Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra, dünyanın siyasi coğrafyasındaki büyük değişiklik Rusya ile Çin arasındaki ilişkilere de yeni bir yön vermeye başladı. SSCB'nin dağılması, Moskova merkezli komünizmin çökmesi, ABD'nin tek süper devlet statüsüne erişmesi dünyadaki dengeleri altüst etti. Bu kez eski düşmanlıkların yerini yeni dostluklar almaya başladı.Dünyadaki bu büyük dönüşüm hâlâ devam ediyor. Yani, dünyanın birçok bölgesinde (özellikle Ortadoğu'da ve Orta Asya'da) dengeler henüz tam oluşmuş ve yerine oturmuş değil.Bu yeni şekillenme sürecinde, ekonomik faktör belirleyici bir rol oynuyor. Ülkeler arasındaki yakınlaşmanın ve işbirliğinin itici gücünü daha çok ekonomik çıkarlar oluşturuyor. Yeni stratejik ortaklıklar da bu temel üzerinde kuruluyor... SOĞUK Savaş yıllarında SSCB ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, Batı ve Doğu blokları arasındaki münasebetler kadar gergindi. Moskova ve Beijing, sadece derin ideolojik anlaşmazlıkları nedeniyle değil, aynı zamanda siyasal çıkar çatışmaları yüzünden birbirlerine rakip, hatta düşman gözüyle bakıyorlardı... Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in Beijing'e yaptığı ziyaret sırasında Çin lideri Hu Cintao ile gerçekleştirdiği bir dizi anlaşmayı bu açıdan değerlendirmek lazım.Yüz kadar büyük şirket yöneticisiyle seyahat eden Putin ile Çinli muhatapları arasında varılan 15 anlaşmadan 4'ünün enerjiyle ilgili olması şaşırtıcı değil. Çok hızlı kalkınan Çin'in giderek artan petrol ve doğalgaz ihtiyacını karşılamak için Rusya'ya büyük ihtiyacı var. Rusya'nın da dünyanın önde gelen petrol ve doğalgaz ihracatçısı olarak dev Çin pazarına girmekte büyük çıkarı var...Beijing'de bu fikirle enerji alanında iddialı projeler üzerinde mutabakat sağlandı. Bu projelerden biri, Sibirya'dan Çin'e iki boru hattının döşenmesiyle ilgili. 10 milyar dolara mal olacak bu hatlar ortaklaşa inşa edilecek. Beş yıl sonra Çin bu yoldan Rusya'ya 80 milyar metreküp doğalgaz temin edecek...Diğer bir proje de, petrol boru hattıyla ilgili. Bu da Sibirya'dan günde 600 bin varil petrolü doğrudan Çin'e nakledecek... Hem ticaret... İlk bakışta Rus-Çin ekonomik anlaşmaları (bunun içinde Rusların Çin'de nükleer santrallar inşa etmesi ve Çinlilerin de Rusya'da bazı büyük yatırımlar yapması da var), "normal ticaret" gibi görünebilir. Ancak bunun "alışveriş" yönü dışında, dünya siyaseti açısından da, büyük önemi var.Başta belirttiğimiz gibi, bu tür yakınlaşmalar ve ortaklıklar, artık uluslararası konjonktüre yön veriyor. Moskova ve Beijing ekonomik bağlarını derinleştirdikçe, stratejik ortaklıkları da güçlenecektir. Zaten şimdiden Asya'nın iki dev ülkesinin bir amacının da "ABD'nin Asya'daki nüfuzunu kırmak" olduğu açıkça söyleniyor... Ekonomiyle başlayan bu yakınlaşma, zamanla başka alanları da kapsayacak. Nitekim Rusya ve Çin, BM Güvenlik Konseyi'nde çoğu zaman dirsek teması içindeler. Askeri alanda da ortak manevralar yapıyorlar..."Çin işi-Rus işi", Asya'da ve dünyada yeni denge değişikliğinin bir işareti... skohen@milliyet.com.tr ...Hem siyaset!