Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nedeni açık: Muhalefet güçlerinin başkent Bişkekte hükümet binalarını ele geçirmesi ve devrik Başkan Askar Akayevin ülkeden kaçması, birkaç saat içinde oldu bitti...Baş döndürücü bir hızla gerçekleşen bu değişimden sonra şimdi sorulan bir dizi sorunun yanıtını bulmak için herhalde daha fazla zamana ihtiyaç olacak.Kırgızistanda düzen ve istikrar sağlanacak mı, yoksa ülke kargaşaya mı sürüklenecek?.. Dünkü muhalefet, şimdiki iktidar otoritesini kurabilecek mi? Güçlü bir lider ortaya çıkacak mı?.. Dış güçler -özellikle Rusya ve ABD- nasıl hareket edecek? Değişim rüzgârları öteki Orta Asya ülkelerine de yayılacak ve şimdiki rejimleri alaşağı edecek mi?..* * *İLK soruya şu anda kesin yanıt vermek zor; çünkü Akayev yönetiminin yıkılmasından sonra bir belirsizlik hüküm sürüyor. Gerçi eski (ve yeni) Başbakan Kurmanbek Bakiyev -şimdilik- bir lider olarak ortaya çıktı, ancak ülkenin gerçek "güçlü adamı" olup olamayacağı belli değil. Muhalefet hâlâ bölünmüş durumda. Çeşitli grupların liderlerinin "birleştirici" bir lider üzerinde mutabık kalması olasılığı zayıf görünüyor.Devrimin ilk gecesi Bişkekte olanlar (geniş çapta yağmacılık), otorite boşluğunu gözlerin önüne serdi. Bu da Kırgızistanda meselenin sadece "daha fazla özgürlük ve demokrasi" davasından ibaret olmadığını, bunun bir de "ekmek kavgası" ile ilgili olduğunu ortaya koydu. Nüfusun yüzde 65inin fakirlik sınırının altında kaldığı, yüzde 55inin iş güç sahibi olmadığı (ücretlerin de 15-20 dolardan ibaret olduğu) bir ülkede, bir de yolsuzluklar almış yürümüşse ve belirli bir "hâkim sınıf" türemişse, halkın bu şekilde "patlaması"na şaşmamak lazım.* * *KIRGIZİSTAN enerji kaynaklarına sahip bazı komşularının aksine, doğal zenginlikleri olan bir ülke değil. Bir Türk diplomatının belirttiği gibi, Akayev dengeli bir politika ile "ülkenin stratejik konumunu değerlendirmesini bilmiştir." Gerçi bu, halkını zenginleştirmemiştir; ama bu sayede dış mali destek elde edebilmiştir. Bu denge politikası çerçevesinde Kırgızistanda hem ABD, hem Rus üslerinin kurulması mümkün olmuştur.Ama şu da bir gerçektir ki, son dönemde ABDnin itibarı artmış, Rusyanın nüfuzu gerilemeye yüz tutmuştur. Akayevin devrilmesi de Putin için hiç de iyi bir haber olmamıştır. Buna karşılık Washingtonun sevincini, bizzat Bişkekteki ABD Büyükelçisi dile getirmiştir.Artık ABD ile Rusya arasındaki rekabetin Orta Asyaya uzandığı açık...Kırgızistandaki değişim rüzgârının diğer Orta Asya ülkelerini de etkisi altına alıp almayacağı sorusuna gelince, böyle bir havanın esmesi despotların yönetimindeki Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistanda olası görünse de, başarı şansı doğrusu yüksek değil. Bişkekteki değişimden sonra, bu ülkelerde rejimler daha sertleşebilirler de... Yani oralarda "ekspres devrimler" beklememek lazım... skohen@milliyet.com.tr KIRGIZİSTANdaki devrime henüz -"kadife", "gül", "turuncu" gibi- bir sıfat bulunamadı; ama galiba buna Fransız "Libération" gazetesinin dünkü haberinde belirttiği gibi "ekspres devrim" demek (en azından şimdilik) doğru olacak.