Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Irak'ta geçen perşembe günü yapılan parlamento seçimlerinin henüz kesinleşmeyen sonuçları, ana hatları ile şu tabloyu ortaya koyuyor: Dinci Şii "ittifak" 275 sandalyeli mecliste birinci parti durumunda. Onun hemen ardından, Kürt ittifakı geliyor. Bu kez seçimlere katılmayı kabul eden Sünniler ise üçüncü pozisyonda. ABD'nin favorisi olan eski Başbakan İyad Allavi'nin laik Şii grubu ise, dördüncü sırada yer alıyor...Oy sayımı henüz tamamlanmış değil. Resmi açıklama yılbaşında yapılacak. Ancak oyların neredeyse yüzde 90'ının tasnifi, aşağı yukarı yeni meclisin alacağı şekil hakkında bir fikir veriyor. Bazı partilerin şikâyetleri nedeniyle belirli bölgelerde sonuçlar iptal edilse ve seçimler oralarda yenilense bile, herhalde bu tablo pek değişmeyecek.* * *ABD ve diğer birçok ülkenin beklentisi bu seçimlerin "demokratik, laik, birleşik ve istikrarlı bir Irak"ın oluşmasını sağlayacağı idi. Oysa sonuç, Irak'ta laik değil, köktendinci güçlerin hâkim duruma gelmekte olduğunu gösteriyor.Bu seçimlerin ortaya koyduğu diğer önemli bir özellik de, seçmenlerin genelde etnik ve dinsel temelde oy kullanmış olmasıdır. Yani "Iraklılık" anlayışından çok, Şii, Sünni; dinci, laik; Kürt, Arap, Türkmen gibi etnik ve dinsel kimlikler öne çıkmıştır. Seçimler Iraklıların, çağdaş bir "ulus-devlet" için gerekli sayılan -moda tabiriyle- "çimento"dan henüz yoksun olduklarını, mezhep ve ırk farkının aralarına set çektiğini ya da uçurum yarattığını ortaya koymuş bulunuyor.* * *BU tablonun gözlerin önüne serdiği başka bir gerçek de, dinci akımların Irak siyasetinde hâkim duruma geldiğidir. Şii "Birleşik İttifak"ın zaferi bunun açık bir göstergesi. Hiç kimse radikal Şii gruplarının bu ölçüde bir başarı göstereceğini tahmin etmemişti. Hatta ABD ve İngiltere, Batı yanlısı laik Şii güçlerin (örneğin Allavi grubunun) bu seçimlerden daha güçlü çıkıp belirleyici bir rol oynayabileceğini hesaplamıştı...Sünniler, dış telkinlerin de sonucu olarak, bu seçimlere geniş şekilde katıldılar. Ama en azından nüfusları oranında bir siyasal temsil kabiliyetini gösteremediler. Sünni grupların bir kısmının da radikal dinci eğilimli olduğu ve dolayısıyla yeni parlamentodaki köktendinci kesime güç katacağı unutulmamalı...* * *ŞİMDİ bütün mesele, bu sonucun Irak'ın yeni siyasal yapılanma sürecine nasıl yansıyacağı, yani geleceğini nasıl etkileyeceğidir.Bu konuda tabii en kötü senaryo, bu sonuca itiraz etmekte olan bazı Sünni unsurların meclisi boykot etmesi ve/veya şiddet yolunu tercih etmesidir. Bu kaosa, hatta ülkenin parçalanmasına kadar gider...İyi senaryo, belli başlı grupların, yani Şiilerin, Sünnilerin ve Kürtlerin bu yeni sürecin başında bir beraberlik anlayışıyla "geniş bir koalisyon" hükümeti kurmasıdır. Bunu beklemek belki fazla iyimserlik olur.Tabii akla gelen başka koalisyon formülleri de var. Ancak meclisteki radikal dinci ağırlığın bir şekilde yeni yönetime yansıyacağı açık.Irak'ta Şii gücün bu şekilde ortaya çıkmasından en çok memnun olacak olan kuşkusuz İran'dır. Basit bir ifadeyle "dış güçler" arasında bu seçimlerden en kazançlı çıkan İran, en fazla düş kırıklığına uğrayan ve sıkıntıya düşen de ABD'dir.Komşumuzdaki bu yeni durumun Türkiye açısından değerlendirmesini başka bir yazıda yapacağız. skohen@milliyet.com.tr SONUÇ ABD başta olmak üzere "Koalisyon" üyelerinin planladığı ve Türkiye dahil birçok bölge ülkesinin ümit ettiği gibi çıkmadı...