Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ERMENİSTAN Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Türkiye ile parafe edilen protokoller üzerinde destek sağlamak üzere Ermeni diasporası turuna çıkarken, bu kadar şiddetli bir muhalefetle karşılaşacağını tahmin etmemişti.
Ermenistan liderinin seyahat programında sırayla Paris, New York, Los Angeles, Beyrut ve Rostov-na-Donu (Rusya) vardı. Amacı, diasporanın bu önemli merkezlerinde Ermeni temsilcilerin görüşlerini öğrenmek ve onları 31 Ağustos’ta Türkiye ile varılan mutabakatın yararları üzerinde ikna etmekti...
Oysa Sarkisyan şimdiye kadar gittiği Paris, New York ve Los Angeles’ta diasporadaki çeşitli örgütlerin temsilcilerinin sert eleştirilerinin yanı sıra, binlerce Ermeninin protesto gösterileriyle karşılaştı. “Protokollere Hayır” kampanyası, Sarkisyan’ın ziyaret programının dışındaki yerlere kadar uzandı ve Toronto’dan Buenes Aires’a kadar birçok kentlerde protesto gösterileri düzenlendi.
Los Angeles’taki bir Ermeni örgütünün başında bulunan Sona Madenyan’ın deyişiyle, “eskiden diaspora Ermenileri Türkiye’yi protesto ederlerdi, şimdi ise Ermenistan Cumhurbaşkanı’nı protesto ediyorlar”...

İtirazlar yükseliyor
ERİVAN ile Ermeni diasporasının protokoller yüzünden karşı karşıya geldiği açık. Böyle bir bölünme ilk kez oluyor.
Diaspora temsilcileri Sarkisyan ile görüşmelerinde Türkiye ile Ermenistan arasında varılan mutabakata neden karşı olduklarını açıklarken, sert ifadeler de kullandılar. Gerçi sokakta gösteri yapanlar gibi Sarkisyan’a “hain” demediler; ama Erivan’ın izlediği politikanın Ermenistan’ı ve Ermeni dünyasını felakete sürükleyeceği uyarısında bulundular.
Örneğin Los Angeles’ta, etkin bir kuruluş olan “Ermeni Ulusal Kongresi”nin (ANCA) Başkanı Ken Haçikyan Sarkisyan ile görüşmesinden sonra yayımladığı bir deklarasyonda kendisine şöyle seslendi: “Bu protokolleri imzalamakla bütün Ermeni milletini tehlikeye düşürdün. Bunu yapmaya hakkın yok. Biz de bunu yapmana izin vermeyeceğiz...”
Sarkisyan ile görüşen Ermeni diasporası temsilcileri, protokollere itirazlarını şu argümanlara dayıyorlar:
1. Protokoller, “soykırımın uluslararası camia tarafından tanınması” çabalarını tehlikeye düşürecektir. 1915 olaylarının incelenmesi için bir komisyon kurulması dahi, “olup bitenlere gölge düşürecek” bir gelişmedir.
2. Sınırların ve toprak bütünlüğünün tanınması, Ermenistan’ın şimdiye kadar kabul etmediği 1921 Kars Anlaşması’nı geçerli sayması demektir. Böylece Ermenistan tarihi haklarından vazgeçmiş olmaktadır.
3. Ermenistan bu mutabakatla Dağlık Karabağ ile ilgili tutumunu da değiştirmekte ve bu bölgede “kendi kaderin tayin etme” hakkından vazgeçmektedir.
Bu argümanlar, Ermenistan’daki siyasi muhalefetin savunduğu görüşler doğrultusundadır. Ne var ki, Ermenistan dışındaki Ermeni temsilcilerinin sesi, Ermenistan içindeki muhalefetten daha gür çıkmaktadır...

Yollar ayrılıyor
GENELDE Ermeni diasporasının Türkiye ile ilgili meselelerde ve özellikle soykırım konusunda yıllardan beri düşmanca bir kampanya sürdürdüğü iyi biliniyor. Son dönemde Erivan, kendi çıkarlarını ön plana alarak Türkiye’ye karşı daha esnek bir tavır almakta yarar görmüştür. Bu şimdi protokoller konusunda Erivan ile diasporanın bakış açısını -ve yollarını- ayırıyor.
Sarkisyan, protokolleri kendi parlamentosuna ve milletine zor da olsa kabul ettirme gücüne sahip.
Aynı şey diaspora için de söylenebilir mi?
Protokollerin imzalanmasıyla ilgili açıklamanın yapılması konusunda şimdi Ermenistan’ın gösterdiği tereddüt Sarkisyan’ın adeta kapana sıkışmış olduğunu ortaya koyuyor.