Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



KIRK yıldır Kıbrıs meselesinde pek çok müzakere süreci yaşandı, birçok çözüm planı masaya kondu, anlaşmaya bir hayli yaklaşıldığı zamanlar da oldu... Ama bütün bu çabalardan bir türlü sonuç alınamadı, çözümsüzlük hali de günümüze dek sürdü...
New York'taki son Kıbrıs zirvesi, "bu kez galiba bu iş olacak" umudunu yarattı. Taraflar bu perşembe günü Lefkoşa'da, bu iyimserlik havası içinde esas müzakerelere başlıyorlar.
Bu seferki görüşmelerin, daha önceki birçok süreçten bir farkı var mı?
Var olmasına var da, hemen "kaydı ihtiyatla" şunu belirtelim ki, bu hava yeni sürecin mutlaka başarı ile sonuçlanacağının garantisi değil. Ama gene de, bu kez öyle farklı durumlar var ki, sonunda bu iyimserliği haklı çıkartabilir...
***
NEDİR bu farklı durumlar?
• BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın son inisiyatifi, - onun adını taşıyan planı ile birlikte - tarafları bağlayan bir mekanizma kurmuş bulunuyor. Taraflar derken yeni süreçte bu kez sadece Kıbrıs Türk ve Rum kesimleri değil, Türkiye ve Yunanistan da yer alıyor. Hepsi Annan'ın önerdiği yöntem ve takvim konusunda taahhüde girmiş durumda. Müzakereler bu sisteme göre yapılacak, tarafların üzerinde mutabık kalamadığı hususları Genel Sekreter bizzat dolduracak, anlaşma "anavatanlar"ın meclislerine ve adada iki halkın onayına sunulacak. New York'ta artık "çözüm tüneli"ne girildi. Bundan sonra geri dönmek çok zor...
• Bu kez, AB de işin içinde. Birlik, 1 Mayıs'a kadar çözüme varılması için Rum - Yunan tarafı üzerinde baskı yapıyor. Bu New York zirvesi sırasında açıkça görüldü. AB, çözümsüz, bölünmüş bir Kıbrıs'ı üye almanın sakıncalarının farkında...
Devreye aktif olarak giren diğer bir güç de, ABD. Washington da, yeni müzakere sürecinin mutlaka başarı ile sonuçlanmasını istiyor. New York faslında olduğu gibi, Lefkoşa sürecinde de Amerikan diplomasisi yönlendirici bir rol oynayacak...
• Yeni sürecin başlamasında Türkiye'nin giriştiği diplomatik atağın etkisi çok büyük. Erdoğan hükümeti gerçekten birçok "iç" engeli de aşarak, çözümsüzlüğü sona erdirmek için cesur ve kararlı bir adım attı. Ankara bu tutumunu sonuna kadar devam ettirebilirse, Lefkoşa'daki müzakereleri çözüm yönünde etkileyebilecektir.
• KKTC'de de son seçimlerin gösterdiği gibi çözüm lehinde yeni bir ortam mevcut. New York zirvesinde Rauf Denktaş, eskisinden farklı bir lider olarak kendisini göstermiştir. Bu tavrında, Türk hükümetinin yönlendirici rolü kadar, KKTC'deki yeni siyasi realitenin de etkisi vardır.
***
LEFKOŞA'da başlayacak yeni süreçte, Kıbrıs sorununun taraflar arasında uçurum yaratan unsurları müzakere edilecektir. Bunların arasında Denktaş'ın "vazgeçilmez" diye tanımladığı konular var. Bu konularda ulaşma sağlamak hiç de kolay olmayacak. Belki müzakereler başka koşullarda yapılsaydı, daha baştan "biz bu filmi daha önce gördük, sonunu biliyoruz" diyebilirdik. Ama bu kez yukarıda sıraladığımız farklı faktörler var. Bu da yeni filmin, eskisinden farklı biçimde - yani anlaşma ile - sonuçlanacağı umudunu güçlendiriyor...