Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       "SUPSA Projesi"ni hatırlıyor musunuz?
       Dört yıl önce, Hazar petrolünün nakli için çeşitli opsiyonların düşünüldüğü dönemde, Türkiye Bakü - Ceyhan boru hattını garantilemek için, ilk etapta Bakü hattının Gürcistan'ın Supsa Limanı'na bağlanmasını önermiş, hatta bunun finansmanını da üstlenmeyi kabullenmişti. Amaç, Rusya'nın Novorossisk Limanı'na ulaşan hattına başka alternatifler getirmekti. Nitekim Ankara'nın da çabası ile, "çok hat" ilkesi benimsenmiş ve böylece - zamanın Dışişleri Bakanı Emre Gönensay'ın deyişi ile - "Rusya'nın tekeli kırılmıştı"...
       Gerçekten, Hazar bölgesinden elde edilecek büyük miktardaki petrolün dünya pazarlarına ulaşması için şimdi Bakü - Ceyhan dahil, birçok projeler tasarlanıyor ve konuşuluyor. Ne var ki bu alanda ilgili devletler ve dev petrol şirketleri arasında kıran kırana bir rekabet söz konusu.
      
Türkiye için hayati önem taşıyan Bakü - Ceyhan hattı, prensipte ABD Yönetimi'nin desteğine sahip. Hazar petrolünü üretecek ve taşıyacak olan şirketlerin bir kısmı bu fikri benimsiyor; ama bir kısmı da "ticari" yönden tereddütte... Bu arada İran dahil, başka güzergahlar da gündeme geliyor.
       Rusya ise rakip olarak gördüğü Bakü - Ceyhan hattı projesini sabote etmek için elinden geleni yapıyor. Moskova'nın bütün çabası, Novorossisk hattının - tek olmasa bile - "esas" nakil yolu olarak kalmasını sağlamaktır. Rus diplomasisinin son zamanlarda bu yönde bazı ilginç girişimlerde bulunduğunu görüyoruz...
       * * *
       İKİ büyük yabancı gazetede çıkan (ve ne yazık ki Türk kamuoyuna henüz aksettirilmeyen) bir haber, Rusya'nın Supsa projesini kendi lehine çevirmek üzere olduğunu gösteriyor.
       "Financial Times" ile "Le Monde" gazetelerinde yayımlanan Gürcistan'la ilgili iki ayrı röportajın içinde, şu fevkalade önemli cümleleri okuyoruz: Rusya ile Gürcistan, Supsa ile Novorossik arasında bir petrol boru hattı projesini görüşüyor. Bu hat özellikle Kazakistan'ın üreteceği Hazar petrolü ile, kapasitenin azami düzeye ulaşacağı dönem için düşünülüyor. Novorossik terminali, Karadeniz'deki kötü iklim şartlarından ötürü, yılda 3 - 4 ay çalışamıyor. Oysa Novorossik'e gelecek büyük miktardaki (30 milyon ton) petrolün, kesintisiz olarak dünya pazarlarına ulaştırılması için, bunun bir kısmı yeni bir hatla Supsa'ya aktarılacak. Supsa'dan yıl boyunca petrolün sevki (tabii tankerlerle) mümkün...
       Rusya böylece Novorossik'te "vanayı kontrol etme" olanağını koruyabilecek. Kendi hattından geçiş ücretini de tahsil edebilecek.
       İki gazetenin de belirttiği üzere, Gürcistan'ın bundan kazancı, ekonomik olduğu kadar, siyasi olacak. Rusya şimdiye kadar Gürcistan'ı nüfuzu altında tutmak için ne lazımsa yapmıştır: Abazya ve Güney Osetya bölgelerindeki ayrılıkçıları desteklemiştir. Hatta Şevardnadze'yi "temizleme" girişimlerini desteklemiştir...
       Şimdi bu boru hattı projesi, iki ülkeyi birbirine yakınlaştırabilir. Le Monde" buna "boru hattı karşılığında barış" diyor. Yani Rusya, elde edeceği bu ekonomik avantaja mukabil, Gürcistan'ı rahat bırakacak, ayrılıkçıları kışkırtmayacak, Tiflis'teki yönetimi alaşağı etmeye çalışmayacak...
       * * *
       TÜRKİYE, iktidar değişiklikleri ve eski uzman kadroların kaydırılması sonunda, bir süre "boru hattı politikası"nı ihmal etti veya şaşırdı... Bu arada "Supsa projesi"nden de vazgeçti.
       Şimdi Rusya yeni bir Supsa projesine sahip çıkıyor. Şevardnadze de bu projeye sıcak bakıyor.
       Tabii bu, Bakü - Ceyhan projesinin kenara atılacağı anlamına gelmez. En azından ABD Yönetimi'nin aktif desteği sürüyor.
       Ama bilelim ki Rusya'sı ile, İran'ı ile, "büyük oyun"daki rakipler çok yoğun bir faaliyet içindeler. Bu da daha büyük dikkat, daha geniş yaratıcılık ve daha uyumlu ve aktif politikalar gerektiriyor...



Yazara E-Posta: S.Kohen@milliyet.com.tr