Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bu kez kesin: Yugoslavya'ya karşı 72 gün süren NATO hava akınlarından sonra, Miloşeviç yönetimi "barış planı"nı kabul etmiş bulunuyor.
Eğer Belgrad hakimi, parlamentosunun da onayladığı bu planı hayata geçirme sürecinde su koyvermezse, Kosova için çıkan savaş sona ermiş ve Balkan tarihinin Bosna'dan sonraki bu ikinci dramatik dolu sayfası da kapanmış olacaktır.
Miloşeviç gibi otoriter ve mağrur yöneticilerin son dakikada ne yapacağı belli olmadığı için, dün öğleden sonra Belgrad'ın G - 8'lerin sunduğu planı kabul ettiğine ilişkin müjdeyi gene de ihtiyatla karşılamak zorundayız.
Umarız bu konuda duyulan kuşkular dağılır, planda öngörülen hususlar uygulamaya konur, bombardımanlar durur ve Kosova dahil, Yugoslav topraklarına barış ve huzur döner...
* * *
YUGOSLAVYA'nın varılan anlaşmaya bağlı kalacağı ve bu çerçevede barışçı çözümün gerçekleşeceği varsayımından hareketle bu iki buçuk aylık savaşın bilançosunu şöyle çıkarabiliriz:
* NATO açısından: Hava harekatına karar verdiği andan itibaren NATO'nun koştuğu şartlar şimdi yerine getiriliyor. Buna göre Sırp kuvvetleri Kosova'dan çekilecek, yerini NATO güdümünde bir Barış Gücü alacak, Arnavut mülteciler evlerine dönecek, Kosova'nın gelecekteki siyasal statüsü geniş özerklik çerçevesinde belirlenecek...
NATO yoğun bombardımanlarla Miloşeviç'i sonunda dize getirmeyi başardı. Gerçi arada bazı talihsiz hatalar oldu, bu arada pek çok sivil de öldü. Ama NATO, kendi askerlerinin burnu kanamadan, bu müdahaleyi - sadece hava operasyonları ile - zaferle sonuçlandırabildi...
* YUGOSLAVYA açısından: Miloşeviç'in baştan izlediği baskıcı politikalar ve NATO müdahalesine karşı meydan okumaları, Yugoslavya'ya çok pahalıya mal oldu. Hem insanca kayıp, hem maddi zarar olarak... Yugoslavlar daha demokratik bir ortama kavuştuklarında herhalde "bu politika, bu savaş neye veya kime yaradı" sorusunun muhasebesini yapacaklardır...
* RUSYA açısından:
Moskova bu işte tutarlı bir siyaset izledi ve son aşamada devreye girerek barışı sağlayan etkin devlet görünümünü kazandı. Şimdi bu sayede barış planının uygulanmasında da önemli bir rol alacak. Denilebilir ki bu işte en kazançlı çıkan taraf, Rusya...
* KOSOVA açısından: Bu savaştan en çok zarar gören Kosova halkıdır.
Bölge nüfusunun yarısını oluşturan bir milyona yakın Arnavut, mülteci durumuna düşmüştür. Kentler, köyler yıkılmıştır. Pek çok Arnavut ölmüş veya yaralanmıştır. Herhalde Kosovalılar bu facianın izlerini gelecek kuşaklara da taşıyacaktır...
* * *
DAHA iki hafta önce Miloşeviç, Lahey'deki Savaş Suçları Mahkemesi tarafından giriştiği etnik temizlik kampanyası nedeni ile suçlanmıştı.
Aslında, uluslararası kuruluşların aldıkları kararları hukuki ve siyasi yollardan uygulama gücü olsaydı, Miloşeviç'in şimdi yakalanması ve adalet önüne çıkarılması gerekirdi. Oysa son günlerde herkes Miloşeviç'in dudaklarına bakıp barış planına "evet" demesini bekledi. Şimdi de herkes onun verdiği sözü yerine getirmesini bekliyor ve onu yetkili muhatap olarak sayıyor.
Ülke olarak Yugoslavya'nın değil, ama kişi olarak Miloşeviç'in bu işten kazancı da bu olsa gerek...




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr