Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

   
       
    IRAK halkı onlara "kurt" ile "yılan" adını takmıştı. Uday ile Kusay, babaları Saddam Hüseyin'in kurduğu rejimin standartlarına göre bile, birer "canavar" sayılıyordu...
    39 yaşındaki Uday, yakınlarının dahi canına kıyan, evli kadınlara tecavüz eden, düşman olarak gördüğü kimselere işkence yapmaktan zevk duyan bir sadist idi. 36 yaşındaki Kusay ise siyasi gücünden aldığı cesaretle rejim karşıtı saydığı binlerce insanı katleden, kalabalık hapishanelerde "toplu temizlik" yapılması emrini veren bir zalimdi...
    Kendi halkına karşı öylesine amansız davranan Saddam oğullarının öldürülmesi ile, eski rejimin bir kalıntısı daha silinmiş oldu.
    Bu olay, son haftalarda dikkatlerin daha çok Irak'taki Amerikan işgali üzerinde toplandığı bir sırada, Saddam yönetiminin zalim ve keyfi davranışlarını ve sonuçta ülkesine yaptığı kötülükleri yeniden hafızalarda canlandırdı.
    Aslında savaşa ve Amerikan işgaline karşı olanların da unutmaması gereken bir gerçek bu...
    ***
    UDAY ile Kusay'ın Musul'da gizlendikleri yerde öldürülmesi Irak'ta son günlerde her gün bir - iki askerini kaybeden ABD'nin moralini yükseltmiş görünüyor. 15 milyon dolar karşılığında yapılan bir ihbarın sonucu da olsa, bu operasyon bir "askeri" başarı...
    Ama bu, Irak'ta gerçekten "siyasi" istikrarın sağlanmasına, yol açabilecek mi?
    Kuşkusuz bu olay - Musul'daki sevinç gösterilerinde görüldüğü gibi - pek çok Iraklıyı memnun etti ve cesaretlendirdi. Ama öte yandan - sayıları daha az da olsa - Saddam yanlılarını eski rejimin lehinde ve ABD aleyhinde tepkilerini sergilemeye sevk etti.
    Şu bir gerçek ki, Iraklılar ABD'nin kendilerini "Saddam rejiminden kurtarması" konusunda farklı ve çelişkili duygular içindeler. Her gün ABD askerlerine karşı girişilen eylemler sadece Saddamcıların ve Baaşçıların öfkesini yansıtmıyor. Aynı duyguları çeşitli nedenlerden duyan geniş halk kitleleri de var. Bunun bir kısmı "ideolojik", bir kısmı "ekonomik" de olsa, halkın tepkisi ve direnişi, ABD için Irak'ta işlerin hiç de iyi gitmediğini ortaya koyuyor.
    ***
    ŞİMDİYE kadar tek taraflı, mağrur, hatta küstah bir politika izleyen Bush yönetimi, acaba Irak'ta durumun iyi gitmemesi karşısında tavrını değiştirecek mi?
    ABD içinde kamuoyunda, basında, Kongre'de bu politikaya karşı giderek artan tepkiler, yönetimi mutlaka düşünmeye sevk ediyordur. Nitekim Washington'dan gelen sinyaller, şimdi dost ve müttefiklerle daha iyi bir diyalog kurmak, Irak'ta barış ve güvenlik kurma işini BM şemsiyesi altına sokmak eğiliminin güçlenmekte olduğunu gösteriyor.
    Gerçekten Bush yönetimi böyle bir yola girerse, hem dost ve müttefiklerini yeniden yanına çekebilecek, hem Irak'taki kritik geçiş döneminin başarılı olmasını sağlayacaktır.
    BM'deki Fransız Büyükelçisi Jean - Marc de la Sobliere doğru söyledi: "Amerikalıların Irak'ta ciddi sorunlarla karşılaşmasından elbet memnun olamayız. Ne de olsa, barışı kazanmak, hepimizin çıkarıdır..."
    Evet, gelinen noktada, ABD'nin Irak'ta başının belada olması kimsenin yararına değil. Tabii Türkiye'nin de...