Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dün sabah Kuzey Kore'nin bir yeraltı nükleer bomba denemesi yaptığı haberi, bu bakımdan büyük sürpriz olmadı. Ama olay, başta bölge ülkeleri olmak üzere, uluslararası camiayı derinden sarstı.Kuzey Kore gibi, bir diktatör tarafından yönetilen, güneydeki "kardeşi" ile olduğu kadar, ABD ile sürekli kavga halinde bulunan, Japonya ve diğer yakın ülkelere de meydan okuyan bir devletin nükleer silah üretebilecek duruma gelmesi gerçekten dünyayı korkutuyor.Endişe yaratan diğer bir husus da, bu olayın bölgede ve dünyada yeni gerginlikler yaratması ve Japonya'dan Avustralya'ya kadar, başka ülkeleri de nükleer silaha sahip olmaya itmesi olasılığıdır.Şu anda K. Kore ile "nükleer kulüp" üyelerinin sayısı "resmen" sekizi buluyor (Atom bombasına sahip olduğunu inkâr etmekle beraber İsrail'i buna katarsak bu sayı 'fiilen' 9 oluyor). "Zincirleme tepki" ile bu sayının önümüzdeki aylarda ve yıllarda artması tehlikesi şimdi daha da büyüyor... Beklenen oldu... Kuzey Kore geçen hafta, yakında bir nükleer silah denemesi yapacağını bildirdiği zaman, dünya buna şaşırdı. Ancak Çin, Japonya, Rusya gibi yakın komşu ülkeler, açıklamayı ciddiye aldılar ve Pyongyang'ı uyarmaya çalıştılar. Ne var ki, Kim Jong-İl rejimi, programını çok önceden belirlemiş, ilk atom bombası denemesini gerçekleştirmeyi aklına koymuştu... K. Kore aslında çok zayıf bir ekonomiye sahip. Son iki yılda halkın hatırı sayılır bir kesimi, açlıkla (ve hastalıkla) karşılaşmıştır. Ülkenin rejimi gibi, ekonomisi de tamamen "kapalı" ve içe dönüktür.Yirmi yıl önce ziyaret ettiğim K. Kore'de rejimin temel felsefesi, "cüçe" diye tanımlanan -ve adeta ulvileştirilen- bir prensibe dayanıyor. Bu prensibin özü, ülkenin sırf kendi gücüyle azimle ve özveriyle varlığını sürdürmesi ve her şeyi bu ruhla kendi başına başarmasıdır.Komünist Kore'nin kurucu "büyük lideri" Kim İl-Song'un ortaya koyduğu bu doktrin, 1994'te onun ölümünden sonra, oğlu Kim Jong-İl tarafından sürdürülmüştür. "Sevgili Lider" lakabı verilen genç Kim de, aynı otoriter yönetimi korumuş ve aynı politikaları devam ettirmiştir.Bu rejim, bugünkü özellikleriyle de, bazı bakımlardan Mao dönemindeki Çin'i veya Enver Hoca'nın Arnavutluk'unu andırmaktadır.Bununla beraber, Kin Jong-İl yönetimi, halkın büyük mahrumiyetlerine ve sıkıntılarına rağmen, bazı alanlarda, inanılmaz başarılar elde edebilmiştir. Örneğin, eğitimde ve modern teknolojide attığı ileri adımlar sayesinde, orta ve hatta uzun menzilli füzeler üretebilecek seviyeye gelmiştir. Nitekim geçen temmuzda Alaska'ya kadar ulaşabilecek "Taepodong" füzesinin denemesini gerçekleştirmiştir. Ve şimdi nükleer silah denemesi, gerçekten teknolojik başarısını gözler önüne seriyor... Yemiyor, içmiyor, ama... Peki, K. Kore buna neden gerek görüyor? Nükleer silah üreteceğine, halkın ihtiyaçlarını karşılasa ve onun yaşam standardını yükseltse daha akılcı olmaz mı?Kim Jong-İl için atom bombasına sahip olmanın şu önemi var: 1) Rejimini korumak. ABD ve diğer düşmanlarının baskılarına karşı koymanın en etkin yolu bu... 2) Halkına moral vermek. Bu sayede Kuzey'de yaşayan Korelilere ayrı bir kimlik ve milliyetçilik duygusu aşılamak mümkün..."Sevgili Lider"in bu ihtirası ve çabaları ne sonuç verecek? Şimdilik görünen şey, K.Kore'nin daha ağır baskılar altına girmesi, daha çok yalnızlığa itilmesi ve söz sahibi olmayan halkının daha fazla sıkıntı çekmesi ihtimalidir. skohen@milliyet.com.tr Moralini yükseltiyor!