otoritesi kurulamadı. Radikal İslamcı (ve El Kaide ile bağlantısı olduğu söylenen) El Şabab adlı örgüt, ülkenin kuzey ve orta bölgelerine hâkim. Başkent Mogadişu’da, BM’nin desteklediği bir hükümet var; ama ülkenin, hatta başkentin bütününe hâkim değil. BM’nin 9500 kişilik Barış Gücü dahi, sadece Mogadişu’da görev yapabiliyor.
El Şabab yöneticileri, kendi ele geçirdikleri bölgelerde ne BM, ne FAO, hiçbir “yabancı güç” istemiyorlar.
“Kuraklık dualarımızla aşılacak” diyorlar!
Şimdi Mogadişu’ya ve Kenya’daki mülteci kamplarına acil olarak gönderilecek yardımları, El Şabab denetimindeki yerlere de ulaştırmak için bu militan yöneticilerle anlaşmak gerekecek ki, bu da oldukça zor görünüyor...
* * *
Somali’yi kasıp kavuran kuraklığın başlıca nedeni, ekolojik şartlardır. Bu bölgenin eski bir derdi. Ama kötü yönetim, devlet otoritesi boşluğu, etnik ve dinsel çatışmalar, eğitim eksikliği, kendi kabuğuna çekilme politikası gibi faktörler de bu durumu yaratıyor. Oysa ülkenin tarım, hayvancılık, sulama gibi alanlarda yaratıcı projelere ve dış dünya ile sıkı işbirliğine ihtiyacı var. Bunun için ise her şeyden önce Somali’de barış ve birliğin sağlanması şart.
Yapılacak yardımlar kısa vadede “can kurtaran” rolünü oynasa da, Somali’de siyasal ve sosyal şartlar değişmedikçe, kuraklık ve açlık derdinden kurtulamayacaktır...