Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BM'den bugünlerde Irak'ta uluslararası bir gücün varlığına "meşruiyet" kazandıracak bir kararın çıkmasını bekleyenler, fazla umutlanmasınlar...
Karar, Güvenlik Konseyi'ne ABD tarafından sunulan tasarının aynen kabulü şeklinde olacaksa, - ki öyle görünüyor - bunun "meşruiyet" koşulunu karşılayacağı çok kuşkulu.
Nitekim BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve Fransa ile Almanya başta olmak üzere Güvenlik Konseyi'nin birçok üyesi, bu kararı hem BM'nin Irak'ta daha aktif bir rol oynaması, hem oradaki askeri varlığının yasallaştırılması bakımından yeterli bulmadıkları mesajını şimdiden vermiş bulunuyorlar.
* * *
BÜYÜK umut bağlanan yeni Amerikan karar tasarısı, eskisinden biraz farklı olmakla beraber, iki temel noktayı esas tutuyor: Birincisi, çokuluslu askeri gücün gene ABD komutası altında olması ve BM'nin bu konudaki rolünün sınırlı kalmasıdır. İkincisi ise, ABD hakimiyetindeki siyasi otoritenin Iraklılara devrinin zamana bırakılmasıdır.
Birinci hususta belli ki ABD, askeri rolünü korumakta kararlı. Ancak başka ülkelerin askerine ihtiyaç duyan Washington, sorumluluğu bir ölçüde BM ile paylaşmayı kabul ediyor. Ama bu da asker vermesi istenen birçok ülkeyi (Pakistan gibi) tatmin etmiyor...
İkinci hususta ABD yeni bir anayasanın hazırlanması, seçimlerin düzenlenmesi gibi işleri bir sıraya koyuyor, ama iktidarın devrini aceleye getirmek istemiyor ve bu nedenle belirli bir takvim vermiyor. Oysa birçok ülke (Fransa başta) bunun çok hızlı (en genç yıl sonuna kadar) gerçekleşmesini istiyor.
Bundan çıkan sonuç, yeni karar tasarısı üzerinde ABD ile birçok BM üyesi arasındaki görüş ayrılıklarının devam ettiğidir. Bununla beraber, BM çevrelerinden gelen haberler, tasarının bu şekli ile çıkacağını, Fransa'nın vetosunu kullanmayacağını, ABD'nin de itirazlara rağmen tasarıda başka değişiklik yapmayacağını gösteriyor...
* * *
BU olay Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor.
Ankara (ve özellikle Cumhurbaşkanlığı) daha baştan BM kararı ile bir "meşruiyet"in sağlanmasının gereği üzerinde durmuştur. Hatta geçen ay hükümet, asker gönderme konusunu uzun uzun "değerlendirirken" BM'den de bu yönde bir karar çıkacağı umudunu dile getirmiş, bu sayede Türkiye'nin bu konuda karar almasının da "kolaylaşacağını" açıklamıştı.
Eğer BM kararı yukarıda belirttiğimiz biçimde çıkacaksa, herhalde Ankara'da da bunun "meşruiyet" koşulunu yerine getirmediği söylenecektir.
Bunu sezen Cumhurbaşkanı Sezer Meclis'teki konuşmasında, meşruiyet açısından esas olan noktanın Meclis'in yetkisi, yani bu konuda kararı TBMM'nin vermesi olduğunu belirtmiştir.
Şimdi hükümet de bu görüşü benimsemiş ve Meclis'ten asker gönderme konusunda muğlak bir yetki yerine sarih bir izin istemeye karar vermiştir.
Böylece Meclis, konuyu Türkiye'nin çıkarlarına öncelik vererek değerlendirecektir. Yani artık BM kararı "meşruiyet" için "olmazsa olmaz" bir referans olmaktan çıkacaktır...