Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami Kohen

TÜRKİYE ile KKTC arasında "bütünleşme" aşamasına mı giriliyor?
AB Komisyonu'nun "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile müzakere sürecinin başlatılmasını öngören raporuna Ankara'nın ilk tepkileri, bu konuyu gündeme getirmiş bulunuyor.
"Bütünleşme"den tam olarak neyin kastedildiği, hükümetçe benimsenmiş ve karara bağlanmış böyle bir plan varsa bunun ne zaman ve ne şekilde uygulamaya konacağı doğrusu pek belli değil... Bu konuda sinyaller daha çok Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in demeçlerinden geliyor. DSP liderinin öteden beri TC - KKTC entegrasyonunu hararetle savunduğu bilindiği için, şimdi bu yönde yapılan beyanlar ve yayınlar, - doğru veya yanlış - bu yönde bir politikanın oluşturulduğu şeklinde algılanıyor...
Oysa, dün de yazdığımız gibi, bütünleşme stratejisini henüz belirlemeden ve hele uygulamaya koymadan önce, konuyu etraflıca değerlendirmek ve tartışmak gerek. Bunun şimdiye kadar yapıldığını sanmıyoruz. Kıbrıs konusunda bilgili ve deneyimli aktif veya emekli birçok diplomat, politikacı ve uzmanın görüşü alınmış değil. KKTC'de dahi bu konuda doğrudan bir araştırma ve nabız yoklaması da yapılmış değil.
Bizce böyle bir çalışmayı bir an önce başlatmakta büyük yarar var. Meclis Dışişleri Komisyonu'nun haftaya konu ile ilgili bir bilgilendirme toplantısı yapma kararı, iyi bir adımdır. KKTC'de şimdiden çeşitli kurumların fikirlerini ifade etmesi sağlıklı bir gelişmedir. Lehte ve aleyhte çeşitli görüşlerin ortaya konması, doğru yolun bulunmasına yardımcı olacaktır...
* * *
BÜTÜNLEŞME lehindeki argümanları şöyle özetleyebiliriz:
* AB'nin Güney Kıbrıs'la bütünleşmesi halinde KKTC'nin de varlığını sürdürmesi için, Türkiye ile bütünleşmekten başka çaresi yoktur. Bu takdirde KKTC "bağımsız devlet" statüsünde, Türkiye ile organik bağlar kurmuş olacaktır...
* Türk tarafı şimdiye kadar federal çözümü savunmuştur. Bunun KKTC'nin egemenlik hakkını kapsaması şart. Aksi halde, Rum - Yunan tarafı, sonuçta Türk unsurunu "yutacak"tır. Rumlar şimdi arkalarına AB'nin desteğini alarak, Türklerle uzlaşmaya karşı direniyorlar. Bu durumda federal çözüm mümkün görülmüyor. KKTC ile bütünleşme kaçınılmaz alternatif oluyor...
* Güney Kıbrıs'ın silahlanması ve Yunanistan'ın Rumlarla oluşturduğu askeri doktrin, Kıbrıs Türkleri kadar Türkiye için de ciddi bir güvenlik sorunu yaratıyor. Bütünleşme, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'ta üs kurma ve askeri varlığını sürdürme olanağını vermiş olacaktır...
* Entegrasyon, KKTC'nin Türkiye vasıtasıyla dünyaya açılmasına ve varlığını tescil ettirmesine yol açacaktır. AB de, böylece üye olarak kabul etmeye hazırlandığı "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin aslında sadece Kıbrıs Rum kesiminden ibaret olduğunu farkedecektir...
* Bütünleşmeyi savunanlar bunun hangi şartlarla veya hangi takvime göre uygulanması gerektiğine açıklık getirmiyorlar. AB - Kıbrıs müzakerelerinin başlamasını bunun "start" işaretini verebileceğini söyleyenler olduğu gibi, bunun hazırlıklarına şimdiden girişilmesini isteyenler de var...
* * *
BÜTÜNLEŞMEYE karşı öne sürülen argümanları da kısaca şöyle sıralayabiliriz:
* Bütünleşme dünya tarafından bir "ilhak" olarak algılanacak. AB'nin Kıbrıs'ı, çözüme varılmadan üye olarak kabul edilmesine karşı çıkan Avrupalılar (ve Amerikalılar), böyle bir oldu - bitti karşısında görüşlerini savunamayacak. Ada resmen bölünmüş olacak ve bu kez gerçekten Güney Kıbrıs'ın AB'ye girmesi önlenemeyecek...
* KKTC'de de bütünleşmeye soğuk bakanlar, "yeterince entegre olmadık mı" diye soranlar, entegrasyonun fiilen taksim veya çifte ENOSİS anlamına geleceğini ve KKTC'nin pratikte Ankara'ya daha bağımlı olacağını düşünenler var...
* Bütünleşme, sonuçta adada, bir yanda Türkiye'nin, bir yanda da Yunanistan'ın kuracağı etkinlik alanları ile bir bölünmeye yol açacak. O zaman, Kıbrıs'ta bir Türk - Yunan sınırı ve dolayısıyla Türkiye için, güneyde yeni bir cephe açılmış olacak ki, bu da güvenlik açısından sakıncalar yaratabilir...
* Bütünleşmeye sıcak bakmayanların bir kısmı, bu "kozun tüm diğer yollar kapandıktan sonra kullanılabileceğini" düşünüyorlar ve konunun bu aşamada gündeme getirilmesinin, özellikle uluslararası platformda yeni sorunlara ve ağır baskılara yol açacağını belirtiyorlar...
Evet, "bütünleşme" deyip geçmeyelim. Konuyu iyice, etraflıca tartışalım...

Yazara Email S.Kohen@milliyet.com.tr