Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       BAĞDAT sokaklarında 4 günlük bombardımanın ardından "Irak'ın zaferi" kutlanıyor. Saddam Hüseyin, Irak ulusunun ABD'ye karşı direnişinin "onur ve itibar" kazandırdığını söylüyor...
       Washington ve Londra'da, teknolojinin son "harikası" seyir füzeleri ve akıllı bombalarla gerçekleştirilen hava operasyonlarının, "daha önce belirlenen hedeflere ulaştığı" belirtiliyor. Bill Clinton ve Tony Blair, görevin başarı ile yerine getirildiğini söylüyorlar...
       İki tarafın beyanlarındaki bu çelişkiye şaşmamak lazım. 1991 Körfez Savaşı'ndan sonra da öyle olmamış mıydı? ABD, müttefiklerinin desteği ile, Irak kuvvetlerini Kuveyt'ten çıkardıktan sonra Irak topraklarında yenilgiye uğratırken, varlığını koruyabilen Saddam yönetimi, halkın coşkusu ile, zafer ilan etmemiş miydi?..
       O günden bu yana Irak'la ilgili tüm krizlerden sonra, iki taraf hep kendilerini kazançlı gösterdiler.
       Garip görünebilir ama, iki tarafın söylediği de - bir ölçüde - doğru.
       ABD "muharebeler"de üstünlük sağlıyor, galip geliyor; ama "savaşı" kazanamıyor...
       Irak ise "muharebeler"de büyük zarar görüyor ve yenilgiye uğruyor; ama "savaşı" kaybetmiyor...
       Son olayda ABD'nin ve İngiltere'nin üstün askeri performansı tartışılmaz. Ama Saddam rejiminin ayakta kalma yeteneği de kuşku götürmez...
       * * *
       "ÇÖL Tilkisi" operasyonunun, daha önce belirlenen amaçlara göre, başarıya ulaştığı doğrudur.
       Neydi hedefler? Irak'ın kütle imha silahları yeteneğini, askeri altyapısını ve Saddam'a destek veren güçleri "zayıflatmak". Bunun önemli ölçüde başarıldığı anlaşılıyor. Askeri uzmanlar, şimdi Irak'ın silahlanma programının "birkaç yıl geriye gittiğini" öne sürüyorlar...
       Bu kez bir de operasyonun siyasal amaçları vardı. Bunlardan biri, BM'nin silah deneticilerine güçlük çıkartan ve ABD'ye kafa tutan Saddam yönetimini cezalandırarak, ona gözdağı vermekti. Amerikan stratejistleri Ramazan nedeni ile ara verilen, ama ilerde tekrar başlayabilecek olan bombardımanların "caydırıcı" bir etki yapacağını öne sürüyorlar.
       Washington ve Londra'daki bu değerlendirmeler doğru olabilir. Ancak bu kez bombardımanın, daha uzun vadede "Saddam'ın zayıflatılması ve devrilmesi" hedefine ne kadar hizmet ettiği sorulmaya değer. İki başkentte de resmi ağızlar, "Çöl Tilkisi"nin, Saddam'ın geleceğini sarsacağı umudunu ifade ede dursunlar, gerçek şu ki, Irak diktatörü, kendine özgü üslubu ile, halkını (ve hatta Arap kamuoyunu) kendi etrafında toplamayı başarıyor. En azından şimdilik durum budur. İlerde ne olur?
       ABD Irak sorununda yeni bir sayfa açmak niyetinde görünüyor. Washington'da Saddam'a karşı yeni bir strateji oluşturuluyor. Bunun hazırlıkları bir süredir yapılmakta idi. Şimdi artık bu planları yaşama geçirme aşamasına geçiliyor.
       Yeni stratejinin hedefi, Irak'ın içinde ve dışında, Saddam aleyhtarı güçleri seferber etmek ve rejimi devirmek için devreye sokmaktır. Ancak bunun da zorlukları çok. Irak'ın yapısı bir mozaiktir. Muhalefet, birbirleriyle uyum içinde olmayan pek çok gruptan oluşmaktadır. Bu yoldan rejimi alaşağı etmek şimdilik hayal olarak görünüyor. Saddam şu veya bu şekilde gitse dahi, Irak'ta kimin - veya kimlerin - dizginleri ele alacağı da belli değildir.
       Washington'da stratejistlerin hazırladığı planların uzun vadeli hedefleri, yeterince belirli ve açık değil...
       * * *
      
ABD'nin Irak'ı "kontrol altında tutmak" politikasına karşılık Saddam'ın stratejisi, "meydan okumak"tır. Saddam, bu politikayı, Irak halkının ödediği çok ağır faturalara rağmen, sürdürme kararında görünüyor.
       Birkaç gün sonra herhalde son kriz yatışır gibi olacak, iki taraf da "işine" dönecektir. Yani ABD yeni operasyon ve strateji hazırlıklarına hız verecek, Saddam da konumunu korumak için direnmeye devam edecektir.
       Ta ki yeni bir kriz - ve bombalar - patlayıncaya kadar...




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr