Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün belki de kafanızı karıştıracak bir tablo sunacağım. Irak’ta son günlerde ortaya çıkan yeni durum karşısında, kimin kimden yana veya kime karşı olduğunu yansıtan karmaşık ve çelişkili bir tablo.
IŞİD’in Irak’ın bir kesimine hâkim olması, sadece Irak’ta değil, bütün bölgede de güç dengelerinde önemli değişikliklere yol açtı. Öyle ki, şimdi mezhepsel, ideolojik ve siyasi bazda yeni bir saflaşma ve cepheleşmeye doğru gidiliyor.
Tablonun önce Irak içindeki görüntüsüne bakalım.
* İlk bakışta IŞİD’in Irak’ta giriştiği eylemler, dinsel-mezhepsel bir nitelik taşıyor. Amaç kendi inanç ve anlayışı doğrultusunda bir İslam Devleti ve daha kapsamlı şekilde Hilafeti kurmaktır. IŞİD bunu Şii ağırlıklı Irak yönetimine karşı savaşarak gerçekleştirmek peşinde.
IŞİD bu savaşında Saddam rejiminin mağdur olan eski Baas’çılarından (hatta subaylarından) destek görüyor. O Baas’çılar ki, vaktiyle Sünnilere ve dinci gruplara karşıydılar. Şimdi onlar ülkeyi bölen radikalle aynı saftalar. Ne de olsa şimdi ortak düşman, Maliki iktidarı...
* Tablonun bu kesiminde IŞİD ile Kürtleri de karşı karşıya görüyoruz. Gerçi Irak Kürtlerinin büyük kesimi de Sünni, ama bunda mücadelenin mahiyeti farklı. Kürdistan yeni durumdan yararlanıp bağımsızlık ilan etmek peşinde. Peşmergeler, IŞİD savaşçılarına karşı çıkarken, dolaylı olarak Bağdat’ın safında yer alıyorlar.

Rakipler aynı safta
Gelelim Irak dışındaki güçlere.
* ABD IŞİD’i Irak dahil, tüm bölge için bir tehdit olarak görüyor ve merkezi yönetimi destekliyor. ABD bu tutumu ile kendisini iki önemli rakibi ile aynı safta buluyor. Birisi İran, diğeri ise Rusya.
Washington ile Tahran ve Moskova arasında Irak konusunda gizli diplomasi yürütülüyor.
Dolayısıyla IŞİD tehdidi, bölgedeki belli başlı aktörleri birbirine yaklaştırmış durumda.
* Suudi Arabistan (ve özellikle Katar) Suriye krizinde Esad rejimini devirmek için İslamcı gruplara yardım etti. Bu gruplara El Kaide’ci unsurların -ve de IŞİD’in- dahil olduğu sonradan anlaşıldı. Şimdi Suudi Arabistan IŞİD’e karşı sert bir tavır almış bulunuyor. (Hele Hilafet ilanı olayından sonra).
Suudi Arabistan IŞİD’e karşı cephe alırken, dolaylı olarak Şii İran ile -ve de Suriye ile- aynı safta yer almış oluyor! Oysa Riyad, şimdiye kadar Tahran’ı hep rakip olarak görmüştür!

Siyasi deprem
Listeyi daha uzatmadan özetle diyebiliriz ki, Irak’ta olanlar, bölgede izdüşümü hissedilen şiddetli bir deprem gibi... Dengeler altüst oluyor, yeni gruplaşmalar, gizli ittifaklar -ve de yeni düşmanlıklar- oluşuyor.
Deprem bitmedi, devam ediyor. Dengelerin daha ne kadar değişeceğini, saflaşmaların nasıl gelişeceğini tahmin etmek de çok zor. Şimdiki arapsaçını anlamak zor olduğu gibi...