Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İNGİLTERE Kraliçesi 2. Elizabeth’in bu yıl boyunca dış ülkelere yapacağı iki resmi ziyaretin birini -ve birincisini- Türkiye’ye ayırmış olması İngiliz diplomasisinin ülkemize verdiği önemi bir kez daha ortaya koyuyor.
Britanya’nın Türkiye’ye bu özel ilgisinin nedenlerinin işaretlerini, Kraliçe’nin önceki gece Çankaya Köşkü’nde yaptığı konuşmada bulmak mümkün.
Aslında bu konuşma, bir süreden beri Birleşik Krallık’ın Türkiye konusunda şekillendirdiği stratejinin ana unsurlarını içeriyor.
Bu bakımdan Kraliçe’nin sözleri, Türkiye’ye olduğu kadar Avrupa’ya ve dünyaya yönelik anlamlı mesajlarla dolu...
İlk bakışta Kraliçe’nin yaptığı bu tür ziyaretlerin sembolik veya protokoler bir nitelik taşıdığı izlenimi edinilse bile, bu gezilerin zamanlaması ve konuşmaların içeriği, siyasal bir anlam taşır.
Nitekim, BBC’nin Kraliyet muhabiri Peter Hunt, Majestelerin Türkiye gezisiyle ilgili değerlendirmesinde, şu ifadeyi kullandı: “Bu kısmen değil, tamamen siyasi bir ziyaret... İngiliz hükümeti Türkiye’ye Doğu ile Batı arasında bir köprü olarak bakıyor... Türkiye’yi başarılı bir demokrasi örneği olarak görüyor”...

Çok şey değişti, ama...
82 yaşındaki Kraliçe’nin daha önce Türkiye’ye gelişleri de siyasal bir anlam taşımıştır.
Kraliçe 1961 yılında, 27 Mayıs ihtilalinden bir yıl sonra Ankara’ya  birkaç saatlik “gayri resmi” bir ziyarette bulunmuştu. O tarihte izlediğimiz bu ziyaretin amacı, İngiltere’nin -ve Batı’nın- devrik liderlerin (Bayar, Menderes ve Zorlu’nun) idam edilmesi olasılığından duyduğu kaygıyı ifade etmek ve açıkçası bunu önlemeye çalışmaktı. Bu kısa görüşme zamanın Cumhurbaşkanı Orgeneral Cemal Gürsel ile, Esenboğa Havaalanı’nın VIP salonunda yapılmıştı. Kraliçe’nin gelişinde ve gidişinde hiçbir açıklama yapılmamıştı. Gazeteciler Gürsel’den görüşme hakkında bilgi isteyince, Paşa “Kraliçe çok zarif bir bayan” demekle yetinmişti!..
Kraliçe 2. Elizabeth’in Ankara’yı 1971’de ilk resmi ziyareti de Türkiye’nin 12 Mart muhtırasının ardından rejim tartışmalarına sahne olduğu bir zamana rastlamıştı. İngiltere o sırada, Türkiye’nin demokrasiye dönüşünü teşvik ediyor, Kraliçe’nin ziyareti de bu yönde bir fırsat oluşturuyordu.
Kuşkusuz Türkiye 1971’den bu yana her alanda büyük mesafe kat etti. Nitekim Kraliçe konuşmasında, bu değişikliğe değindi ve demokrasi alanında da gelinen noktanın o zaman hayal bile edilemeyeceğini söyledi.

Tartışma sürüyor
Ne var ki, bu ziyaret de, iktidar partisinin kapatılma davası ile karşılaştığı ve gene rejim tartışmalarının devam ettiği bir zamana rastlıyor. Kraliçe’ye refakat eden İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband dün, bu konu ile ilgili bir soruyu yanıtlarken kullandığı dikkatli ifadeler, bu konuda duyulan kaygıyı yansıtıyor...
Kraliçe’nin konuşmasında yer alan mesajların başında AB üyeliğine tam destek geliyor. Bu gerçekten İngiliz diplomasisinin temel stratejik hedeflerinden biri. Britanya bu yöndeki çabalarını Fransa ve Almanya’nın muhalefetine rağmen ısrarla sürdürüyor. Kuşkusuz bunda İngiltere’nin kendi çıkarlarının ve bakış açısının rolü var. Ama sonuçta Türkiye İngiltere’yi hep yanında bulabiliyor.
Kraliçe’nin enerji işbirliğinden “Medeniyetler İttifakı” projesine kadar, konuşmasında değindiği konularda verdiği mesajlar da, Londra ile Ankara’nın bir görüş birliği ve uyum içinde olduklarını bir kez daha gösterdi.
Kraliçe’ye bu gezisinde Türkiye’de gösterilen sempati, bu ortak anlayışın ve yakınlığın da bir sonucu...