Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       İsrail Başbakanı Ehud Barak'ın Türkiye'ye yaptığı 12 saatlik "çalışma ziyareti", iki ülke arasında hızla gelişen ilişkilere yeni bir ivme kazandırdı.
       Bu gezinin birinci ayağını oluşturan Adapazarı'ndaki prefabrike "İsrail - Türk Köyü"nün açılışı, "halklar arasındaki" yakınlaşmanın simgesini oluşturdu. Ziyaretin Ankara'daki (ve iki Başbakan arasında Adapazarı - Ankara kara yolculuğu sırasındaki) görüşmeler faslı ise, devlet düzeyindeki işbirliğini bir adım daha ileriye götürdü...
       * * *
       ECEVİT - Barak görüşmesinde - genel bölgesel sorunlar üzerindeki görüş alışverişi dışında - savunmadan ticarete, Manavgat suyundan GAP'a, bilimsel çalışmalardan uzay teknolojisine kadar çeşitli alanlarda işbirliği projelerinin ele alınmış olması, Türk - İsrail ilişkilerinin çok geniş bir yelpazeye yayıldığını ortaya koydu.
       Bazı gözlemciler, bunu "stratejik ilişkiler" diye nitelendiriyorlar. Tabii "stratejik" sözcüğü sadece askeri değil, kapsamlı bir ilişki anlamında kullanılıyor.
       Türk - İsrail ilişkilerinin uzun bir hareketsizlik döneminden sonra, yeniden canlanması, 5 - 6 yıllık bir iştir. Kısa bir sürede ilişkilerde kaydedilen "patlama" konjonktürün müsait olması kadar, iki tarafın da böyle "geniş ve hızlı" bir gelişmenin lehinde önemli çıkarlar görmesinin sonucudur.
       * * *
       NİCE ilişki vardır ki, güzel sözlerden, hatta mutabakat metinlerinden ibaret kalır. Türk - İsrail ilişkileri kısa zamanda bunun çok ötesine geçmiştir.
       * Türk - İsrail ilişkilerinin bir özelliği, "pratik boyutu"dur. İki tarafta da çeşitli alanlarda yapılan temasları, süratle sonuca bağlamak ve tasarlanan işleri uygulamaya koymak konusunda büyük gayret vardır. Şimdiye kadar birçok proje böyle gerçekleştirildi. Şimdi de konuşulan veya masaya getirilen (Manavgat suyu, GAP, bilim ve teknoloji alanında işbirliği, çok yanlı ticaret vs. gibi) projeler için de aynı şey söylenebilir. Bunların aynı pratik zihniyet ve yöntemlerle hızla yaşama geçirilmesi mümkün olacaktır. Barak'ın ziyareti bu sinyali vermiş bulunuyor.
       * İlişkilerin diğer bir özelliği de "ortaklık boyutu"dur. İki ülkenin yapısı birbirini "tamamlayan" özellikleri nedeni ile, ortaklığa müsaittir. Bu, ticaretten tarıma, savunmadan teknolojiye kadar, çeşitli alanlar için geçerlidir. İki ülke de farklı yeteneklere ve avantajlara sahiptir. İkisi bu potansiyellerini bir araya getirince, karlı bir ortaklık ortaya çıkıyor. Nitekim şu ana kadar da bu, sözünü ettiğimiz alanlarda, böyle olmuştur.
       * Nihayet Türk - İsrail ilişkilerindeki diğer bir özellik de "destek boyutu"dur. Siyasal alanda Türkiye, İsrail'in şahsında, doğal bir müttefik bulmuş durumda. İsrail, Türk - ABD ilişkilerinde (güçlü lobisi ile), Türkiye - AB yakınlaşmasında (siyasal etkinliği ile) Türkiye'ye destek oluyor. Bakü - Ceyhan boru hattı konusunda da İsrail, Ankara'nın yanında yer alıyor. Son deprem, sadece Barak hükümetinin değil, İsrail halkının da Türkiye'ye "destek" alanındaki güçlü isteğini ortaya koydu.
       İşte, Türk - İsrail ilişkilerinin hızla çeşitli alanlarda gelişmesinde bu üç boyutun büyük payı vardır...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr