Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Saatler ilerledikçe, "Professore" diye tanınan Prodi ile, "Cavalieri" (Şövalye) namıyla anılan Berlusconi'nin başında bulunduğu iki rakip cephe arasındaki oy farkı daralmaya başladı. Gece vakti bu fark bir kıl payı inceldi. Hatta bir ara Prodi'nin mecliste, buna karşılık Berlusconi'nin de senatoda -çok az bir farkla da olsa- çoğunluğu elde ettiği ortaya çıktı.Bu belirsizlik ve karışıklık -ve de heyecan- gece yarısından sonra da sürdü. Sabaha karşı Prodi oy sayım sonuçlarına bakıp Santi Apostoli Meydanı'nda toplanan taraftarlarına "kazandık" müjdesini verdi. Ona oy verenler arabalarını Roma caddelerinde kornalarını çalarak coşku içinde sürdüler. Ama gene de bir kuşku ve belirsizlik vardı...Öğle vakti Prodi bir daha gazetecilere hem mecliste hem de senatoda çoğunluğu kazandığını söyledi ve bir başbakan edasıyla konuşarak kuracağı hükümetin "tüm İtalyanları" kucaklayacağını belirtti... İTALYA'da önceki gün yerel saatle 15'ten itibaren seçim sandıkları açılıp ilk "çıkış" sonuçları ilan edildiğinde, Romano Prodi'nin Silvio Berlusconi'yi yenmek ve iktidara gelmek üzere olduğu kanısı hâkim olmuştu. O kadar ki, Prodi'nin başında bulunduğu 9 partiden oluşan merkez-sol blokun sözcüleri zafer ilan ediyor, Berlusconi'nin merkez-sağ koalisyonuna mensup meclis ve senato üyeleri gazetecilere yenilginin nedenlerini anlatıyordu... İtalya'daki seçim sonuçları -kampanya sırasında anketlerin tahmin ettiğinin aksine- baştan sona bir karmaşaya yol açtı; zafer veya yenilgi ibresi, kâh sola, kâh sağa yöneldi!Sonuç, aslında İtalyan toplumunun, neredeyse eşit şekilde, ikiye bölündüğünü ortaya koydu.Sonucu ters yönde ele alırsak, bu seçimlerden kimsenin gerçek bir "zafer" kazanmadığını söyleyebiliriz. Prodi sadece çok az farkla "kazandı", Berlusconi de ancak "sıfır virgül" ile ifade edilecek bir farkla "kaybetti"...Bu, son 50 yılda 59 hükümet değiştiren İtalya için çok anormal bir olay değil! Aslında İtalyanlar Berlusconi'nin 5 yıllık yönetimi sırasında, ilk kez öylesine uzun bir istikrar dönemi yaşadılar. "Cavelieri" İtalyan siyasal ve ekonomik yaşamına damgasını vurdu, karizmatik davranışlarıyla halkın sempatisini kazandı. Ama İtalya'da ekonomik sıkıntılar, yolsuzluklar, sosyal dengesizlikler, bu seçimlerde pek çok seçmenin sakin ve ciddi "Professore"nin reform ve değişim vaat eden merkez-sola meyletmesine yol açtı.Ne var ki, iki cephe arasındaki farkın çok cılız olması, İtalya'yı eskiden olduğu gibi yeniden "zor yönetilebilen" bir ülke haline getiriyor. Bir sağa, bir sola... İki tarafın aldığı oylar arasındaki farkın çok az olması, oy sayımının yeniden yapılması olasılığını gündeme getiriyor. Berlusconi'nin bu yöndeki talebi üzerine Yüksek Mahkeme'nin vereceği karar, İtalya'nın siyasal geleceğini belirleyecek. Dün ilan edilen sonuçların kesinleşmesi ve taraflarca kabul edilmesi halinde bile, bir "hükümet kurma" ve "hükümet etme" sorunu çıkacaktır.66 yaşındaki Prodi'nin hükümeti kurması için Cumhurbaşkanı'nın onu bu göreve getirmesi gerek. Ancak Cumhurbaşkanı Champi'nin görev süresinin bitmek üzere olması bir sorun yaratabilir. Champi bu işi halefine bırakmak istiyor. Bu da zaman alacak. Yani pratikte Berlusconi hükümeti, en az birkaç hafta daha "vekâleten" iktidarda kalacak.Asıl önemli olan, Prodi'nin nasıl bir hükümet kuracağı, başında bulunduğu çeşitli eğilimli partilerin aynı blok içinde ne kadar kalacağı, bu şartlar içinde vaat ettiği reformları ve değişiklikleri yapıp yapamayacağıdır. Bu arada Berlusconi'nin de boş durmayacağını ve yeni iktidarı yıpratmaya çalışacağını tahmin etmek zor değil."İtalyan usulü siyaset" hep böyle olmamış mıdır? skohen@milliyet.com.tr Sil baştan!