Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun eşleriyle birlikte önümüzdeki perşembe günü açlıktan kırılan Somali’ye yapacakları bir günlük ziyaretin her şeyden önce sembolik bir anlamı var.
Bu Türkiye’nin, devlet ve halk olarak da, binlerce kilometre uzaklıktaki bir Kara Afrika ülkesinde cereyan etmekte olan insanlık dramına kayıtsız kalmadığı, ölümle pençeleşen milyonlarca muhtaca yardım elini uzatmayı insani bir görev saydığı mesajını verecektir.
Bu jest, kuşkusuz Erdoğan Hükümeti için olduğu kadar, Türkiye için de etkili bir “halkla ilişkiler” gösterisi olacaktır.
Bunu ayrıca Ankara’nın yeni “Afrika açılımı” çerçevesinde zamanlı bir hamlesi olarak da değerlendirmek gerek...
* * *
Başbakan’ın ve yanındakilerin Mogadişu’da ne manzaralarla karşılaşacaklarını tahmin etmek zor değil. Aç ve susuz yüz binlerce Somalilinin çektiği acılar, haftalardan beri dünya TV ekranlarına yansıyor.
Aslında Türk heyetinin Mogadişu’daki mülteci kamplarında görecekleri, Somali dramının bir kesitini oluşturuyor. Somali’nin 7.5 milyon nüfusunun 3.7 milyonu açlık çizgisinde. Bunların çoğu, köylerini, kasabalarını terk edip günlerce aç ve susuz yürüyerek (hatta ölen çocuklarını yollarda bırakarak) mülteci kamplarına ulaşmaya çalışmaktadır.
Bu “açların yürüyüşü” Somali’nin sınırlarını da aşmaktadır. Örneğin komşu Kenya’daki Dadaab Kampı’na sığınan Somalili mültecilerin sayısı yarım milyonu bulmuştur.
Sadece bu kampta son 3 ayda ölen çocukların sayısı 30 bine ulaşıyor...
* * *
Uluslararası kuruluşlar öylesine büyük bir felaketle baş edemiyor. BM kaynaklarına göre, şu anda yardım alabilen muhtaçların oranı yüzde 20’den ibaret.
Geriye kalanlar ne olacak? Kendi hallerine mi terk edilecek?
Birleşmiş Milletler geçenlerde Somali’ye acil yardım için 2.4 milyar dolar toplanmasına karar vermişti. Şimdiye kadar bu meblağın ancak bir milyar doları sağlanabildi.
Tabii yardım için gereken fonların -hem de çok hızlı biçimde- oluşturulması çok önemli. Ama o derecede de zor. Özellikle şu küresel ekonomik kriz ortamında...
Yardım için gereken paranın acilen toplanması, mevcut zorlukların sadece bir tanesi. Diğer büyük sıkıntı, yardımların Somali’deki aç insanlara ulaştırılabilmesidir. Bunda da ciddi siyasi engeller ortaya çıkıyor.
Halen Somali’nin özellikle kuraklık ve açlıkla en çok karşılaşan güney bölgesi, El Kaide ile ilintisi olan El Şebab militanlarının kontrolünde. Yardımları bu bölgeye ulaştırmak imkânsız. Çünkü El Şebab yöneticileri açlığa sebebiyet veren kuraklığın ancak “dualar okuyarak” giderileceğine inanıyor ve “yabancı ajan” olarak gördükleri yardım kuruluşlarının kendi hâkimiyetleri altındaki yerlere girmelerine izin vermiyor!
* * *
Somali’nin zayıf hükümetinin başındaki Başbakan Abdiveli Muhammed Ali’nin dünkü açıklamasına göre, başkent Mogadiğu’da yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşması için gereken tedbirler alınmış, bu arada özel eğitim görmüş 300 asker de görevlendirilmiş...
Ancak mesele bununla bitmiyor. Daha önce de yazdığımız gibi, Somali’deki açlık sorununa yol açan kıtlığın sebebi sadece ekolojik (iklim) şartları değildir. Bunun gerisinde iç çatışmalar, devlet otoritesi boşluğu, yanlış ekonomik politikalar, altyapı eksikliği, eğitim yetersizliği gibi sebepler yatmaktadır.
Kuşkusuz şu anda önemli olan acil bir “cankurtaran” operasyonu yürütmektir. Ama bunun başarılı olması için de, ülkenin siyasi koşullarının düzelmesi gerekmektedir.