Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Fransızlar bile şaşırdı... "Liberation" gazetesi, Başbakan Lionel Jospin'in Korsika'ya belirli oranda özerklik veren planının "birçok tabuları yıktığını" yazıyor. "Le Monde" gazetesi, Jospin'i Korsika temsilcileri ile sağlanan anlaşmadan ötürü kutlarken, "25 yıllık şiddet kampanyasından sonra karşı taraf ile müzakereye oturmak dahi bir cesaret işi idi" diyor...
       Evet, Fransa'nın bir parçası olan Korsika Adası'nda çeyrek yüzyıl süren terörden sonra, Başbakan Jospin'in geçen aralıkta ilk kez Korsika milliyetçileri ile müzakere sürecini başlatmak ve Fransızların "tabu" saydığı sorunlara eğilmek" cesaretini" göstermesi, nihayet arzulanan sonucu verdi: Önceki gün iki taraf arasında varılan anlaşma ile, "Korsika problemi" artık hal yoluna giriyor.
       * * *
       FRANSIZLARIN şimdiye kadar "tabu" saydığı konu, Cumhuriyet'in toprak bütünlüğü ve ulusal birliği ile ilgili. Fransız Anayasası ülkeyi bir "üniter devlet" sayar. Fransa'nın yönetim şekli de buna göre oldukça "merkeziyetçi" bir sistem üzerinde oturtulmuştur. Fransız Anayasası, Fransızcayı ülkenin tek "resmi dili" olarak kabul etmiştir.
       Fransızlar "Cumhuriyet'in birliği" konusunda daima büyük duyarlılık göstermişler ve Anayasa'nın öngördüğü ilkelerin ve sistemin dışında, herhangi bir kavramı ağızlarına bile almak istememişlerdir.
       İngiltere'de (Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler) ve İspanya'da (Bask) bölgeleri için "devolution" - yani merkezde toplanan yasal yetkilerin belirli bölgelere nakli - konusu tartışılırken, Fransızlar "böyle bir şey asla Fransa'da olmaz" diyordu. Nitekim eski Başbakanlardan Raymond Barre da bir keresinde "Korsikalılar benzer bir şey istesinler de görelim" demişti...
       * * *
       GEÇEN gün Paris'te Fransız hükümeti ile Korsikalı "seçilmişler" (yani yerel meclis temsilcileri) arasında varılan mutabakattan sonra Korsika heyetinin başı Jose Rossi "istediklerimizin hepsi oldu" dedi.
       Gerçekten de öyle. O kadar ki, Korsika'daki yerel meclisin büyük çoğunluğu "Jospin Planı"nı kabul ediyor.
       Bu plan (ve varılan mutabakat) şu önemli unsurları içeriyor:
       * Korsika dili, adanın tüm okullarında öğretilecek (ama zorunlu değil.)
       * Yerel meclise bazı yasal yetkiler verilecek. Bu başta sınırlı olacak. İki yıl içinde bu yetkiler genişletilecek ve pratikte Paris, Korsika ile yasal yetkileri paylaşacak.
       * Şiddet eylemleri tamamen durursa, 3 veya 4 yıl sonra, Korsika'nın "devolution" yetkisinin ve bir nevi özerkliğinin tanınması için, anayasal değişiklik yapılacak...
       * * *
       KORSİKA'da "Jospin Planı" (tamamen Fransa'dan kopmak isteyen ufak militan grup hariç) destek görürken, Paris'te bazı siyasal çevreler bundan hiç hoşlanmıyor. Jospin'in kabinesinde İçişleri Bakanı olan Jean Pierre Chevenement, bunu "Fransa'nın egemenliğini teslim etmesi" olarak görüyor ve bu yüzden "Cumhuriyet'in temellerinin sarsılacağını" öne sürüyor.
       Ancak Fransa'da da 25 yıldır süregelen bu sorunun çözüm yoluna girmesi, memnuniyetle karşılanıyor. Fransızlar da, günümüzde bu tür sorunların artık eski kavramlarla veya klişelerle halledilemeyeceğini anlamış bulunuyorlar.
       Jospin, "tabu"ları yıkmak ve soruna farklı yaklaşmak "cesareti"ni göstermek suretiyle, bir liderlik örneğini de vermiştir.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr