Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BEKLENMEDİK terör faciasının gölgesinde cereyan eden İspanya'daki seçimlerin iki galibi var: Birincisi, Jose Maria Aznar'ın Halkçı Partisi'ni yenerek iktidara gelmeyi başaran Jose Luis Zapatero'nun Sosyalist Partisi... İkincisi de, tam seçim öncesinde gerçekleştirdiği korkunç saldırı ile İspanya'nın siyasi yönünü değiştiren El Kaide örgütü...
Oysa ki, Madrid'deki katliama kadar seçimle ilgili tüm nabız yoklamaları, Halkçı Parti'yi rakibinin en az 6 puan önünde gösteriyordu. Terörizmi lanetlemek için sokaklara dökülen 10 milyon İspanyol'un öfkesi, Aznar'ın bu saldırının sahibi olarak ısrarla - veya kasten - "yanlış adres" (yani El Kaide yerine ETA) vermesi üzerine, bu kez Başbakan'a ve onun partisine karşı yöneldi.
İspanya'nın Ankara'daki Büyükelçisi Manuel de la Camara'nın bize dediği gibi, halkın geniş bir kısmı böylece Aznar'ı ve partisini bir "öfke oyu ile cezalandırmış oldu"...
***
KABUL etmeli ki, "El Kaide" bu kez dehşet verici eylemi için zamanı ve zemini çok ustaca seçti.
İspanya, Aznar'ın gerek Afganistan, gerekse Irak politikalarında ABD'nin yanında olması nedeni ile örgütün hedef listesinin başında yer alıyordu. Örgüt eylemi seçim tarihine denk getirmekle, İspanya'yı yerinden oynatmanın yanı sıra, ülkenin siyasi rotasını da değiştirmeyi (ve böylece benzer durumdaki diğer ülkeleri de "yola getirmeyi") hesaplamıştır.
Dün telefonla görüştüğümüz Madrid'deki Büyükelçimiz Volkan Vural'ın belirttiği gibi, "El Kaide" terör saldırısı ile İspanya'yı hem "kalbinden", hem de seçim günü "sandıktan" vurmuş oldu...
Bunun etkileri Avrupa'da hatta ABD'de dahi, hissedilmekte gecikmeyecektir. Dünkü "New York Times"ın bu bağlamda, İspanya'daki seçim sonucunu "Bush için de bir darbe" olarak nitelendirmesi, anlamlıdır.
***
ŞİMDİ iktidara gelen Zapatero ve partisi, İspanya'nın Irak konusunda ABD'yi desteklemesine, bu ülkeye asker göndermesine ve böylece AB'nin Fransa - Almanya ekseninden uzaklaşmasına şiddetle karşı çıkmıştır. Dolayısıyla, şimdi Madrid'in dış siyasetini bu yönde bir "ayarlama"ya tabi tutması bekleniyor.
Zapatero seçildikten sonra verdiği ilk demeçte Irak'tan 1300 askerini geri çekme konusundaki niyetini yineledi. Sosyalist hükümetin halkına verdiği bu sözünden dönmesi herhalde mümkün değil. Yani Madrid er geç, ABD ile arasının açılması pahasına, bu adımı atacak.
Bir bakıma bu, "El Kaide"nin şiddet yolu ile istediğini elde ettiği ve böyle bir sonucun ona benzer "darbeler" için cesaret verebileceği anlamını taşır...
***
İSPANYA'nın dış politikadaki ayarlamaları veya değişikliği Türkiye ile ilişkileri etkiler mi?
İki büyükelçi de Madrid'in Türkiye politikasında bir değişiklik beklemiyor. İspanya Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen bir ülke. Büyükelçi Vural, Zapatero ve diğer sosyalist liderlerle yaptığı görüşmelerin ışığında, bu desteğin yeni dönemde de devam edeceği kanısını taşıyor.
Türkiye açısından bu önemli. Seçim sonucunun yol açacağı diğer değişikliklerin etkileri ise, ayrı bir yazı konusu...