Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bu akşam İstanbul’daki Alman Başkonsolosluğu’nda Fransız ve Alman büyükelçilerinin katılımı ile, ilk kez bir "ortak" resepsiyon gerçekleşiyor.
Diğer dünya başkentlerinde ve büyük kentlerinde olduğu gibi, İstanbul’daki bu sıra dışı diplomatik olayın amacı, "Elysee Andlaşması"nın 40. yıldönümünü kutlamaktır.
22 Ocak 1963’te zamanın Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle ve Almanya Şansölyesi Konrad Adenauer tarafından imzalanan bu andlaşma, iki ülke arasındaki eski düşmanlık ve güvensizliğin üstünden bir sünger çekiyor ve yeni bir dostluk ve işbirliği dönemi açıyordu. Bir daha sonraki yıllarda, bugün Avrupa Birliği olarak tanınan tarihi oluşumun da öncülüğünü ve itici gücünü oluşturacaktı...
***
BUGÜN, Elysee Andlaşması’nın 40. yıldönümünde, Fransız - Alman dostluğunun hangi noktaya ulaştığının en canlı göstergesi, Versailles Sarayı’ndaki bir dizi etkinlik olacak. O Versailles Sarayı ki, 1871’de Fransızların yenilgisi üzerine Bismarck, Almanya İmparatorluğu’nun kuruluşunu burada ilan etmişti. Ve gene o Versailles Sarayı ki, Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinin ardından 1919’da, ünlü barış anlaşmasının imzalanmasına sahne olmuştu...
Bugün ise Versailles Sarayı’nda Fransız ve Alman hükümetlerine mensup bakanlar ortak bir toplantı yapacaklar. Daha sonra Fransa Millet Meclisi ile Alman Bundestag’ına mensup 1200 milletvekili ilk kez birlikte bir oturumda yan yana oturacaklar...
***
ELYSEE Andlaşması’nın 40. yılında, bu "sembolik" etkinliklerin dışında gerçekleşmesi beklenen başka birçok proje var: Fransız ve Alman hükümetlerinin periyodik ortak toplantılar yapması, bu ortaklığı kurumlaştıracak olan bir genel sekreterliğin kurulması, hatta dışişlerini birlikte yürütecek olan bir "süper" dışişleri bakanının görevlendirilmesi gibi...
Bütün bunlar, "dünkü düşman, bugünkü dost" iki ülkenin "entegrasyon" sürecini nerelere kadar götürmeye çalıştıklarını gösteriyor.
İki büyük lider, De Gaulle ile Adenauer 40 yıl önce Elysee Andlaşması’nı imzaladıkları zaman, ilişkilerde bu kadar kısa zamanda, bu kadar hızlı bir ilerleme gerçekleşebileceğini tahmin etmişler miydi? Muhakkak ki onların vizyonu, böyle bir birlikteliği gerçekleştirmek ve bu sayede Avrupa’nın da çatışmaları geride bırakıp birleşmesini sağlamaktı.
Onların ardından işbaşına gelenler, bu yolda sebatla yürüdüler. Bugün sadece Fransa ve Almanya değil, AB de pekiştirilmiş bir entegrasyona doğru hızla gidiyor. Ortak tarım politikasından "euro"ya, AGSP’den Avrupa anayasası hazırlıklarına kadar, bu yönde pek çok adım atıldı. Şimdi Almanya ve Fransa’da, iki ülke arasında bir "konfederasyon" fikrini savunanlar dahi var... Bunu "hayal" olarak görenlere de verilen yanıt şu: "Elysee Andlaşması’nın 40. yılında bu gördükleriniz de vaktiyle hayal addedilmiyor muydu?"
***
FRANSIZ - Alman dostluğu, bugün hala düşmanlıkları devam eden uluslar için bir örnek olmalıdır. Demek ki, "ezeli" sürtüşmeleri ve düşmanlıkları, sürekli barışa ve işbirliğine dönüştürmek pekala mümkün. Yeter ki o anlayış ve irade olsun...
Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’in şu sözleri ne kadar anlamlı: "Benim okul zamanımda öğretmenler Avrupa’yı, ülkelerin ezeli düşmanlıklarına göre sınıflandırıyorlardı. Bugün bunlar çok eski zamanlara dair bir hikaye gibi geliyor"...
Keşke, herkes - özellikle bölgemizin liderleri - bundan ders alabilse...