Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       TÜRKİYE'de erken seçim kararı, dış çevrelerde nasıl karşılandı? Bu çevreler seçimlerin 9 ay sonra yapılmasını nasıl değerlendiriyorlar? Bu süre içinde özellikle dış politikanın ne ölçüde ve ne şekilde etkileneceğini düşünüyorlar? Seçim sonucu konusunda ne gibi tahminlerde bulunuyorlar?..
       Bu konuları, Ankara'daki - ve İstanbul'daki - yabancı diplomatlarla, ABD ve Avrupa'daki Türkiye uzmanları ile ve Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile etraflıca konuştuk.
       Türkiye'nin dünyaya açıldığı ve onunla bütünleşmeye çalıştığı bir dönemde, dış çevrelerin seçim gibi ülkenin siyasal geleceğini belirleyecek önemli bir olay üzerinde ifade ettikleri düşünceler, kuşkusuz farklı ve ilginç bir perspektif getiriyor.
       Dikkatlerin iç siyaset sahnesine ve seçim manevralarına çevrildiği şu sırada, durumun bir de "dış"tan nasıl görüldüğünü ve değerlendirildiğini bilmekte herhalde yarar var.
       Bu üç bölümlü yazı dizisinin amacı, bir kısmı isimlerinin açıklanmaması koşulu ile konuşan yabancı diplomatların ve gözlemcilerin bu konudaki düşüncelerini özetle yansıtmaktır...
       * * *
       İLK sorudan başlayalım: Erken seçim için ne düşünülüyor?
       Türkiye'de siyaseti yakından izleyen yabancılar için, bu karar hiç de sürpriz olmadı. Çünkü haftalardan beri Ankara'da hep erken seçim konuşuluyordu. Kaldı ki, bir Avrupalı diplomatın dediği gibi, "Mesut Yılmaz'ın koalisyon hükümeti işe başlarken de, başlıca görevinin ülkeyi erken seçime hazırlamak olduğu açıkça belirtilmişti."
       Bir başka Avrupalı diplomata göre, "erken seçim, demokrasilerde geçici rahatsızlıkların giderilmesi için başvurulan sağlıklı bir yöntemdir... 1990'larda İspanya'dan Fransa'ya, İtalya'dan İskandinavya'ya, Yunanistan'dan İsrail'e kadar birçok ülkede erken seçim yapılmıştır."
       Ancak, dış çevrelerde şaşkınlık yaratan husus, Türkiye'de 31 Temmuz 1998'de karar verilen erken seçimlerin, ta 18 Nisan 1999'da - yani 9 ay sonra - gerçekleşecek olmasıdır. Yukarıda saydığımız ülkelerin diplomatları ve analistleri, o ülkelerde erken seçimlerin 2 - 3 ay gibi kısa bir süre içinde düzenlendiğini hatırlatıyorlar. Çoğu da 9 ay gibi uzun bir süreyi sakıncalı buluyor. Bir gözlemci, "Temmuz'da kararlaştırılan bir erken seçimin yapılacağı tarih, Ekim ayını geçmemeli idi" diyor. "İşin içine 9 ay girince, buna erken seçim demek, lügat anlamında dahi, doğru değil!.."
       * * *
       BU da, söyleşilerimizde, yabancıların açıkça "Yılmaz neden böyle uzun süreli bir erken seçime razı oldu?.. Baykal neden erken seçimi bu kadar istiyor?" gibi soruları gündeme getirmelerine yol açtı.
       Belli ki Türkiye'yi yakından izleyen diplomatların dahi kafası bunu almıyor. Akıllarını karıştıran sorulara yanıt bulamıyorlar: "Baykal'ın erken seçim üzerindeki ısrarı ve Yılmaz'ı bu kadar sıkıştırması, seçimleri kazanacağına olan inancından mı kaynaklanıyor? Bundan nasıl emin olabilir?.. Yılmaz, Baykal'ın baskıları yüzünden mi erken seçime razı oldu, yoksa o da seçimleri kazanacağını tahmin ettiği için mi buna karar verdi? Bir süre daha bekleseydi onun için - ülke için de - daha iyi olmaz mıydı? Baykal'dan neden bu kadar çekindi?.."
       Bu sorulara diplomatlar ve analistler farklı yanıtlar veriyor. Bir kısmı Yılmaz'ın herhalde son ekonomik reformlardan ve IMF ile anlaşmadan sonra, ortamın kendisi için daha elverişli olduğuna karar vermiş olabileceğini düşünüyor. Ancak bir diplomatın deyişi ile "bu hesap doğru ise neden 9 ay zaman kaybediyor ve bir risk alıyor?.." Hele Yılmaz yıl sonunda başbakanlığı seçim tarihine kadar bir başkasına bırakacaksa, son zamanlarda kazandığı sanılan itibarı veya popülaritesi o 4 aylık dönemde unutulup gitmez mi?..
       * * *
       YILMAZ'ın bu işe, bu şartlarla girişmesine akıl erdiremeyen bir Batılı gözlemci, aslında erken seçimin Türkiye'de genelde bu kadar arzulanan bir şey olmadığını da belirtiyor. "Sezdiğim kadarı ile, iş çevreleri bunu istemiyor. Halk da o kadar heyecan duymuyor. Sanıyorum askerler de pek hoşnut değil. Onlar istikrar ve devamlılık (ve de söz verilen yasaların çıkarılmasını) daha çok arzu ediyorlar."
       Washington'daki bir "Türkiye izleyicisi"nin ifadesi ile, "bu erken seçim jimnastiğinin mantığını anlamak zor. Zamanlama ve süre açısından kafa karıştırıyor, hatta anormal gözüküyor. Bu da Türk siyasetinin bir özelliği olsa gerek"...

       YARIN:
       DIŞ POLİTİKA NASIL
       ETKİLENECEK?




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr