Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hz. Alinin türbesinin bulunduğu Necef, Irakın koalisyon güçleri tarafından işgal edilmesinden sonra, Bağdat başta olmak üzere diğer kentlere oranla, oldukça sakin kalmıştı.Bu ayın başlarında 73 yaşındaki Büyük Ayetullah, "Mehdi" milislerinin başına geçen El Sadrın yeni bir ayaklanma hazırladığı bu sırada, kalp rahatsızlığı nedeni ile Londraya gitmek zorunda kalmıştı. Meydanı boş bulan genç militan lider, Hz.Alinin türbesinin etrafında üslenmiş, Amerikan ve geçici Irak hükümetine bağlı kuvvetler de milislere karşı harekete geçmişti. Çatışmalar Necefi bir savaş alanına dönüştürmüş, bu da türbenin ve kutsal yerlerin bundan zarar görmesi ve ülkedeki - hatta bölgedeki - Şiileri ayağa kaldırması tehlikesini ve kaygısını yaratmıştır.* * *İşte bu kaygı, yaşlı Ayetullahı Londradaki hasta yatağından kalkıp Necefin yolunu tutmaya zorlamıştır.Bu satırların yazıldığı saatlerde, dini liderin tüm taraflara yaptığı çağrının başarı şansı hakkında herhangi bir tahmin öne sürmek mümkün değil. Belki önümüzdeki birkaç gün içinde de bu sorunun cevabını bulmak zor olacak. Zira Irakta halen son derece karışık ve kaypak bir durum ve her an değişmeye yönelik bir belirsizlik hüküm sürüyor...Şu anda söylenebilecek tek şey, Necefin tekrar huzura kavuşması ve günlerden beri tırmanagelen El Sadr yönetimindeki ayaklanmanın son bulması için tek umudun, Büyük Ayetullahın barış girişimi olduğudur.Bu, her şeyden önce Mehdi güçlerinin silahları bırakmasına, Amerikan ve Irak askerlerinin de geri çekilmesine bağlıdır. Bu yönde ilk atılması gereken adım, tarafların bir ateşkes üzerinde anlaşmasıdır. Ayetullah Sistani bu yılın başlarında böyle bir mutabakat sağlayabilmişti. Şimdiki koşullar daha da zor olmakla beraber, dini liderin sahip olduğu saygınlığın ve etkinliğin, - ayrıca geniş Şii kitlelelerinin verdiği desteğin - kendisine böyle bir olanak sağlayabileceğini düşündürüyor...* * *Gerçekten Şii milisler kadar, ABD yetkililerine ve geçici Irak hükümetine söz geçirebilecek bir otorite varsa, o da Büyük Ayetullahtır.Onun yardımcılarından Seyid Muhammed Musawinin dün akşam BBCye demecinde belirttiği gibi, "Mehdi milislerinin onun emirlerine itaat etmemesi, Irak hükümet makamlarının ve ABD işgal güçlerinin onun barış çağrısına uymaması düşünülemez"... Bu arada Seyid Muhammedin "El Sadr da buna razı olacak mı?" şeklindeki soruyu pek dikkate almaması ve "her zaman Büyük Ayetullaha sadık kalan Şii milisler"i ön plana çıkarması, oldukça anlamlı...Ayetullah Sistani, daha önceki konuşmalarında, Irakın işgalinin bir an önce son bulmasını ve demokratik, temsili bir rejimin kurulmasını savunmuştur. Ancak kendisi, her türlü şiddete ve çatışmaya da karşı çıkmış, hep uzlaşma tavsiye etmiştir. Şimdi de sakin ve etkin kişiliğiyle bunu sağlamayı hedefliyor.Yakın çevreleri, Ayetullahın dönüşüyle birlikte Necefte bir "sükunet ve hüzün dönemine dönüş süreci"nin başlayacağını dile getiriyorlar.Umarız, bu süreç de uzun sürmez... skohen@milliyet.com.tr Irak nüfusunun yüzde 65ini oluşturan Şiilerin dini lideri Büyük Ayetullah Ali Sistani, dün üç hafta önce ayrıldığı Necefe döndüğünde, kutsal kenti bir savaş alanı halinde buldu...