Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Herkesin kafasındaki bu soruya şu anda verilecek yanıt, bir beklentiden veya tahminden öteye geçemez.Yanıt basit ifadesi ile şöyle olabilir: Çıkabilir de, çıkmayabilir de!Hangi olasılığın ağır bastığını da şimdiden söylemek zor. Çünkü, dün de belirttiğimiz gibi, Kopenhagda 15 üye ülkenin liderleri "siyasi bir karar" verecekler. Bu kararı verirken, bir ölçüde - daha çok teknik bir nitelik taşıyan - İlerleme Raporunu temel olarak alacaklar. Ama önemli bir ölçüde "siyasal etkenleri" de göz önünde bulunduracaklar.Öyle görünüyor ki, şu anda 15ler arasında bu konuda netleşmiş bir görüş veya tavır yok. Diğer bir deyişle, üye ülkelerin liderleri dahi, ne yönde karar vereceklerini henüz bilmiyorlar. Bu bakımdan Kopenhagda bir araya gelecekleri zaman, bir konsensüse varmaları hiç de kolay olmayacak...***KOPENHAG zirvesinde Türkiyenin bastırdığı "müzakere tarihi" konusundaki tartışmaları ve nihai kararı etkileyecek birkaç önemli siyasi etken var.1) Seçimler. "On beşler" 12 Aralıkta Kopenhagda toplandıkları zaman, Türkiyedeki 3 Kasım seçimlerinin nasıl bir sonuç verdiğine bakacaklar. Yeni Mecliste çoğunluğun ve iktidara gelen partinin ya da partilerin özellikle AB ile ilişkiler, üyelik için şart koşulan kriterleri yaşama geçirme gibi konularda ne kadar istekli ve kararlı olacağını tespit etmeye çalışacaklar.Avrupalı diplomatların kanısınca, AKP önderliğindeki bir hükümetin - AB yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmeye angaje olması halinde - işbaşına geçmesi, bir pürüz sayılmayacak. Ancak bu takdirde AB pratikte neler olacağını görmek için bir süre daha beklemek isteyebilir.2) Kıbrıs. Ankaranın açısından, Türkiye - AB ilişkileri ile Kıbrıs sorunu arasında bir ilinti olamaz. Ama gerçekte böyle bir ilinti kuruldu bile. AB Türkiyenin Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olmasını talep ediyor. Ayrıca mesele halledilsin veya edilmesin, Kıbrısın (yani Güney kesiminin) üyeliğinin kesinleşmesini istiyor.Bu bakımdan Kopenhag zirvesine kadar Kıbrıs görüşmelerinin alacağı seyir ve Ankaranın tavrı liderlerin Türkiye ile ilgili kararını da etkileyecek.3) Türkiyenin stratejik önemi. Bu şimdiki konjonktür içinde (hele Irak krizi nedeni ile de) "artan bir önem" olarak görünüyor. AB, Türkiyeyi uzaklaştırmak - ve hele kaybetmek - istemez. Ancak Türkiyenin stratejik konumu da AB içinde farklı görüşlere yol açıyor: Kimileri, sınırları kritik Ortadoğu - Körfez - Kafkasya bölgesine kadar uzanan bir Türkiyenin ABye katılmasını tehlikeli sayıyor; kimileri de, bunun ABnin dünya politikasında oynamak istediği rol açısından bir kazanç olacağını düşünüyor.Nihayet gene bu bağlamda, Türkiyenin AGSP karşısındaki pozisyonu da, Kopenhag zirvesinde kararı etkileyecek faktörlerden biri olarak görülüyor. Türkiyenin darıltılması, ABnin bir Avrupa ordusu kurma planlarını altüst edebilir...***BAŞTAKİ soruya dönersek, Kopenhagdan "müzakere takvimi"nin çıkıp çıkmayacağı, bu belli başlı siyasal etkenlere bağlı. Ama tabii bunun da ötesinde, Türkiyenin önümüzdeki iki ay içinde AB liderlerini böyle bir karar almaya zorlamak için yılmadan ve küsmeden harcayacağı çabalara da bağlı... skohen@milliyet.com.tr AB Komisyonunun dün resmen açıklanan Türkiye ile ilgili İlerleme Raporunda sözü edilmeyen "müzakere tarihi", aralık ayında Kopenhag zirvesinden çıkacak mı?