Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ULUSLARARASI Kriz Grubunun (ICG) Irak uzmanı Joost Hiltermann, geçen gün İstanbul’da yapılan bir konferanstaki sunumunda katılımcılara hatırlattı: Irak tam 7 aydır hükümetsiz. Onun deyişiyle bu bir dünya rekorudur!
Gerçekten seçimlerden sonra 7 ay geçtiği halde, bir türlü hükümet kuramayan Irak’tan başka ülke yok.
ICG uzmanının vurguladığı şu nokta önemli: Gelişmiş ülkelerde, hükümet pazarlıkları haftalar sürse bile, devlet mekanizması çalışmaya devam eder, işler yürür. Oysa Irak’ta devlet kurumları felç oluyor, hizmetler aksıyor, günlük yaşam daha da zorlaşıyor.
Zaten işgalden dolayı, Irak’ta devlet otoritesi nerdeyse ortadan kalktı. Şiddet eylemleri (eskisine nazaran azalmakla beraber) devam ediyor. Yolsuzluk yürüdü. İşsizlik had safhada... İnsan hak ve özgürlükleri bir yana, can ve mal güvenliği diye bir şey kalmadı...

Neden kurulamıyor?
BUGÜNE kadar hükümetin kurulamamasının çeşitli nedenleri var:
Başlıca neden, hiçbir partinin tek başına hükümeti kuracak çoğunluğa sahip olmadığı bir ortamda, siyasi liderlerin bir türlü uzlaşmaması, her birinin kendi çıkarları ve amaçları peşinde koşmasıdır.
Seçimlerden ılımlı bir Şii olan İyad Allavi’nin bir kısım Sünnilerin de desteğini alan “Irakiye İttifakı” meclisteki 325 sandalyenin 91’ini kazanmıştı. Eski başbakan Nuri El Maliki’nin Şii ağırlıklı “Hukuk Devleti İttifakı” ise 89 sandalye almıştı.
Bu iki gruptan hiçbiri gerekli 163 oy sağlayabilecek bir koalisyon hükümeti kuramadı. Çeşitli formüller üzerinde aylarca süren pazarlıklar sonuç vermedi.
Bu çıkmazda mezhepsel ve ideolojik ayrışmadan kişisel çekişmelere kadar çeşitli faktörlerin yanı sıra, etkisini hissettiren bir sebep daha var: O da İran.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde dün düzenlenen Irak’la ilgili bir yuvarlak masa toplantısında, eski Bağdat Büyükelçimiz Nuzhet Kandemir, sunduğu bir analizde, İran faktörü üzerinde önemle durdu. Kandemir’in deyişiyle, İran’ın Irak’taki siyasi gelişmeler üzerinde etkisi öyle bir noktaya geldi ki halen Bağdat’taki kadar güçlü İran Büyükelçisi, 19.yüzyılda İngiltere Büyükelçisi kadar güçlü bir konumda..
Gerçekten İran kendisine taraftar Şii güçleri manipüle ederek, hükümet pazarlıkları dahil, siyasi işleri yönlendirmeye çalışıyor ve nüfuzunu giderek hissettiriyor...

Neden önemli?
IRAK’ta hükümet krizinin devem etmesinin nedenleri bir yana, sonuçları Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor ve de kaygılandırıyor.
Evet, Türkiye Irak’ın istikrarı için yoğun diplomatik çaba harcıyor, çeşitli grupları uzlaştırmaya çalışıyor, onların sempatisini ve güvenini kazanıyor. Öte yandan Türkiye, Kuzey Irak’taki Kürt yönetimiyle de son zamanlarda iyi ilişkiler ve diyalog kurmuş durumda. Ayrıca ekonomik alanda da bir hareketlilik var.
Ancak Türkiye açısından bir an önce hükümetin kurulması çok önemli.
Güvenlik alanında Irak Kürt yönetimiyle PKK konusunda görüşülen çeşitli formüllerin ve bu arada Kuzey Irak’ta bir güvenlik şeridinin kurulması gibi fikirlerin hayata geçirilmesi için, sadece Erbil’in değil, Bağdat’ın onayı ve desteği gerek.
Ekonomik alanda, Kuzey Irak’taki petrol kaynaklarından Türkiye’nin layıkıyla yararlanması için de(Nabucco projesi dahil) yalnız Erbil ile değil, Bağdat ile de anlaşmak şart.
Bağdat’ta güçlü bir hükümet kurulmadıkça istikrar gerçekleşemez.
Üstelik, hükümetsizlik, belirsizlik ve istikrarsızlık ülkeyi daha ciddi bir kaosa ve hatta iç savaşa sürüklemek potansiyelini içeriyor ki, bu da Türkiye’nin hiç istemediği şeydi.