Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Irak ve Suriye’de El Kaide ile bağlantısı olan grupların eylemleri artık intihar saldırıları, suikastler, sabotajlar içeren şiddet kampanyasının ötesinde, bu ülkelerdeki iç savaşın yeni cephesini oluşturuyor.
Hedef şimdi sadece halkın farklı mezheplere mensup kesimi, rakip siyasi ve ideolojik gruplar değil, doğrudan doğruya rejim ve mevcut devlet yapısıdır.
Yöntem çeşitli cinsten terör eylemlerinin yanı sıra, askeri bir savaş düzenidir.
Orta veya uzun vadeli amaç da, peyderpey ülke topraklarını ele geçirip devlet yapısını kendi anlayışına uygun bir şeriat temelinde yeniden düzenlemektir.
El Kaide ve ona bağlı radikal İslamcı grupların özellikle Irak’ta ve Suriye’de giriştikleri mücadele, bu nedenle terör sınırlarını aşıp, bu ülkelerdeki iç çatışmaların bir parçası haline gelmiş bulunuyor. Geçmiş yıllarda ABD ve Avrupa kentlerini -ve de sivilleri- hedef alan El Kaide’ciler şimdi Arap ve İslam coğrafyasında rejimleri veya rakip olarak gördüğü grupları tehdit ediyor.

Terörün ötesinde...
Irak’ta ABD işgalinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan istikrarsızlıktan derhal yararlanmasını bilen El Kaide, başta daha çok Şiileri hedef alan terör eylemlerine girişti. Örgüt mensuplarının şiddet kampanyası binlerce sivilin ölmesine ve ülkede büyük bir kargaşanın yayılmasına yol açtı.
BM’nin yayınladığı bir rapora göre 2013 yılında bu tür eylemler sonunda ölenlerin sayısı 8898’i buluyor.
Şu sırada El Kaide stratejisinin yeni bir aşamasına geçmiş bulunuyor. Ona bağlı olan “Irak-Şam İslam Devleti” (İŞİD) adlı örgütün savaşçıları bu hafta Felluce ve Ramadi kentlerinin önemli bir kısmını ele geçirdiler. Şimdi bölgeye gönderilen Irak ordu birlikleri onları oralardan atmaya uğraşıyor. Irak uçakları da ilk kez hava bombardımanı ile operasyona destek veriyor.
Şii Başbakan El Maliki’den hoşlanmamakla beraber, bu iki kentteki Sünni aşiretler, pozisyon değiştirip El Kaide’cilere karşı savaşıyorlar. Aşiret reisleri İŞİD’in kurmak istediği şeriat düzenini istemediklerini söylüyorlar.
Türkmenlerin de yaşadığı Felluce ve Ramadi’de iç savaşın nasıl gelişeceği belli değil. Ama bölgede daha çok kan akacağa benziyor.

Ortak savaş alanı
Suriye’de de İŞİD’in savaşçıları atakta. Ona bağlı bazı gruplar, Türkiye sınırına çok yakın bazı yerleri ele geçirmiş durumdalar.
Bunda da ilginç olan husus aralarında yabancı ülkelerden gelen radikal İslamcıların da bulunduğu bu grupların, bir ara aynı safta yer aldıkları Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’ya karşı silahlarını çevirmeleri ve onların Esad rejiminin hâkimiyetinden kurtardıkları bölgeleri ele geçirmeye çalışmalarıdır.
İŞİD yöneticileri son verdikleri demeçlerde, Irak ve Suriye’yi bir “ortak savaş alanı” olarak nitelendirdiler ve her iki cephede de eşgüdümlü olarak çarpışacaklarını belirttiler.
Zaten şu anda olan da budur. Bunun sadece bu iki komşu ülkenin değil, bütün Ortadoğu’nun geleceği için taşıdığı büyük tehlike belli değil mi?