Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       İki adayın da seçildikleri takdirde neler yapacağı - veya yapmayacağı - artık biliniyor. Ama bilinmeyen şey, iki adaydan hangisinin seçimleri kazanacağıdır...
       ABD'de seçime 3 gün kala, kamuoyu araştırmaları, George W. Bush'u Al Gore'un biraz önünde gösteriyor. Ama bu, Cumhuriyetçi adayın Beyaz Saray'a girişini garantilediği anlamına gelmez.
       Çünkü: 1) Anketlere göre iki aday arasındaki oy oranı farkı oldukça düşük. 2) Bu fark - özellikle kararsızların alacağı tavra göre - son gün (hatta son saatlerde dahi) değişebilir. 3) Seçim anketlerinde daima bir yanılma payı var. İki aday arasındaki oran farkı ne kadar az ise bu pay da o kadar büyük olur. 4) ABD'deki seçim sistemine göre, önemli eyaletlerin desteği, sonuç üzerinde belirleyici bir rol oynar. "Seçim koleji" adı verilen kurulda eyaletlere göre toplanan oylar, anketlerdeki tahminleri bozabilir.
       Bunlar hep bundan önceki bazı seçimlerde görülmüş olaylardır. Bu kez görülebilir; ama görülmeyebilir de... Bu yüzden çoğu gözlemci, bu seçimlerin sonucu için kesin bir şey söyleyemiyor.
       * * *
       ABD'deki seçimler, kampanya tarzından seçmenin adaylara ve tartışılan konulara bakış şekline kadar, (Avrupa demokrasilerinden farklı) kendine özgü özellikler taşır.
       Örneğin "Amerikanvari seçim sistemi"nde en önemli etkenlerden biri, adayların kişiliğidir. Hangi aday seçmene daha sempatik ve yakın görünürse, bu faktör onun daha çok lehine işler.
       Bu bağlamda Bush'un şansı Gore'unkinden daha fazla. 52 yaşındaki Al Gore, görgülü, ama İngilizce deyimi ile "bore", yanı sıkıcı! Konuşmaları (içerik açısından doyurucu da olsa) monoton ve ağır. 54 yaşındaki George Bush ise, hoş, ama boş! Düşüncelerinde bir derinlik olmamakla beraber, konuşmaları ve davranışları seçmenlerin bir kısmına cazip geliyor.
       İki aday hakkında şöyle bir espri yapılıyor: Al Gore bir Ford veya Chevy'ye benzer. Bunlar sağlam arabalardır. Bush ise Mustang veya Maserati'yi andırır. Bunlar daha fiyakalıdır!..
       * * *
       BU seferki seçim kampanyası da, biraz bu espriye uygun şekilde cereyan etti. Gore, bilgisini, deneyimini ve vizyonunu ortaya koydu. Başkan Yardımcısı olarak Clinton yönetimi sırasında ABD'nin başarılı icraatının kredisini sahiplendi. Gerçekten bugün ABD ekonomisi, teknolojisi, askeri gücü, siyasal etkinliği ve günlük yaşam kalitesi açısından tarihinin en parlak dönemini yaşıyor. Bu nedenle Al Gore da halkı "devam" demeye çağırıyor ve "Bush gibi bir acemi ile bu avantajları kaybetmeyin" uyarısında bulunuyor.
       Bush ise Teksas Valisi olarak yaptıklarını örnek gösteriyor ve Washington'a yeni bir anlayış getireceğini söylüyor. Babasının itibarından da yararlanan Bush junior, halkın "değişim" eğilimine hitap ediyor ve özellikle bazı kesimlerin duymak istediği bazı vaatlerde bulunuyor.
       * * *
       ASLINDA Gore ile Bush arasında temel politikalarda, genel hatları ile, fazla bir fark yok. İkisi de "merkez"de sayılabilirler. Gore merkezin azıcık solunda, Bush da biraz sağında. Ne var ki, vergiden sağlığa, eğitimden kürtaja, silahtan çevreye kadar çeşitli konularda detaya inildiğinde, "ideolojik" farklılık ortaya çıkıyor.
       Ancak bu farklılık, ABD'nin içte ve dışta, iyice kurumlaşmış ve millileşmiş olan politikalarında, bir rota değişikliği yaratacak değil. "Araba modeli" farklı da olsa, ABD aynı yönde yoluna devam edecek...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr