Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Türk - ABD ilişkileri ciddi bir badireyi atlattı.
       Bir an için düşünün: ABD Temsilciler Meclisi "Ermeni soykırımı tasarısı"nı onaylasaydı, şu sırada ne sert tepkiler olacak, hava ne kadar gerginleşecekti.
       Önceki gece, o noktaya çok yaklaşılmıştı.
       Heyecanlı beklemenin ardından, sürpriz gerçekleşti: Meclis Başkanı Dennis Hastert tasarıyı geri çektiğini ilan etti.
       Böylece son dakikada krizin eşiğinden dönülmüş oldu...
       * * *
       GÜNLERDİR bu tasarıyı geçirtmek için yoğun çaba harcayan Meclis Başkanı'nı bu ani kararı vermeye iten neden, kendisinin de belirttiği gibi, Başkan Clinton'ın son mektubudur.
       Gerçi Hastert daha önce de, Clinton'dan Albright'a, William Cohen'den Orgeneral Shelton'a kadar, yönetimin önde gelenlerinden aynı mealde telefonlar, mektuplar almıştı. Ama, her nasılsa, Hastert, Clinton'ın son uyarısı üzerine, ülkenin "üstün menfaatlerini" düşünerek, tasarıyı oya koymaktan vazgeçti.
       Demek ki, bu sonucun alınmasında başta Clinton olmak üzere, yönetimin yoğun baskıları başlıca rolü oynadı.
       Bu, ABD siyasi yaşamında da önemli bir olay. Yönetimin Kongre'yi bu kadar sıkıştırdığı nadir görülmüştür. Hele Demokrat bir yönetimin, Cumhuriyetçi ağırlıklı bir Meclisi... Ve hele seçimler arifesinde...
       Kuşkusuz, yönetimin de bu kez gerçekten tasarıyı hasır altı etmek için canla başla uğraşmasında, Ankara'nın ağırlığını var gücü ile ortaya koymasının büyük payı var. Cumhurbaşkanı Sezer'den Başbakan Ecevit'e, Dışişleri Bakanı Cem'den Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu'na kadar, Türk yetkililerinin Washington'a ilettiği mesajlar, Clinton yönetimini harekete geçirmiştir.
       Bu arada tabii Ortadoğu'daki son gelişmeler de Washington'da bu mesajların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur...
       * * *
       BU olaydan alınması gereken birçok ders vardır.
       * ABD'deki Ermeni lobisi, Türkiye'yi karalama kampanyasında bir kez daha başarısızlığa uğramıştır. Ermeni diasporasındaki aktivistler, bu yoldan Türkiye ile başa çıkamayacağını artık anlamalıdır. Aynı şekilde Ermenistan da bundan ders almalı, katı ve kışkırtıcı politikasını değiştirmelidir. Erivan, Temsilciler Meclisi'nin tasarıyı onaylaması halinde başına neler gelebileceğini unutmamalıdır...
       * Ermeni yanlısı tasarı şimdi rafa kaldırıldı ama bu, ileride gene gündeme gelmeyecek demek değildir. Açıkçası Temsilciler Meclisi'ni etkileyen faktör, Türkiye'nin jeostratejik değeridir. Fakat Ermeni lobisinin "niyeti bozuk" hala. Meclis'te de konuyu bilmeyen, iddialara inanan ve de oy avına öncelik veren çok politikacı var. Dolayısı ile, Türkiye, - bundan önce görüldüğü gibi - rehavete kapılmadan, bu mücadelenin yeni raundlarına şimdiden hazırlanmalıdır.
      
* Washington'da ve Ermeni aktivistlerin faal olduğu diğer merkezlerde, Türkiye - ve o ülkelerde yaşayan Türkler - bu işe göre daha iyi örgütlenmelidir. Tanıtım ve lobi faaliyeti bunun sadece bir boyutunu oluşturuyor. Bunun dışında Türkiye, arşivlerin incelenmesi, tarihi gerçeklerin ortaya çıkması için, bilim adamlarını devreye sokmalı, zaman kaybetmeden bu yönde inisiyatifi ele almalıdır.
       * Son gelişmenin verdiği rahatlıkla, Türkiye Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi için bazı girişimlerde bulunmalıdır... Aynı zamanda Türk sivil toplum kuruluşlarının da Ermeni diasporası ile diyalog kurmaya çalışmasında yarar vardır.
       Kısacası, ABD Meclisi'ndeki olay, Türk - Ermeni yakınlaşmasının gerçekleştirilmesi için de bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr