Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

FRANSIZLARDAN uzun zamandır Türkiye hakkında bu kadar olumlu ve övücü sözler duymamıştık. Hele Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’den...
Dün Şam’daki “İstikrar İçin Diyalog” zirvesi vesilesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelen Fransız lideri, şöyle konuştu: “Türkler müthiş bir iş çıkardı... Bu girişimi nedeniyle bütün Avrupa Türkiye’ye minnettardır”...
Sarkozy bu beklenmedik iltifatı, zirveden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Türkiye’nin Suriye ile İsrail arasında geçen mayısta başlattığı arabuluculuk faaliyetinden söz ederken yaptı.
Sarko bu kadarla da yetinmedi, bundan sonraki süreçte Türkiye’ye “daha çok ihtiyaç duyulacağını” da belirtti...
İnsanın “Ha şunu bileydin” diyeceği geliyor! Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Türk yetkilileri ve diplomatları ne kadar zamandır Fransızlara -ve onların tavrını paylaşan diğer Avrupalılara- Avrupa’nın Türkiye’ye, bölgedeki müstesna konumu ve rolü nedeniyle, çok ihtiyacı olacağını söyleyip duruyorlardı...
Galiba şimdi bunu anlamaya başlıyorlar.
“Le Figaro”nun dünkü başyazısı bunu açıkça gösteriyor.
Fransız gazetesi Türk diplomasisinin son zamanlarda Kafkasya’dan Ortadoğu’ya kadar, bölgede oynadığı role değiniyor ve Türkiye için vazgeçilmez ülke ifadesini kullanıyor...

Bir adım ileride
Sarkozy’nin son zamanlarda aktif bir dış politika izlemekte olduğu, kendi inisiyatifini kullanarak bazı yeni rollere soyunduğu görülüyor. Gürcistan’da savaş patladıktan hemen sonra Moskova ve Tiflis’i ziyaret etmesi, bu hafta da ilk kez Şam’a gidip dörtlü Ortadoğu zirvesine katılması gibi...
Sarko’nun bu girişimleri yaparken, Türkiye’nin varlığını ve -”Le Figaro”nun deyişiyle- “vazgeçilmezliğini” hissetmemesi mümkün değil.
Fransız lideri (AB “şapka”sıyla) Kafkas krizine el atarken, Türkiye Kafkas Platformu inisiyatifini ortaya atıyor, tüm taraflarla (ve hatta Ermenistan’la) temasa geçiyordu... Sarkozy Şam aracılığıyla yeni bir Ortadoğu açılımına girişirken, Türkiye, İsrail ile Suriye arasındaki arabuluculuk faaliyetine başlamıştı bile...
Fransa’nın şimdi Ortadoğu’da ABD’nin bıraktığı boşluğu doldurmak ve kendi nüfuzunu güçlendirmek istediği sır değil. Sarkozy dün de, Suriye ile İsrail arasında bundan sonraki barış görüşmelerine aktif olarak katılmak istediğini vurguladı. Tabii Türkiye’nin gene esas aktör olacağını kabul ederek...
Zaten bunun Türkiye’siz olamayacağını, ilgili taraflar da biliyor. Dün Cumhurbaşkanı Esad da Erdoğan’a şükranlarını sunarken, bu noktayı vurguladı. Şimdi, geçen mayısta başlayan “dolaylı” görüşmelerden, “doğrudan” müzakere sürecine geçilmesinde, esas rol gene Türkiye’de...

İş başa düşüyor
Suriye lideri bu konuda Türkiye’nin aracılığıyla İsrail’e 6 maddelik bir öneri belgesi verdiğini açıkladı. Şimdi İsrail’in de “cevabi” belgesini hazırlaması bekleniyor.
Bu arada, İsrail’deki hükümet krizi, önümüzdeki hafta Türkiye’de yapılması gereken 5. tur “dolaylı” görüşmelerin ertelenmesine neden oldu. İsrail Başbakanı Ehud Olmert bu ay istifa ediyor. Yerine geçecek liderin, masasında bulacağı “ivedi işler”den biri de bu belge olacak. Ve yeni Başbakan, Suriye ile “doğrudan” müzakere sürecine geçilip geçilmeyeceğine acele karar vermek zorunda kalacak...
Başbakan Erdoğan dün Şam’daki demecinde bu konuda umutlu olduğunu söyledi, son haftalarda görülen yapıcı tutumun (Olmert’ten sonra da) devam edeceğine inandığını belirtti.
Bu durumda Türkiye’ye daha çok iş düşecek demek.