Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Bunun arkasında başka bir neden olup olmadığını bilemiyoruz. Ancak Kosova meselesinin çok hassas bir döneme girdiği şu günlerde bu ziyaretin gerçekleşmemesi, bizce daha iyi oldu... Aslında bu, ikinci erteleme. Dışişleri Bakanı bu gezisini 11 Aralık'ta yapacaktı. Ancak Kosova Temas Grubu'nun nihai raporunu 10 Aralık'ta yayımlayacağı anlaşılınca, bu ziyaretini ileri bir tarihe atmayı yeğledi.Şu anda da Kosova sorunu kritik bir noktada. BM Güvenlik Konseyi'nde son yapılan toplantılarda bir anlaşma sağlanamadı. Öte yandan Sırbistan, Kosova'nın bağımsızlığını engellemek için yoğun bir kampanya içinde. (Bu arada Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç geçenlerde Ankara'ya da geldi). Buna karşılık Kosova'nın yeni seçilen hükümeti, dış güçler anlaşamadığı takdirde, tek yanlı olarak bağımsızlığı ilan etmeye kararlı. Kosova yöneticileri bir süre daha bekleyecek, ama sonuç alınamazsa, mart veya nisan ayında mutlaka bağımsızlığını ilan edecek.Esas dananın kuyruğu da o zaman kopacak. Bu bağımsızlığı tanımaya hazır çok ülke var. Ama buna karşı olanların sayısı da az değil. Asıl kaygı verici olan husus, dış güçler ve bölge ülkeleri arasındaki sürtüşmelerin Balkanları yeniden bir barut fıçısı haline getirmesi olasılığıdır... Dışişleri Bakanı Ali Babacan bu hafta Kosova'ya resmi bir ziyaret yapacaktı. Ama gidemedi. Resmi nedeni: "işlerinin yoğunluğu"... Türkiye tarihi, siyasi, kültürel ve dinsel nedenlerle Kosova ile yakından ilgilidir ve bölgenin bağımsızlığa kavuşmasından yanadır. Özellikle kamuoyunda bu yönde büyük bir sempati ve destek vardır.Şimdiye kadar Ankara'nın resmi politikası, bu sorunun BM çerçevesinde, uzlaşarak çözümlenmesi lehinde olmuştur. Türkiye'nin temennisi, Güvenlik Konseyi'nin Kosova'nın statüsünü belirleyecek bir karar almasıdır.İdeal olan da budur. Ama Güvenlik Konseyi'nde böyle bir mutabakat yoktur. Veya en azından şimdiye kadar böyle bir görüş birliği sağlanamamıştır. Önümüzdeki haftalarda da sağlanamazsa, Kosova yönetimi, bağımsızlığı ilan ettiğinde, her ülke kendi stratejisine uygun bir tavır alacak, bu bağımsızlığı tanıyacak veya buna karşı çıkacak... Keşke anlaşsalar... Bu durumda Ankara'nın da şu sırada öne fırlamak yerine olayların gidişatını yakından izleyip tavrını ona göre belirlemesi daha uygun olacaktır.Sanıyoruz Ankara'nın bugünkü politikası da budur. Herhalde Türkiye Kosova'nın tek taraflı bağımsızlık ilan etmesi halinde, kendisine yakın diğer ülkelerin tutumunu da dikkate alarak kararını verecektir.Türkiye'nin bu konuda ihtiyatlı davranması için birçok sebep vardır. Ankara bölgeyle ilgili çıkarlarını ve uluslararası ilişkilerini olduğu kadar bazı "hassas noktaları" da dikkate almak zorunda. Bu noktalardan biri de, "toprak bütünlüğü" ile "self-determinasyon" ilkeleri arasındaki çelişkinin Türkiye açısından yarattığı sıkıntıdır.Daha önceki bir yazımızda da belirttiğimiz gibi, bu prensiplerin uygulanmasında her olay ve her ülke aynı durumu arz etmez. Benzerlikler olsa da, farklılıklar da mevcuttur. Kosova'nın bağımsızlığı KKTC'nin lehinde bir emsal olarak görülebilir. Ama buna karşılık bölgedeki başka ayrılıkçı unsurlar (örneğin Irak'taki Kürtler) bu argümanı kendi lehlerinde de kullanabilirler.Her iki ilkeye önem veren Türkiye bu nedenle bu meselede dikkatli davranmak zorundadır. skohen@milliyet.com.tr Prensipler çelişince...